İhlas Haber Ajansı’nda (İHA) yer alan haberdeki iddiaya göre; olay, Antalya'nın Kepez ilçesindeki bir sanayi sitesine meydana geldi.
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden çalışmak için 2020 yılında Antalya'ya gelen Vedat Kurt (23), yaklaşık 10 ay aynı iş yerinde çalıştıktan sonra iddiaya göre maaşını eksik almaya başladı. Maaşını talep ettiğinde olumsuz yanıt alan Kurt, birikmiş alacağı 70 bin liraya karşılık iş yerindeki masada bulunan patronuna ait 15 bin lirayı alarak İstanbul'a gitti. İş yeri sahiplerinin ailesine ulaşması üzerine Kurt'un ağabeyleri, aldığı parayı geri götürmesini istedi. Kurt, Antalya'ya dönerek aldığı 15 bin lirayı iş yeri sahiplerine teslim etti.
İddiasına göre iş yerinde A.T., O.T., S.T. ve A.A. tarafından depoya kilitlenerek sandalyeye bağlanan genç, 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Dişleri kırılan, vücudunda kesikler oluşan Kurt'un elleri ve kolları bağlandı, hamam böceği yedirildi. Şüpheliler, yaptıkları işkenceyi cep telefonuyla da kaydetti.
Daha sonra iş yerinden kaçan Kurt, şüphelilerin cep telefonundaki işkence görüntülerine ulaşarak, şikayetçi oldu.
"HIRSIZLIK YAPTIM, UYUŞTURUCU İÇTİM"
Açılan davada Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, sanıklardan S.T.'ye ait olduğu belirlenen cep telefonu ve kopya disklerde yapılan incelemede "DCIM/RESTORED" klasöründe 19 fotoğraf ve bir video bulunduğu, görüntülerin 13-14 Ekim 2020 tarihli olduğu, konum bilgilerinin de Kurt'un çalıştığını söylediği iş yeriyle örtüştüğü belirtildi.
Raporda ayrıca video kaydının transkriptinde Kurt'a "Hırsızlık yaptım, uyuşturucu içtim" gibi sözlerin söylettirildiği ve videodaki seslerin sanığın WhatsApp yazışmalarındaki seslerle benzer olduğu ifade edildi.
4 SANIK HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına başka hükümden tutuklu sanık S.T., SEGBİS üzerinden katılırken diğer sanıklar A.T., O.T. ve A.A.'nın müdafileri salonda hazır bulundu. Savcı, bir önceki celsede sunduğu mütalaayı tekrar etti.
Duruşmada söz verilen katılan Vedat Kurt, "Karakolda alınan ifadelerin ve fezlekelerin kontrol edilerek adaletli bir karar verilmesini talep ediyorum. Ayrıca celse arasında dilekçe sundum. İçeriğini tekrar ediyorum. Şikâyetçiyim" dedi.
"FOTOĞRAFLARINI BEN ÇEKMİŞ OLABİLİRİM"
Sanık S.T., savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek, "Ben mütalaayı kabul etmiyorum. Her ne kadar suçu kabul ettiğime ve katılanı A. ile birlikte darp ettiğimize yönelik dilekçe yazmışsam da doğru değildir. Bu olay nedeniyle tutuklanınca O.T. ve A.T.'nin yönlendirmesiyle daha önceden yazılmış dilekçeyi imzaladım. Kendileri o zaman ‘Sen suçu üstüne al, bizim işimiz gücümüz var, sana bakarız' demişlerdi. Ben suçlamaları da kabul etmiyorum. Ben Vedat Kurt'a yönelik herhangi bir suç işlemedim. Ancak benim bulunduğum ortamda diğer 3 sanık onu darp etti. Vedat Kurt'un fotoğraflarını ben çekmiş olabilirim. O kısmı tam olarak hatırlamıyorum" dedi.
Sanık avukatları, müvekkillerinin suçlamalarla ilgisi olmadığını savunarak benzer beyanlarda bulundu. Sanık A.T.'nin müdafii, "Katılanın yağmaya ilişkin zararı bulunmamaktadır. Sadece telefonun gasp edildiğini beyan etmektedir. Tanık J.'nin beyanlarından da anlaşılacağı üzere olaya ilişkin telefon da gasp edilmemiştir. Telefon katılandadır, tamir için J.'ye vermiştir" derken, Sanık O.T.'nin müdafii, "İlk olay tarihinde katılan olaylardan sonra 5-6 ay yine aynı iş yerinde çalışmış. Sonra 1 yıl ortadan kaybolmuş ve sonrasında şikayetçi olmuştur. Madem olay oldu iş yerine tekrar delil elde etmek için döndüyse neden şikayetçi olmak için iş yerinden tekrar ayrıldıktan sonra 1 yıl beklemiştir" ifadelerini kullandı. Sanık A.A.'nın müdafii ise, "Müvekkil suç istinadına iştirak etmemiştir. Katılanın aşamalarda pek çok defa şikayet başvurusu ve ifadesi alınmış olup hiçbir aşamada kendisi müvekkilden şikayetçi olmamıştır. Beraat talep ediyoruz" dedi.
MAHKEME KARARINI VERDİ
Sanık avukatlarının son sözlerinin ardından mahkeme, sanıklar hakkında yağma suçundan beraat kararı verirken, TCK'nın 109. maddesi kapsamında sanıklar A.T., O.T., S.T. ve A.A.'nın ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan ayrı ayrı 6 yıl 12 ay ceza ile cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme, verilen hapis cezalarının infazı sırasında sanıkların gözaltında ve tutuklu kaldıkları sürelerin toplam cezadan düşülmesine, kararın istinaf yoluna açık olduğunu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmetti.
"İSTİNAFA TAŞIYACAĞIZ"
Duruşma sonrası açıklama yapan Vedat Kurt, "Kararda şahıslar yağma suçundan beraat ettiler. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 6 yıl gibi bir ceza aldılar. Ayrıyeten bir tanesi silahla beni tehdit ettiği için artı olarak 3 yıl 1 ayda oradan ceza verildi. Yalnız yağma suçunun köreltilmesi ve ortadan kaldırılması, beraat verilmesi gerçekten bu hukuka aykırı bir şey. Bu süreci biz zaten istinafa taşıyacağız, inşallah umarım adalet yerini bulur. