TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Türkiye Yüzyılı, teknolojide, sanayide, AR-GE'de, özellikle yüksek teknolojilerde, eğitimde, bilimde, sanatta, teknolojide ve özellikle uluslararası ilişkilerde güçlü bir Türkiye'nin yüzyılı olacaktır." dedi.
Kurtulmuş, Çanakkale'nin Çan ilçesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın da katılımıyla Kale Grubunca düzenlenen "66. Yıl Seramik Bayramı" etkinliğinde yaptığı konuşmada, Kale Grubu'nun bugünlere gelmesinde emeği geçenleri tebrik etti.
Çanakkale'de 108 yıl önce dünyanın en destansı kurtuluş mücadelelerinden birinin verildiğini anımsatan Kurtulmuş, Çanakkale'nin diriliş destanının yazıldığı kutsal bir şehir olduğunu vurguladı.
Türk milletinin o dönemdeki tüm zorluklara rağmen ayağa kalkmasını bilen bir milletin çocukları olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Çanakkale'nin 108 yıl önce vermiş olduğu o destansı mücadele hiç şüpheniz olmasın ki bugünkü Türkiye'nin geldiği noktanın kurucu ruhudur. Eğer Çanakkale cephelerindeki o ruh olmasaydı, o dayanışma olmasaydı, o birlik ve beraberlik ruhu olmasaydı hiç şüphesiz Çanakkale Seramik'in de 66. yılını kutlamamız mümkün olmazdı.
O günkü Türkiye'den, o gün imkanları olmayan Türkiye'den bir büyük başarı öyküsü ortaya çıktı. Bugün sadece Çanakkale'deki gelişmeleri şöyle göz önüne aldığınızda 'Bu 108 yılda bu ülke nasıl bu noktaya geldi?' diyebileceğimiz olağanüstü yüksek bir başarı öyküsü ortaya çıktı."
Kurtulmuş, sadece 1915 Çanakkale Köprüsü'nün bile "Çanakkale destanı" üzerinden ne kadar büyük bir başarı öyküsünün ortaya konulduğunun çok açık bir göstergesi olduğunu belirtti.
Çanakkale'nin ve ülkenin olduğu gibi Çanakkale Seramik'in de özel sektörde ortaya konulan başarı öyküsünün göstergelerinden biri olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Rahmetli İbrahim Bodur'un 1957 yılında kilden, çamurdan seramik üretmek için ortaya çıkardığı ve bugün seramik kısmının bir dünya markası haline geldiği bu sanayi tesisi aslında Türkiye'nin sanayileşme mücadelesinin de sembol kalelerinden biridir." ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, Çanakkale Seramik'in sadece seramik alanında değil, kimya ve savunma sanayisindeki atılımlarıyla özel sektörde başarı hikayesi yazdığını, Türkiye'deki birçok füze motorunun Çanakkale Seramik'in AR-GE'si tarafından üretildiğini anlattı.
"TÜRKİYE SANAYİSİNİN GELİŞİMİ BAŞLI BAŞINA BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR"
Türkiye'nin, yerli uçağının motorunu üretme kapasitesine de geldiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Üzülerek ifade etmek gerekirse Türkiye'nin sanayi tarihi aynı zamanda Türkiye'nin ihanet tarihidir.
Türkiye'nin sanayileşme sürecinde özel sektör ne zaman ileriye doğru bir atılım yaptıysa maalesef birtakım harici ve dahili bedhahlar tarafından yolu kesilmiştir.
Vecihi Hürkuş'u, Nuri Killigil'i, Nuri Demirağ'ı rahmetle anıyoruz. Devrim arabalarının serüvenlerini çok net bir şekilde hatırlıyoruz. Ne yazık ki Türkiye ne zaman ileriye atılsa, ne zaman dünya ölçeğinde sanayide rekabet edebilecek bir noktaya gelse içerideki vesayet odaklarının unsurları ortaya çıkmış ve bu gelişmelerin önünü kesmiştir.
Bu, söylediğimiz her biri üniversitelerimizde ders olarak okutulması gereken konulardır. Allah'a çok şükür milletin iradesi, vesayet güçlerini her alanda yendiği gibi her dönemde de bu vesayet odaklarının sanayileşmenin önünü kesmesinin önüne geçmiş ve Türkiye bugün olağanüstü yüksek bir seviyeye gelmiştir."
TBMM Başkanı Kurtulmuş, milli iradenin, hükümetin güçlü şekilde desteğiyle Togg'un üretiminin gerçekleşmesi ile sanayinin neleri başaracağının ortada olduğunu dile getirdi.
Sanayide son yıllarda yaşanan gelişmelere değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Aynı şekilde savunma sanayisinde dün bize top, tüfek bile yaptırmayanların, MKE'de birkaç kurşunun dışında bir şey yapılmasına müsaade etmeyenlerin aksine bugün Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde savunma sanayisinin önü açıldığında ne büyük başarıların ortaya konulacağı açık bir şekilde gösterilmiştir.
