Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesindeki bir otelde düzenlenen AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmanın başlangıcında, Milli Eğitim Bakanlığınca, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava değindi.
Erdoğan, "Hamdolsun kazasız belasız bir şekilde tamamlanan LGS sınavına giren tüm öğrencilerimize tekrar başarılar diliyorum. Rabb'im, evlatlarımıza emeklerinin karşılığını göstersin, aileleriyle birlikte kendilerini nice güzel, huzurlu, hayırlı günlere kavuştursun." ifadesini kullandı.
AK Parti'nin, istişareyle kurulduğunu, bugüne kadar da her seviyede ve zeminde istişare kültürünü yaşatmış bir parti olduğunu belirten Erdoğan, kendi aralarındaki istişareleri düzenli olarak sürdürürken en büyük istişareyi de milletle yaptıklarını ifade etti.
Teşkilatlarla milletvekilleriyle belediye başkanlarıyla kesintisiz bir şekilde sürdürdükleri bu istişarelerin hem parti çalışmalarında hem de kabine faaliyetlerinde en önemli yol gösterici olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu anlayışla gerçekleştirdiğimiz oturumlarda, Meclis çalışmalarından teşkilat faaliyetlerine kadar partimizin gündemindeki hususlar hazırunla paylaşılmıştır. Güvenlik, dış politika, ekonomi, tarım, enerji gibi başlıklar altında bakanlarımızın yaptıkları kapsamlı sunumların arkadaşlarımız için bilgilendirici olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
Kendisinin başkanlık ettiği genel değerlendirme bölümünün de yöneltilen sorular ve bunlara verilen cevaplar yanında salonda bulunanların katkılarıyla gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, "Parti yöneticilerimiz ve bakanlarımız kendi alanlarıyla ilgili sorulara verdikleri ayrıntılı cevaplarla toplantının en verimli şekilde yürümesini temin ettiler. Biz de gerektiğinde kendi uhdemizdeki bilgileri ve yaklaşımları siz değerli arkadaşlarımızla paylaştık. Gerek oturumlarda gerekse soru-cevap kısımlarında arkadaşlarımızın donanımları, motivasyonları ve kararlılıklarıyla 2023'e hazırlanmakta olduklarını görmekten memnuniyet duydum." şeklinde konuştu.
Toplantıdaki bilgilendirme ve değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkan tablonun, illerdeki teşkilat mensuplarına ve millete ciddi ve kararlı olarak aktarılmasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Böylece kafalardaki istifhamları ve gönüllerdeki kırgınlıkları gidererek 2023'e daha güçlü bir şekilde hazırlanabiliriz. Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalanlar ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz. Ülkemizde maalesef şahsım, AK Parti, kadrolarımız ve politikalarımız hakkında söylenen her yalana inanmaya hazır bir kitle var. Bunların bir kısmı cehaletten, bir kısmı ihanetten sürekli fitne ateşini körüklemektedir. Türkiye'nin ve Türk milletinin felaketi pahasına kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlar belki her dönemde vardı ama hiçbir zaman bu kadar hırslı ve cüretkar değillerdi. Biz bunlarla mücadele ederken bazen üslubumuzu ve tavrımızı sertleştirmek mecburiyetinde kalıyoruz. Emin olun bu sertliğin tek sebebi, ülkemize ve milletimize karşı mesuliyetlerimizin gereğini yerine getirme kaygısıdır. Meydanı boş bulup önlerine gelen her şeyi yıkarak, karşılarına çıkan herkesi itip kakarak yol almaya çalışanlara eyvallah etmek bize yakışmaz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un, "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım. Boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam. Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir aşıkım istiklale. Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale. Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu." dizelerini okudu.
Erdoğan, "Biz de hangi bedelleri ödersek ödeyelim zalimin hasmı, mazlumun hamisi olmayı sürdüreceğiz. İçeride hiçbir vatandaşımıza kendisini sahipsiz hissettirmeyecek, insanlarımızın tamamını her alanda en ileri özgürlüklere ve hizmetlere kavuşturacak adımlar atmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, dışarıda ise Suriye'den Irak'a, Libya'dan Karabağ'a, Balkanlar'dan Afrika'ya, Karadeniz'den Akdeniz'e mazlumun olduğu her yerde bu onurlu duruşlarını koruyarak siyasetlerini yapacaklarını belirtti.
"DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜCADELEMİZİ HEP DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ"
"Demokrasi ve kalkınma mücadelemizi ülkemize eser kazandıracak, milletimize hizmet edecek bir anlayışla hep daha ileriye taşıyacağız." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Üstadın, 'Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya.' dediği gibi biz de hak bildiğimiz yolda mücadeleden asla geri durmayacağız. Aslını inkar eden haramzadeler her gün bir başka kılığa bürünebilir, her gün bir başka dille konuşabilir; kimse bizden böyle bir tavır, böyle bir üslup, böyle bir kişilik sergilememizi beklemesin. Bu fakir kendini bildi bileli böyledir; değişmedim ve değişmeyeceğim. Biz Hakk'a ram olduk halka hizmet için. Çırpındık, çırpınıyoruz. Allah ömür, millet de yetki verdikçe inşallah yoluna da böyle devam edecek, böyle devam edeceğiz. AK Parti kurulduğu günden beri bu ilkelerle milletin huzuruna çıkmıştır, aynı şekilde yola devam etmekte kararlıdır."
Erdoğan, "Bir Gençlik Şöleni"nde, AK Parti'nin milletin her kesimi gibi gençlerin de gönlünde nasıl sarsılmaz bir taht kurduğuna şahitlik ettiklerini söyledi. Pek çok partinin en büyük mitinglerinde bir araya getirebildiği insanın katbekat fazlası gençle Yeni Adana Stadı'nda buluştuklarını belirten Erdoğan, Şölen dönüşünde meydana gelen trafik kazasında yaşamını yitiren 3 gence rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki seçimlerde 6 milyonu aşkın gencin ilk defa sandık başına gideceğini belirterek, gençlere ulaşacak bu tür organizasyonların, bu tür kanalların öneminin kendiliğinden ortaya çıkacağını dile getirdi.
Sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturulan algılara kesinlikle bakmadıklarını söyleyen Erdoğan, "Statlara sığmayan AK Parti gençliğine bakıyoruz. İktidarımızda 20 yılımıza ulaşmamızı da halka ve Hakk'a hizmet yolunda çalışmamıza borçluyuz. İnşallah aynı hasbi ve gayretli mücadele ile daha uzun yıllar milletimizin emrinde olmayı sürdüreceğiz. Kardeşlerim, AK Parti saflarındaki herhangi bir arkadaşımızın ülkemize ve milletimize hizmet karnesi, diğer partilerin başkanları dahil tüm mensuplarının tamamını üst üste koysanız yetişemeyeceği seviyededir." değerlendirmesinde bulundu.
Eser ve hizmet siyasetinin, AK Parti'nin kimliğinin en belirgin vasfı haline gelmesinin boşuna olmadığını, bunun altında çok büyük emek ve çaba yattığını söyleyen Erdoğan, "Geçtiğimiz 20 yılda, dünyadaki büyük altyapı yatırımlarının neredeyse yarısına bizim tek başımıza imza atmamız herhalde tesadüf olmasa gerek. Yine geçtiğimiz 20 yılda, Avrupa Birliği üyeliği konusunda ülkemize verilen sözlerin tutulmamasına rağmen demokrasi ve özgürlüklerde dünyada en büyük sessiz devrimleri gerçekleştirmemiz de herhalde tesadüf değildir. Bugün Türkiye'nin güvenlik krizleriyle ve ekonomik sarsıntılarla boğuşan dünyada, potansiyelini en çok geliştiren ve kullanan ülke olarak öne çıkması, AK Parti'nin son 20 yılda kazandırdığı güçlü altyapı sayesindedir." şeklinde konuştu.
