Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Sıfır Atık Hareketi: İnsan, Mekân, Dönüşüm” temasıyla düzenlenen Uluslararası Sıfır Atık Forumu’nda konuştu. Kurum, doğayla uyumlu bir yaşamın insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu belirtti.
Hilton Bomonti’de düzenlenen forum, Sıfır Atık Vakfı ev sahipliğinde; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat) iş birliğiyle gerçekleştirildi.
SIFIR ATIK ARTIK KÜRESEL BİR MARKA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlayan Sıfır Atık Hareketi’nin artık küresel bir çevre ve iyilik hareketine dönüştüğünü söyleyen Bakan Kurum, “2017’de başlayan bu yolculuk bugün 7 kıtada iz bırakan bir dünya markası haline geldi.” ifadelerini kullandı.
“KAYNAKLAR TÜKENİYOR, ZAMAN DARALIYOR!”
21. yüzyılda dünyanın ve insanlık aleminin, sınırsız tüketimin artık sınıra dayandığına vurgu yapan Kurum, “Kaynaklarımız tükenmekte, atık miktarımız her geçen gün artmakta ve maalesef doğal düzen için zaman daralmaktadır.” diye konuştu.
“GELECEĞE BIRAKILACAK EN DEĞERLİ MİRAS”
Sıfır atığın sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı olduğunu belirten Kurum, “Belki iklim değişikliğini tersine çeviremez ama uyumu hızlandıracak en büyük güç yine odur. Sıfır atık, dünün tecrübesiyle geleceği bugünden korumaktır ve çocuklarımıza bırakacağımız en kıymetli mirastır.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında çevresel duyarlılığa vurgu yapan Bakan Kurum, “Endonezya'da atılan bir plastik atık, birkaç ay sonra Norveç kıyılarında karaya vurabiliyor. Afrika'da yakılan atık, Amazon ormanlarının üzerine kara duman olarak ulaşabiliyor. Yani, atıklar kıtalar arası dolaşırken herhangi bir vizeye ihtiyaç duymuyor. Dünyaya bıraktığımız her şey, er ya da geç bize geri dönüyor. Bu döngü, doğada milyonlarca yıldır sürüyor.” dedi.
Doğanın dilini yeniden öğrenerek öze dönüşe vurgu yapan Bakan Kurum, konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Sıfır Atık Hareketi’nin mimarı Emine Erdoğan’a teşekkür ederek, çevre bilincinin yalnızca politika değil, bir yaşam felsefesi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.