Fehmi Onur Akman, 15 yıl önce Trabzon'dan aracıyla Samsun'a dönerken yoldaki çalışma sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybedip elektrik direğine çarptı. Hastaneye kaldırılan Akman, burada yapılan müdahalenin ardından eve gönderildi. Daha sonra ambulansla hastaneye tekrar kaldırılan Akman'ın boynunun kırık olduğu anlaşıldı.
Kaza yaptığı dönemde 21 yaşında olan ve Bölgesel Amatör Lig'de çeşitli takımlarda top koşturan Akman, kazadan önce Karsspor ile anlaşmaya varırken, hastanede ise "bir daha yürüyemeyeceğini" öğrendi. Ailesinin desteğiyle Ankara ve Samsun'da 8 sene boyunca fizik tedavi gören ve yaşamını tekerlekli sandalye ile sürdüren Akman, azmi sayesinde yürüme aparatıyla (walker) yürümeye, yeniden araba kullanmaya ve bir çağrı merkezinde evden çalışmaya başladı.
Geçirdiği kaza sonrası çok sevdiği futboldan uzak kalan Akman, 5 yıl önce arkadaşının tavsiyesiyle Atakum Engelsiz Yaşam Merkezi'nde boccia (engelli bireylerde kas gücü, denge ve koordinasyonun geliştirilmesi amacıyla tasarlanmış, bocceye benzeyen bir oyun) ve masa tenisi oynamaya başladı.
Bu süreçte Trabzon Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü'nü kazanan ve geçen yıl mezun olan Akman'ın şimdiki hayali ise bocciada milli takımda forma giymek.
Fehmi Onur Akman, 8 yaşından 21 yaşına kadar futbol oynadığını söyledi.
Kazadan sonra ameliyat geçirdiğini, ameliyatın ardından doktorla ilk kez konuştuğunda futbol sezonuna yetişip yetişemeyeceğini sorduğunu belirten Akman, "Doktor gözleri dolarak hiçbir şey söyleyemeden uzaklaşmıştı. Yakınlarım doktorla konuştuğunda artık boyundan aşağı felç olduğumu, oturur pozisyonuna gelemeyeceğimi söylediler." dedi.
"İNSANI YAŞATAN HAYALDİR"
Fizik tedavi gördüğü yıllarda birçok hayal kurduğunu aktaran Akman, "Araba kullanmak benim için bir tutku. Arabamı aldığımda direkt Türkiye haritasını önüme koydum. Şu anda 12-13 ilim kaldı, bunları tamamlayacağım. Yani insanın her zaman bir hayalinin olması lazım. Hayal olmadan yaşayamazsın. Çünkü insanı yaşatan hayaldir. Daha sonrasında tabii hayalimizin arasında ayağa kalkmak vardı. Bununla beraber tabii ki evlenip aile kurmak. Allah bunu da bize nasip etti, evlendik. Bir çocuğum oldu. Adı da Nilda, anlamı da mucize." diye konuştu.
Akman, spora tekrar başlamanın mutluluğunu yaşadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kalbimizin bir yerinde açıklık her zaman vardı sporla alakalı. Bu yarım kalan hikayeyi tamamlamak için masa tenisi ve boccia ile tanıştım. Masa tenisinde Türkiye ikinciliğim, Samsun birinciliğim, ikinciliğim var. Bocciada 30 günlük bir antrenmanla beraber 28 kişilik turnuvada 6'ncı olabildik ama bizim hedefimiz birinci olmak ve bununla beraber artık milli takıma gidebilmek. Çünkü milli takım sporcu olarak önemlidir. Ay yıldızlı bayrağı her zaman senin taşıman insana daha fazla duygu verir ve daha da kamçılar. Bununla beraber şu anda hayallerimizin arasında milli takıma girmek ve bu noktada yurt dışında ülkemizi en iyi şekilde desteklemek var."
Her insanın bir uğraşı olması gerektiğini belirten Akman, kiminin sporla kiminin resimle kiminin de fotoğraf çekerek kendini iyi hissedebileceğini sözlerine ekledi.
Ayşe Akman ise eşine her konuda güvendiğini ve yanında olduğunu belirterek, "Birçok şeyi başarmış durumda. Hem çalışarak hem de spor dalıyla bunu dile getirebiliyor." ifadesini kullandı.