Malatya’nın kanaat önderlerinden 28 Şubat mağdurlarından Ramazan Keskin vefat etti.
Uzun süredir kalp yetmezliği tedavisi gören Ramazan Keskin Turgut Özal Tıp Merkezi'nde hayatını kaybetti.
Ramazan Keskin’in cenazesi yarın (6 Ağustos 2022 Cumartesi) Şehir Mezarlığı’nda öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Battalgazi ilçesine bağlı Uluköy (Alikan) Mahallesinde bulunan Ebuzerler Mescidine defnedilecek.
RAMAZAN KESKİN KİMDİR?
03 Mayıs 1952 Malatya Merkez İlçe Uluköy (Alikân),Budak mezrasında dünyaya geldi. Ağır kış şartlarından dolayı babası, hoca İki veya üç yaşındayken bugünkü Malatya Merkez İlçe Uçbağlar Hançukuru semtine yerleşti. Bugün hala aynı yerde oturmaktadır. Şimdiki adı Battalgazi mah. Olarak bilinmektedir.
İlkokul öncesi Kur’an Kursunda eğitime başladı. Daha sonra ilkokul diploması olmadığı için Kur’an Kursuna devam edemedi.
Resmi öğrenime Malatya Hidayet İlkokulunda başladı. İlkokuldan sonra Malatya İmam Hatip Okuluna başladı. 1973 yılında Malatya İmam Hatip Okulunu (Lisesini) bitirdi. Aynı yıl diyanet teşkilatında İmam-Hatip olarak göreve başladı. Bu arada Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünü bitirdi (1978). Adana Ticari İlimler Akademisi Malatya Şubesi İktisat Bölümüne devam ederken 3.sınıfta fakülteyi terk etmek zorunda kaldı.
Ramazan Keskin hoca İslami mücadelesine oturduğu mahallenin Hançukur’u camisinde bir bayram günü aleni olarak davet faaliyetlerine başlamıştır. Sene 1968 o gün bugün bu mücadele devam etmektedir.
1974 yılında genç yaşında Hac farizasını ifa etti.
1976 senesinde babası Ebuzer Keskin ile birlikte araç konusunda fazla deneyimli olmamasına rağmen 124 Muratla Hacca gidip geldi.
1979–1980 yıllarında Milli Eğitimde Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı.
Milli Türk Talebe Birliği, İmam Hatip Okulu Mezunları Cemiyeti, Akıncılar Derneği, Din Görevlileri Derneği ve daha değişik STK’larda aktif olarak çalıştı.
Hoca gençlik yıllarında sporla yakından ilgilendi. Malatya İmam Hatip Okulunda okurken okulun atletizim yarışmasında birinci oldu. Gençlik yıllarında iyi bir futbolcu idi (daha sonraları babasının karşı çıkması yüzünden futbolu bıraktı) . Kısa bir dönem boks, halter, karate ve taekwondo gibi spor dalları ile ilgilendi.
Hoca kısa bir dönemde olsa 1973–74 yıllarında tiyatro ile ilgilendi. Birkaç tiyatro oyununda başrol oynadı. Malatya’da, Darende’de, Hekimhan’da, Elbistan’da ve muhtelif yerlerde arkadaşları ile oyunlar sergilediler. “Ya Şehit Ya Gazi, Bir Ülkenin İşgali, Sosyalizmin Acımasızlığı” gibi tiyatro oyunlarında oynadı. 1974 Hac dönüşü tiyatroyu bıraktı.
1980’e kadar yürüyüş, miting, dayanışma geceleri, panel, seminer ve birçok konferansta aktif rol aldı. Birçok sosyal ve siyasal faaliyetlerde aktif rol almıştır.
Milli Nizam ve Milli Selamet partisinin içinde bulunmuş, 1978’de kendisiyle parti arasına mesafe koymuştur. O gün bu gün hiçbir partiye sıcak ilgi duymamaktadır.
Askerliğini 1981-82’de Erzincan’da kısa dönem olarak yapmıştır.
Siyasi ve sosyal faaliyetlerinden dolayı 1978 yılında sıkıyönetimde yargılandı ve beraat etti.
1983’de 12 Eylül darbesinin sonucu olarak 25 gün gözaltında kaldı. Elazığ sıkıyönetim mahkemesinde yargılandı beraat etti. Darbecilerden maddi ve manevi işkence gördü.
Hoca cezaevinden çıktıktan sonra 1983 senesinde Akpınar semtinde oluşturduğu müstakil Medine Mescidinde fahri imam- hatip olarak 17 sene bu görevi devam ettirdi. Yine bu Mescid’de Pazar günleri tefsir derslerine devam etti ve hala bu tefsir dersleri devam etmektedir.
Ticari İlimler Akademisinde okurken öğrenci olaylarından dolayı yargılandı, beraat etti. Görüldüğü gibi hoca hep yargılanmış ve bununla birlikte hiçbir suç isnat edilemediği için beraat etmiştir. Hoca hep keyfiliklerle karşılaşmış ve haksız yere suçlanmıştır. Ama bu tür engellemeler onun mücadele azmini etkilememiş aksine her seferinde daha da bilenmiştir.
