Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Dışişleri Bakanları Toplantısı yapıldı.
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov'un ev sahipliğindeki toplantıya Kazakistan Dışişleri Bakanı Muhtar Tleuberdi, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Çingiz Aydarbekov, Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ve Türk Konseyi Genel Sekreteri Bağdat Amreyev katıldı.
Türkiye'yi temsil eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, konuşmasında, toplantının Türk Konseyi açısından önemli bir yol ayrımında düzenlendiğini, Nahçıvan Anlaşması'nın 10. yılını ve Özbekistan'ın tam üyeliğini kutladıklarını söyledi.
Budapeşte'de Türk Konseyi'nin ofisinin açılmasını son derece önemli bir başarı olarak nitelendiren Çavuşoğlu, "İş birliğimizin ayak izleri artık Avrupa'ya ulaştı. Budapeşte ofisimiz, iş birliğimizi yalnızca gözlemci üyemiz Macaristan ve Macar halkıyla değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkeleriyle de güçlendirecek." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türk Konseyi'nin önemli bir bölgesel kuruluşa evirildiğini, Türk Konseyi 7. Zirvesi'nin taslak deklarasyonunda iş birliğinin mevcut potansiyelini ortaya çıkaran önemli sonuçların mevcut olduğunu vurgulayarak, Türk Sanayi ve Ticaret Odasının kurulmasının da önemine işaret etti.
Türk Sanayi ve Ticaret Odasının, ticaret ve yatırımı artıracak güçlü bir mekanizma sağlayacağını belirten Çavuşoğlu, Türk İş Forumu'nun da iş dünyasını daha koordineli faaliyetleri için bir araya getireceğini söyledi.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rekabetçi kalabilmek için ürettiklerimizi dünya pazarlarına ucuz bir şekilde hızla eriştirebilmeliyiz. Bu da bizi Türk dünyası için önemli olan bağlanabilirlik konusuna getiriyor. Bağlanabilirlik aynı zamanda Türkiye'nin yeni açıkladığı Asya politikasının merkezinde yer alıyor. Rekabetçi bir maliyetle güvenilir ve hatasız bir bağlanabilirliğe ihtiyacımız var."
- "Tüm kardeşlerimi FETÖ'nün kökünü kurutmaya çağırıyorum"
Türk Konseyi ülkelerinin barış ve istikrar alanı yarattığını fakat tehlikelere ve tehditlere karşı dokunulmaz olmadıklarını belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Uluslararası kuruluşlar nezdinde dahil olmak üzere dış politika ve güvenlik konularında iş birliği yapmamız gerekiyor. İklim değişikliğinden, ırkçılık, ayrılıkçılık, düzenli göçmenlik, terörle mücadele gibi bölgesel ve küresel konulara karşı ortak bir cephe sunmamız gerekiyor. Terörün ve aşırılıkçılığın tüm tezahür ve biçimlerine karşı birlikte durmamız gerekiyor.
Şahsen tüm kardeşlerimi, FETÖ ile mücadelede tüm gerekenleri yapmaya ve ülkelerimizden bu terör örgütünün kökünü kurutmaya çağırıyorum. Gözlemci olarak Macaristan dahil kardeş ülkelerimize FETÖ'ye karşı aldıkları tedbirler için teşekkür ediyorum."
Çavuşoğlu, bilgi, telekomünikasyon, e-devlet ve siber güvenliğin de yakın iş birliği gerektiren önemli konular arasında bulunduğuna değinerek, Türk Konseyi'nin uluslararası sahnedeki görünürlüğünü ve prestijini daha da artırmaya yönelik çalışmalara devam etmeleri gerektiğini, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda "gözlemci" statüsü almak için çabaları artırmaları gerektiğini kaydetti.
- "Ermeni işgali altında bulunması kabul edilemez"
Türk dünyasında ön plana çıkan iki konu bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Kardeş Azerbaycan'ın toprağının beşte birinin Ermeni işgali altında bulunması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da sıklıkla vurguladığı gibi, bu kabul edilemez." dedi.
