Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kurmay Subay Mezuniyet Töreni'nde konuştu. Üniversitenin Harp Enstitüsü'nde 12. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kara, Deniz ve Hava Harp Enstitüleri'nde 6. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimleri'ni bitiren tüm subayları tebrik eden Erdoğan, misafir subaylara da kendi ülkelerinde başarılar diledi.
Türkiye'nin 2 bin 233 yıllık tarihiyle dünyanın en köklü ordularından birine sahip olmanın yanı sıra en eski kurmay eğitim sisteminin de temellerini atmış bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, kurmaylık dahil askeri eğitimin tüm aşamalarında gerçekten parmakla gösterilen, zengin bir müktesebata sahip olduklarını, subayların bu güzide çatı altında aldıkları üstün nitelikli eğitimin bundan sonraki meslek hayatında onlara rehberlik edeceğine yürekten inandığını dile getirdi.
Üniversitenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurmay kadrosunu yetiştiren ocak konumunun zaten izahtan vareste olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu vasfına ilaveten üniversitemizin, Türkiye'nin askeri stratejik vizyonunun şekillendirildiği bir merkez olma yolunda ilerlemesi ayrıca takdire şayandır. Şu hakikati hepimiz çok iyi biliyoruz. Düşünce, fikir, vizyon olmadan strateji olmaz. Büyük stratejiler olmadan da taktiksel hamleler arzu edilen neticeyi vermez." dedi.
"GAZZE'DE SAVAŞ DEĞİL, DÜPEDÜZ SOYKIRIM VAR"
Gazze'deki katliamı anlatmakta artık kelimeler dahi yetersiz kalıyor. 16 bini çocuk, 40 bine yakın masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin masum insan yaralandı. İsrail'in doğrudan sivil yerleşim yerlerini hedef aldığı saldırıları sebebiyle Gazze'nin neredeyse dörtte üçü enkaz yığınına dönüştü. Savaş hukukuna dair hiçbir ilke, kural ve kırmızı çizgi dikkate alınmadı. Hatta kasıtlı olarak çiğnendi. Şunu bir defa açık açık söylemek lazım, 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananlar savaş değildir. Devletin güvenliğini sağlama mücadelesi değildir. Meşru müdafaa hiç değildir. Gazze'de şahid olduğumuz düpedüz soykırımdır. Katliamın barbarlığın ve soykırımın en sefil örneğidir. Bu utanç lekesi ne masumların kanlarını dökenlerin ne de 9 aydır cinnet halini trübünden seyredenlerin alınlarından asla temizlenmeyecektir.
"PENÇE KİLİT HAREKAT BÖLGESİNDE KİLİDİ KAPATIYORUZ"
Bölgemizdeki krizleri çözüme kavuşturmak için çalışırken vatanımızın ve vatandaşlarımızın güvenliğini de elbette gözardı etmiyoruz. Biz 40 yıldır bölücü teröre karşı çetin mücadeleler yürütmüş ve bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Kutsal vatan topraklarının tek karışına dahi el uzatılmayacağını bugüne kadar defalarca gösterdik. Binlerce evladımızı şehit verdik. Ancak şehit kanlarıyla bize vatan kılınmış bu ülkeyi alçaklara bırakmadık. Kahraman güvenlik kuvvetlerimizin fedakarlıkları, cesaretleri ve gayretleri sayesinde terörle mücadelede çok önemli başarılara imza attık. Hudutlarımız içinde bölücü örgüt artık eylem yapamaz hale geldi. Irak ve Suriye sahasında ise örgüt iyice kapana sıkışmış durumda. Askerimizle, polisimizle, jandarmamızla ve istihbaratçılarımızla her yerde enselerindeyiz. Yerli ve milli silah sistemlerimizin de büyük katkısıyla terör örgütüne ciddi darbeler indiriyoruz. Kuzey Irak'taki Pençe Harekat Bölgesinde çok yakında kilidi kapatıyoruz.
"15 TEMMUZ'DA ÇOK KRİTİK ADIMLAR ATTIK"
Pazartesi günü 15 Temmuz hain darbe girişiminin 8'inci yıl dönümü. Kapkara başlayan o gecenin sabahına ülke olarak destan yazmış, demokrasisini kurtarmış, milli iradeye sahip çıkmış bir şekilde uyandık. Canları pahasına karanlık geceyi aydınlık bir sabaha çeviren kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Bir daha ülkemizi benzer ihanet teşebbüsleriyle karşı karşıya bırakmamak için 15 Temmuz sonrasında çok kritik adımlar attık. Başta güvenlik birimlerimiz olmak üzere FETÖ'nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık. Burada bazı sayıları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakınız, 15 Temmuz'da silahlı kuvvetlerde görev yapan 32 bin 189 subayın, 10 bin 468'i yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. Kurmay subaylarda durum çok daha vahimdi. Çünkü örgütün 80'li yıllardan itibaren özellikle hedefe koyduğu ve zamanla çöreklendiği yerlerin en başında harp akademileri yani kurmaylık sistemi geliyor.