"KİM BU KARDEŞİNİZE SALDIRIYORSA ASLINDA TÜRKİYE'YE SALDIRIYOR DEMEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye hedeflerinden rahatsız olanların doğrudan kendilerini ve hükümeti hedef almasının gerisinde, Türkiye'nin geldiği seviyeden duyulan hazımsızlığın olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçektir ki dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye'ye saldırıyor demektir. Dünyada her kim AK Parti'yi ve Cumhur İttifakı'nı kötülüyorsa aslında Türkiye'yi hedef alıyor demektir. Ülke içindeki aparatların tek yaptıkları, ellerine tutuşturulan senaryolardaki rollerini oynamaktır. İşte bunun için diyoruz ki, CHP'nin başındaki zat da onun kurduğu masanın çevresinde oturanlar da altına gizlenenler de birer kukladan ibarettir. Ama şunu çok açık net söylüyorum, biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz. Üstelik bu kavga yeni bir kavga değil, son 2 asırdır milletimizin neredeyse her günü, bu kavganın farklı aktörler ve hadiseler üzerinden cereyan eden tezahürleri ile geçmiştir."
Selçuklu'dan başlayarak bu toprakları millete çok gören, kendi tarih ve medeniyet tasavvurlarında açılan yaraların intikamı peşinde koşanların, Cumhuriyet döneminde de boş durmadığını dile getiren Erdoğan, batıdan doğuya, kuzeyden güneye ülkenin dört bir yanında halen yaşanan sorunların köküne bakıldığında, hep bu kadim kavganın izlerinin görüleceğini söyledi.
Erdoğan, "Tarih ve medeniyet şuuru olmayanların teslimiyeti çağdaşlık sanarak tutundukları dalların gövdesinin ulu bir çınar değil, çürük bir kabuk olduğu gerçeğini milletimiz milli mücadele ile ispatlamıştır. Bugün de aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların akıbeti, 1919'da Samsun'da başlayıp 29 Ekim'de Ankara'da yeni devletimizin ilanıyla biten süreçteki mandacı zihniyetin akıbetinden farklı olmayacaktır. Bizim yolumuz, dün olduğu gibi bugünde ya istiklal ya ölüm yoludur. Bizim yöntemimiz dün olduğu gibi bugün de 'hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh tüm vatandır' ilkesidir." şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE GEÇMİŞTE TAKOZ SİYASETİNDEN ÇOK ÇEKTİ”
Hayallerinin, dün olduğu gibi bugün de millet ve devletiyle güçlü, gözü hep geleceğe dönük bir Türkiye'nin inşası olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"En zayıf, en yorgun, en bitkin zamanımızda nasıl bu anlayışla yedi düveli arkasına alanları denize döktüysek, bugün de aynı inanç ve irade ile ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyonuna kavuşturacağız. Genel Başkanı'ndan sandık müşahidine kadar AK Parti ailesinin her bir ferdi işte bu şuur ve heyecanla yoluna devam etmektedir. Siyaset hayatları boyunca ülkenin ve milletin hayrına yaptıkları tek bir iş dahi olmayanların bu hissiyatı ve azmi anlamasını beklemiyoruz. Bizim isteğimiz, 'gölge etme başka ihsan istemem' diyen filozof misali, bunların büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına çelme takmamaları, takozluk yapmamalıdır. Türkiye, geçmişte takoz siyasetinden, istismar siyasetinden, etnik ve inanç kökenli ayrıştırma siyasetinden çok çekti. Milletimizin bu tür kavgalar yüzünden ödediği bedellerin telafisi için 20 yıldır gece gündüz çalışıyoruz, bunun için ülkemize 20 yılda asırlık yol kat ettirdiğimizi rahmetli Özal'ın deyimiyle 'Türkiye'ye çağ atlattığımızı' söylüyoruz. Verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesi, 85 milyon vatandaşımızın her birinin hayatını olumlu yönde değiştirmiş, geliştirmiş ve ilerletmiştir. Tüm bunları muhalefet adı altında hep karşımıza dikilen kifayetsiz muhterislere rağmen başardık. Bugün de onlara rağmen Türkiye'yi bölgesinin lideri, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. İnşallah hiç endişe etmeyin bunu da başaracağız."
Erdoğan, Türkiye'nin bölgesel ve küresel gelişmeler konusunda sergilediği ilkeli tutumun dışarıda birilerini rahatsız etmesini anladıklarını söyledi.
Kendilerini asıl düşündüren konunun içeride aynı tezleri dillendirenlerin kimin nam ve hesabına çalıştığı olduğunu belirten Erdoğan, "Halbuki Türkiye'nin 99 yıllık cumhuriyet tarihi de bizim 20 yıllık iktidarımız da ülkemize verilip tutulmayan sözlerin çetelesini tutmakla geçmiştir. Bu konuda ülkemize haksız ithamlar yöneltenler, verdikleri sözleri yerine getirmemenin ötesinde hukuksuzluğu ve bozgunculuğu adet edinenleri de hep baş tacı yapmışlardır." diye konuştu.
Erdoğan, Misakımilli sınırlarından Ege'deki adalara, Yunanistan ve Fransa'nın NATO'ya yeniden dönüşünden Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği üyeliğine kadar bunun sayısız örneği bulunduğunu belirterek, "Bunların hiçbiri verilen sözlerin tutulması değildir. Son dönemde bize NATO'nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin terör örgütleriyle ilişkilerini sorgulamaktan ısrarla kaçması kararlı duruşumuzun haklılığını ispatlamaktadır. Bu konuda muhataplarımıza deklare ettiğimiz beklentilerimiz karşılanmadan tutum değişikliğine gitmeyeceğiz." dedi.
"DEDİĞİMİZE GELECEKLER"
Batı'nın kendi güvenlik ve refahını koruma üzerine kurduğu küresel yönetim sisteminin siyasi ve ekonomik boyutuyla çatırdadığını vurgulayan Erdoğan, "Birleşmiş Milletler'in ve Güvenlik Konseyi'nin reforme edilmesi konusunda yıllardır dile getirdiğimiz teklifin isabeti de yaşanan her gelişmeyle beraber tekrar tekrar görülüyor. Evet, 'Dünya 5'ten büyüktür' ve şimdi kendileri bunu söylemeye başladılar. 'Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni reforme edelim' diyorlar. 'Daimi üye, geçici üye' artık bunun olmayacağını, olamayacağını konuşmaya başladılar. Allah ömür verirse onu da göreceğiz ve dediğimize gelecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Küresel ekonominin üretim ve tedarik zincirlerindeki bozulmayla başlayıp finansal dengesizliklerle giderek genişleyen yıkıcı etkilerini yakından takip ettiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi buyurun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi herhangi bir şeyi başarabiliyor mu, herhangi bir kararı alabiliyor mu ve şu anda bütün bu olaylar karşısında Ukrayna ile ilgili verebildikleri bir karar var mı? Yok. Rusya ile ilgili var mı? Yok. Zaten olmaz ki. Niye? Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin şu anda bir üyesi. İki dudağının arasından ne çıkarsa o Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin alacağı kararı ne yapıyor, tamamıyla tersine çeviriyor. Olay bu kadar basit. Öyleyse şimdi biz her zaman söylediğimiz adımı atıyoruz, yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme esasına dayalı Türkiye ekonomi modeliyle bu sıkıntılı süreci ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz."
"AVRUPA'NIN YAŞADIĞI PANİĞİ İBRETLE TAKİP EDİYORUZ"
Erdoğan, gelişmiş ülkeler bile küresel buhran karşısında kendi içlerine kapanmaya yönelirken, kendilerinin dünyaya daha çok açıldıklarını ve hedeflerinin çıtasını daha yükseğe taşıdıklarını dile getirerek, "Ülkemiz, Suriye kaynaklı düzensiz göçü 11 yıldır başarıyla yönetirken, Ukrayna savaşının ardından Avrupa'nın yaşadığı paniği ibretle takip ediyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek nice siyasi, sosyal ve ekonomik oyunla ülkemizi karıştırmaya çalışanların kendi canlarının derdine düşerken sergilediği çaresizliği istihza ile izliyoruz. Duamız, dünyanın içinden geçtiği bu kritik dönemi bir an önce geride bırakarak tüm insanlık için hayırlı dersler çıkarmış bir şekilde yoluna devam etmesidir." dedi.