Dolayısıyla Türkiye'de sanayileşmeyle esasında demokrasinin, demokratikleşmenin de arasında bir ilişki vardır. Türkiye'de milli irade ne zaman güçlenirse, ne zaman demokratik alan kuvvetlenirse sanayinin de önünün açıldığını, böyle on yıllar boyunca izleyerek bugüne kadar geldik.
İşte rahmetli İbrahim Bodur'un da burada Anadolu'nun bir ilçesi Çan'da bu fabrikayı kurarken önünü açan ortam, rahmetli Menderes'in sağladığı özgürlük ortamıydı. Eğer 1950'li yılların o şartları olmasaydı korkarım ki bu atılımın yapılması da mümkün olmayacaktı.
Aynı şekilde rahmetli Özal'ın, rahmetli Erbakan'ın ve son 25 yıldır Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde yapılan demokratikleşme hamleleri sanayinin de önünü açmıştır. Allah'a çok şükür geldiğimiz noktada Türkiye sanayisinin gelişimi de başlı başına bir başarı öyküsüdür."
Bugün gelinen noktayı yeterli bulmadıklarını söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Çok daha ileriye gitmemiz lazım, çok daha güçlü olmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci yüzyılı kahramanlıkların yüzyılıdır, zor bir yüzyıldır. Bizim tarihimizin, milli tarihimizin -hiç abartısız söylüyorum- en uzun, en kahırlı, en zor, ve en ağır yüklerini taşıdığımız yüzyılı olmuştur ama geldiğimiz nokta bir iftihar ve şeref tablosudur.
Bunu daha ileriye götüreceğiz. İnşallah önümüzdeki yüzyıl, Türkiye Cumhuriyeti'mizin ikinci asrı, sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye'nin yüzyılı olacaktır. Her alanda güçlü olan bir Türkiye'yi hep birlikte kuracağız. Türkiye Yüzyılı hedefini sadece bir siyasi partinin ya da sadece bir siyasi programın hedefi değil, 85 milyonun ortak milli hedefi olarak kabul edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı, teknolojide, sanayide, AR-GE'de, özellikle yüksek teknolojilerde, eğitimde, bilimde, sanatta, teknolojide ve özellikle uluslararası ilişkilerde güçlü bir Türkiye'nin yüzyılı olacaktır."
"BUGÜNÜMÜZ DÜNE GÖRE ÇOK İYİYDİ AMA YARINIMIZ BUGÜNE GÖRE ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAK"
Kurtulmuş, Türkiye'nin dünyanın en zor coğrafyasında bulunduğuna işaret ederek, "Bir asır önceki dünyanın küresel şartları, aktörler, öncelikler değişmiş olabilir ama inanın ki Türkiye'yle ilgili hedefler, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyaya ilişkin hayaller ve emperyal projeler asla sonlanmış, sona erdirilmiş değildir. Onun için bizim bu coğrafyada çok güçlü olmamız lazım." dedi.
Türkiye dünyanın iki yakasını birleştiren bir ülke olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Biz doğunun, batının, kuzeyin, güneyin, zengin ülkelerin, fakir ülkelerin dünyadaki bütün ulusların beklentilerinin birleştiği, bütünleştirildiği bir yeriz. Onun için burada çok güçlü olmamız, sözümüzü güçlü bir şekilde ortaya koymamız, toplumsal yapımızı, ekonomimizi ve uluslararası alandaki gücümüzü sürekli artırmamız lazım. Bunun yolu ekonomik olarak güçlü olan bir Türkiye'den geçiyor.
Bunun yolu içindeki farklılıkları zenginlik aracı olarak gören ve bu zenginliğin üzerinde geleceğe dair hayaller kuran hedefler oluşturan bir Türkiye toplumunu oluşturmamızdan geçiyor. Hep beraber bunu yapacağız." ifadelerini kullandı.
Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde Türkiye'yi ortak hedeflerine götüreceğini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim gibi büyük bir milletin çocuklarına iki günü eşit olmak yakışmaz. Bugünümüz düne göre çok iyiydi ama yarınımız bugüne göre çok daha güçlü olacak. Türkiye'yi her alanda büyüteceğiz, güçlendireceğiz ve inşallah Cumhuriyetimizin ikinci asrını üçüncü asra bağlayan gençler, torunlarımız çok daha büyük ve güçlü bir Türkiye'nin evlatları olarak, dünya lideri olan bir ülkenin çocukları olarak dünyaya sözleriyle huzur, selamet ve nizam veren bir milletin çocukları olarak çok daha güçlü bir Türkiye'yi kuracaklar ve onu gelecek nesillere aktaracaklar. İşte bütün bu çabamız bunun içindir."
Bakan Mehmet Fatih Kacır ve Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay'ın katılımcılara hitap ettiği programda, Kalesinterflex Slab Fabrikası'nın açılışı da yapıldı.
Törene, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, İl Emniyet Müdürü Celal Taşci, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sadi Akman, Sahil Güvenlik Batı Marmara Grup Komutanı Yarbay Ercan Oran, Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Kale Grubu yöneticileri, bayileri ve iş insanları katıldı.