1979–80 yıllarında iki defa Avrupa seyahatinde bulunmuş orda da birçok yerde (Almanya’nın değişik şehirlerinde) konferans ve seminerler vermiştir.
1986 – 87 yıllarında kısa bir dönem Suriye’de Furkan Medresesinde Arapça eğitimine katılmış yine 1994’de Mısır’ı ziyaret etmiş Ezher-i şerifte misafir olarak bazı derslere katılmıştır.
Hoca resmi görevlerini bıraktıktan sonra (İmam-Hatiplik, Kur’an Kursu eğiticiliği ve öğretmenlik gibi ) hayatını ticaret yaparak idame ettirdi.
1980’de “El-Medine Neşriyat” ismiyle kitabevi işletmeye başladı. Malatya’da Akpınar semtinde müstakil olarak oluşturduğu Medine Mescidinde 17 sene fahri imam-hatip olarak hizmet etti. 28 Şubat sürecinde kesintisiz 8 yıllık eğitime muhalif olarak okuduğu hutbelerden dolayı hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) iki dava açıldı. Bu iki davadan birinden beraat, diğerinden 28 Şubat sürecinin hukuka müdahalesi sonucu olarak ceza aldı, hapis yattı. Tabi hoca yine boş durmadı, hoca şuna inanıyordu “mesajı olan biri, mesajını ya sözlü veya yazılı olarak ifade etmelidir”.
Hoca arkadaşları ile İslami Kültür ve Eğitim Derneği (İKED) kurmuş yalnız derneğin ömrü maalesef 28 Şubat nedeniyle kısa sürmüştür.
1999’da Medeniyet gazetesini çıkardı. Medeniyet gazetesinin birinci sayısından sonra başörtüsü olayları nedeniyle Medeniyet gazetesine birkaç dava birden açıldı. Amaç Medeniyet gazetesini susturmaktı. Gazetenin sahibi Mehmet Keskin (hocanın oğlu), yazı işleri müdürü Şevket Başıbüyük ve genel yayın yönetmeni Ramazan Keskin olmak üzere haklarında davalar açıldı ve üçü de hapis yattı. Dönemin meşhur kanun maddesi 312-2’den cezalar aldılar.
Ramazan Keskin hoca cezaevinden çıkar çıkmaz tekrar Medeniyet gazetesi yayın hayatına devam etti, yine tutuklandı. 1999 Malatya başörtüsü olaylarının faturasını birileri Ramazan Keskin ve Medeniyet gazetesine kesiyorlardı ve yeniden mahkemeler ve hapis süreci başlıyordu.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi hocayı ekonomik olarak yok etmek, etkisiz hale getirmek için işletmelerine habire maliye ve polis marifetiyle maddi ve manevi baskı yapılıyordu. Adeta her taraftan abluka altına alınmıştı. Bu baskı sadece hocanın şahsına değil ailesine ve sevdiklerine acımasızca uygulanıyordu.
Ayrıca 1994–95 yıllarında Malatya’da yerel bir televizyon kanalında, uzun sürede bir radyoda haftalık programlar yapmıştır. Kimsenin dört duvar arasında konuşmaya cesaret edemediği hakikatleri hoca Medine Mescidinde hutbede, radyoda, tv’de, gazetede adeta haykırmıştır.
Hoca, Malatya Malatya’nın ilçeleri, köyleri, yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer, vaaz, sohbette ve nasihatlerde bulunmuştur. Hoca, ömrünü kelam ve kalem mücadelesine adamıştır. Onun mücadelesinde şiddete yer yoktur. Hoca sistemin kendisine uyguladıklarından hiçbir zaman rahatsız olmamıştır. Hocanın rahatsız olduğu bir tek taraf vardır, bazı arkadaşlarının tamda sistemin kendisini baskı altına aldığı sırada arkalarını dönüp kaçmaları ve ileri geri konuşmaları olmuştur.
İslam Devleti kelam ve kalemle kurulmuştur. İslam devletinin savunması kılıçla olmuştur. O halde İslami çalışmalarda şiddetin yer yoktur. İslami duyarlılığı olan gençlerimiz bu hususa dikkat etmeleri gerekir. Müslümanları dili hikmete ve güzel öğüt olmalıdır. Müslümanlar her türlü şiddet içeren söylem ve eylemlerden uzak kalmalıdır.
Malatya’da günlük olarak yayınlanan Malatya Nethaber gazetesinde ara ara yazıları yayımlanmaktadır.
Hoca tefsir dersleri faaliyetlerine devam etmektedir. Hocanın mesaisinin ağırlığı tefsirdir. Şuanda da Malatya Medeniyet derneğinde ilmi faaliyetlerini sürdürmektedir.
Hoca evli olup 4 kız ve 6 erkek çocuğu vardır.