Tüm bunları söylerken, insanların günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntıları asla hafife almadıklarını, görmezden gelmediklerini ve kulak arkası etmediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tam tersine bir yandan küresel denklemler içinde ülkemize yol açmaya çalışırken diğer yandan da insanlarımızın üzerindeki hayat pahalılığı yükünü azaltmanın çarelerini arıyoruz. Kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarıyla izah edilemeyecek düzeyde fiyat artışı yaşanan her kalemi mercek altına aldık. Önümüzde konuttan otomobile, gıdadan elektroniğe, inşaat malzemelerinden tekstile uzanan bir liste var. TÜİK'in açıkladığı mayıs ayı verileri enflasyonun artık aşağı yönlü bir eğilime girdiğini göstermektedir. Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğal gaz fiyatlarının 7-8 katına, kömür fiyatlarının 10 katına yükselmesinin müsebbibi biz olmadığımız gibi bu ürünleri çoğunlukla dışarıdan ithal ettiğimiz için fiyat dalgalanmalarına karşı duyarlılığımız fazladır. Sadece biz değil, bu ürünleri dışarıdan alan herkes aynı durumdadır. Piyasaların fiyatlandırma alışkanlığını değiştirmesini sağlayarak hayat pahalılığına bir sınır çekmek için çalışıyoruz. Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak aradaki farkı kapatacak programlar hazırlıyoruz."
"HİÇBİR BAŞARIMIZ BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI"
Dünyanın, 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşadığı en büyük sarsıntıdan Türkiye'yi en az kayıpla çıkarmanın güçlüğünü bildiklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bununla birlikte vatandaşlarımıza ülkemizde bunu yapabilecek birikime, hazırlığa, iradeye sahip tek kadronun biz olduğumuzu söylüyoruz. Elini vicdanına koyan, aklını kiraya vermeyen, hırsı gözünü kör etmeyen, nefsine esir düşmemiş herkes bu hakikati kabul edecektir. Seçimlere bir yıl kala böyle bir tabloyla karşı karşıya bulunmamız işimizi elbette biraz daha zorlaştırıyor olabilir ama 20 yıllık tarihimizde bizim hiçbir işimiz kolay olmadı, hiçbir zaferimiz, hiçbir başarımız bize altın tepside sunulmadı. Biz bugünlere akrebin kıskacında yoğurularak geldik. Çalıştık, didindik, sabrettik, azmettik, Allah'a hamdolsun girdiğimiz tüm mücadelelerin hepsinden alnımızın akıyla çıktık. Bugün de aynı başarıyı göstereceğimizden şüpheniz olmasın."
Erdoğan, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesindeki bir otelde düzenlenen AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, çiftçilere ve memurlara iki ayrı müjde verdi.
Tarımsal faaliyetlerin hem çiftçilerin ana geçim kaynağı hem 85 milyonun geleceğine güvenle bakabilmesinin garantisi olması bakımından stratejik bir sektör olduğunu belirten Erdoğan, dünyanın en önemli tahıl tedarikçileri Rusya ve Ukrayna'nın aralarındaki savaş sebebiyle ortaya çıkan belirsizliğin, tarımda kendine özellikle yeterli olmayan ülkeleri çok ciddi şekilde tedirgin ettiğini söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin kendine yetecek ve hatta çoğu üründe dışarıya satacak kadar üretim yapan bir ülke olduğunu, salgın döneminde bu gerçeği hiçbir gıda ürününün eksikliğini çekmeyerek, hep birlikte gördüklerini ve yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tahıl, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmalar üretim eksiğinden değil, bir kısmı maliyetlerin yükselmesinden, bir kısmı piyasa aktörlerinin bazılarının fırsatçılığa yönelmesinden kaynaklanıyor. Bu hususta hazırlıklarımızı tamamlamak üzere olduğumuz yeni düzenlemeleri yakında hayata geçireceğiz. Tabii gerçek ne olursa olsun, muhalefet ve mandacı ekonomistler 'Buğday ithal ediyoruz' yaygarasını tekrarlamaktan geri durmuyor. Buğday başta olmak üzere çeşitli ham madde kalemlerindeki yüksek ithalat rakamlarının sebebi, kendi kendine yetersizliğimiz değil, ülkemizin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olmasıdır. Yani biz buğdayı kendi ihtiyacımız için değil, onu işleyip tüm dünyaya ürün olarak satmak için ithal ediyoruz. Bu basit gerçeği göremeyenlerin hezeyanlarıyla zihni bulunanların işlerini rahatlatacak bilgileri her fırsatta kamuoyuyla paylaşmaya özen göstermeliyiz. Hatırlarsanız, çiftçilerimize sık sık dünyadaki olumsuz gelişmelere işaret ederek, bir karış toprağı dahi boş bırakmadan ekim yapmaları tavsiyesinde bulunmuştuk. Hamdolsun yeni hasat dönemine girdiğimiz bugünlerde üretim bölgelerimizden mahsulün bereketli olduğu haberlerini alıyoruz."
Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisinin 2022 hasat döneminde yapacağı buğday ve arpa alım fiyatları ve teşvik rakamlarına ilişkin şöyle konuştu:
"Bu fiyatları belirlerken, çiftçimizin karşılığını alarak üretime devam etmesi yanında, iç ve dış piyasa gelişmeleri ile arz güvenliği için ihtiyacımız olan stokların sağlanması hususlarını da dikkate aldık. Toprak Mahsulleri Ofisimiz, sert ekmeklik buğdaya bu yıl ton başına 6 bin 50 lira alım ve 1000 lira prim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacaklar. Hayırlı olsun. Ofisimizin arpa alım fiyatı ise ton başına 5 bin 500 lira alım ve 500 lira prim bedeli olmak üzere toplamda 6 bin lira olarak belirlenmiştir.
Prim ödemesinden ürününü Toprak Mahsulleri Ofisimize veren çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimiz yararlanabilecektir. Toprak Mahsulleri Ofisinin alım rakamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları için de referans olacak, farklı fiyat uygulamalarına gidilmeyecektir. Üreticilerimiz Toprak Mahsulleri Ofisi, hububat alım primine ilave olarak Tarım ve Orman Bakanlığımızca ödenecek olan mazot, gübre, sertifikalı tohum ve fark ödemesi desteklerini almaya devam edecektir. Destek bizden, gayret sizden, bereketi de Allah'tan diyerek, yeni hasat döneminin ve açıkladığımız alım fiyatlarının çiftçilerimize, milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."
3600 EK GÖSTERGE HAZIRLIKLARI YARIN AÇIKLANACAK
Uzunca bir süredir, çalışan ve emekli memurlarla ilgili 3600 ek gösterge hazırlığı yürüttüklerini hatırlatan Erdoğan, nihayet bu çalışmayı tamamladıklarını ve Meclisin takdirine sunma safhasına getirdiklerini bildirdi.
Erdoğan, "Yarınki Kabine Toplantımızın ardından yapacağımız Millete Sesleniş konuşmamızda bu hazırlığı detaylarıyla anlatacağım. Bugün burada sadece daha önce söz verdiğimiz 4 meslek grubunu değil 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklilerin tamamını ilgilendiren bir formülle bu meseleyi çözdüğümüzün müjdesini paylaşmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Kuruluşundan bugüne AK Parti'nin çatısı altında emek veren herkesi şükranla yad eden, ebedi aleme irtihal edenlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, halen parti kademelerinde görev üstlenenlere başarılar temenni etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Unutmayın sizler bu ülkede siyaseti merkezi ve çevresiyle yeniden inşa etmiş, demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla 20 yılda asırlık işler yapmış, milletin iradesinin üstünde irade olmayacağını darbecilere göstermiş, tarihimizin en köklü yönetim reformunu gerçekleştirmiş, 7 düvel bir araya gelse de diz çöktürememiş bir partinin mensuplarısınız, bir kadronun parçasısınız. Bu ekip için 2023 seçimleri elbette yeni bir sınamadır, ama daha önce 15 tanesini zaferle neticelendirdiğimiz bir sınamadır. Her birinize, 2023'e kadar üzerinize düşenleri hakkıyla yaparak, partimizi bir kez daha sandıktan birinci çıkartacağınıza tüm kalbimle güveniyorum. İstişare ve Değerlendirme Toplantımızın 30'uncusunun bu doğrultuda yeni bir seferberliğin ilk adımı olmasını diliyorum."