Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Van'da meydana gelen çığ felaketinde hayatını kaybeden 41 kişiye Allah'tan rahmet, yaralanan 84 kişiye geçmiş olsun dileyerek başladı.
İstanbul'daki uçak kazasında hayatını kaybeden üç vatandaşa da Allah'tan rahmet, yaralanan 180 kişiye geçmiş olsun dileklerini yineleyen Erdoğan, daha önce Elazığ ve Malatya depreminden etkilenenler için grup olarak ayrıca bir yardım kampanyası başlattıklarını anımsattı.
Erdoğan, bu kampanyada yaklaşık 1 milyon lira toplandığını belirterek kampanyayı il, ilçe, belde teşkilatları, belediye başkanları, belediye ve il genel meclisi üyeleri, tüm üyelerini kapsayacak şekilde genişlettiklerini kaydetti. Erdoğan, Ziraat Katılım Kızılay Şubesinde AK Parti adına açılan yardım hesap numarasının, tüm milletvekilleri ve teşkilatlara mesajla da gönderildiğin söyledi. Erdoğan, teşkilat mensupları ve tüm vatandaşları, bu hesaba katkıda bulunmaya çağırarak "Her zaman olduğu gibi, bu sıkıntılı dönemde milletimizin yanında olmak bizim en büyük görevimizdir. Şimdiden teşekkür ediyorum." dedi.
-"Kana susamışlıklarını gösteriyor"
Erdoğan, önceki gün rejim güçlerinin ateşi sonucu İdlib'de şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyerek bu son saldırıyla bugüne kadar İdlib'de verilen şehit sayısının 14, yaralı sayısının 45 olduğunu kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin kontrolü altında tuttuğu yerlerdeki huzur ortamından rahatsız olan terör örgütleri, sürekli insanlık dışı eylemleriyle kana susamışlıklarını gösteriyor. Sadece iki gün önce Afrin'de meydana gelen bombalı araç saldırısında aralarında çocukların da olduğu, tamamı sivil 8 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı. Benzer tacizler diğer harekat bölgelerimizdeki sivillere de yöneltiliyor. İdlib'de rejim ve onlarla birlikte hareket eden Rus güçleriyle İran destekli militanlar, sürekli sivil halka saldırıyor, katliam yapıyor, kan döküyorlar. Söze gelince insan haklarını, çocukları, kadınları, sivil hassasiyetini ağızlarından düşürmeyenler, tüm bu saldırılar karşısında derin bir sessizliğe gömülmüş durumdalar. İdlib ile ilgili kimi endişe ifadelerinin de insan hayatına ve onuruna saygıdan değil, başka saiklerden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Herkes gözünü kapatsa, sırtını dönse, vicdanını dondursa da Türkiye bu duruma seyirci kalmayacaktır.
İdlib'de rejim ve Ruslar ile yine rejimle birlikte harekat eden güçlerin çoğu saldırılarının teröristleri değil doğrudan sivil halkı hedef aldığı gerçeğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Amaç kolayca işgal etmek için bölge halkını ülkemiz sınırlarına doğru hareketlenmeye zorlayarak sahayı tamamen boşaltmaktır. Bugüne kadar yapılan anlaşmalara, verilen sözlere riayet edilmesini bekleyerek en az fiili müdahaleyle süreci yönetmeye çalıştık. Ama bize verilen sözler yerine getirilmediği gibi anlaşmalara da kimse uymuyor. Üstelik bir süredir bu saldırılar doğrudan askerlerimizi, dolasıyla doğrudan Türkiye'yi de hedef almaya başladı. Madem durum buysa biz de artık lafa değil sadece sahadaki gerçeklere bakarak hareket edeceğiz. Şubat ayının sonuna kadar rejimi Soçi muhtırası sınırları dışına yani gözlem noktalarımızın gerisine çıkartmakta kararlıyız. Bunun için karada ve havada her ne gerekiyorsa çekinmeden, tereddüt etmeden, hiçbir oyalamaya meydan vermeden bunu yapacağız."
"Askerlerimize zarar gelmesi halinde rejim güçlerini vuracağız"
Erdoğan, "Askerlerimize en küçük zarar gelmesi halinde rejim güçlerini her yerde vuracağımızı ilan ediyorum." diye konuştu.
"Mehmetçiklerin kanının döküldüğü yerde hiç kimse güvende olamayacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Mehmetçiklerin kanının döküldüğü bir yerde, kendini ne kadar büyük görürse görsün, hiç kimsenin güvende olamayacağını da açıkça söylüyorum." dedi.