Çavuşoğlu, Dağlık Karabağ sorununun Türk dünyası bölgesinde, Azerbaycan'ın sorumluluğu çerçevesinde barışçıl çözümüne ilişkin çabaları desteklemeye devam edeceklerini belirtti.
Ön plana çıkan ikinci konunun Kıbrıs olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, siyasi bir çözüm bulunana kadar Kıbrıs Türklerinin meşru haklarını korumaları gerektiğine dikkati çekti.
Çavuşoğlu, Türk Konseyi üyelerinin de haksız izolasyonu kırmak ve adil bir çözüm bulmak için Kıbrıs Türkleri ile birlik göstermelerini beklediklerine işaret ederek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne Budapeşte temsilcilik ofisi açtığı için Macaristan'a teşekkürlerini iletti.
- "Operasyon sınırlı, ölçülü ve hesaplı olacak"
Türkiye'nin karşılaştığı güvenlik tehditlerinden de bahseden Çavuşoğlu, "Maalesef bazı müttefiklerimiz, Türkiye'nin ulusal güvenliğini umursamamaya ve PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi desteklemeye devam ediyor. Bu destek, bu savaşı durdurmadığı için tek başımıza hareket etmek zorunda kaldık. Güvenli bölge kurmak için ABD ile çalışmayı denedik ancak maalesef belirttiğim nedenlerden ötürü bu işe yaramadı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Operasyonumuzun hedefleri son derece nettir; Ulusal güvenliğimize yönelik terör eğilimini ortadan kaldırmak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak, yerel halkı PYD/YGP'den kurtarmak ve Suriyeli mültecilerin evlerine güvenli ve gönüllü bir şekilde dönmeleri için zemin hazırlamak. Bu sadece bizim için değil, başta Avrupa olmak üzere hepimiz için önemli. Bu konu, düzensiz göçmen akışının transit ülke konumundaki Macaristan için de önemli. Bu operasyon sınırlı, ölçülü ve hesaplı olacak. Sadece terörist unsurlar hedef alınacak ve sivillere yönelik azami özen gösterilecektir. Önceki iki operasyonlarımız doğrultusunda bu konuda güçlü bir sicile sahibiz.
Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğü korumak en büyük önceliğimiz. Suriye halkının meşru temsilcileri, Ulusal Koalisyon, geçici hükümet, aşiret liderleri ve Hristiyanlar da dahil olmak üzere azınlıkların temsilcileri operasyonumuza yönelik desteklerini ifade ettiler. Özellikle Azerbaycan ve Macaristan'a verdikleri son derece net destek mesajları için teşekkür ediyorum."
- "Yabancı teröristlerin ülkelerine dönmeleri, bu konuya en doğru yaklaşım olacak"
DEAŞ'la mücadelenin tamamlanmasına yönelik süreci koruyacaklarının da altını çizen Çavuşoğlu, yabancı teröristlere yönelik üzerlerine düştüklerini yaptıklarını vurguladı.
Çavuşoğlu, "Yabancı teröristlerin ülkelerine dönmeleri bu konuya en doğru yaklaşım olacaktır." diyerek, şunları kaydetti:
"Sadece yabancı teröristlerin değil aynı zamanda arkada kalan ailelerin de ülkelerine dönmeleri önemlidir. Arkada kalan kadın ve çocukların da rehabilite edilmeleri gerekiyor. Operasyon aynı zamanda yerlerinden edilmiş Suriyelilerin de ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde dönmelerine olanak tanımayı amaçlıyor.
Türkiye'deki 370 bin Suriyeli, DEAŞ, YPG/PKK'dan temizlediğimiz iki bölgeye döndüler bile. Suriye'nin kuzeyindeki operasyon bölgesinde demografik yapıyı değiştirmeye yönelik bir planımız yok. Herkes evlerine güvenli ve gönüllü bir şekilde dönebilmelidirler."
Öte yandan Çavuşoğlu, temasları kapsamında Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ve Kazakistan Dışişleri Bakanı Tleuberdi ile ikili görüşmeler de yaptı.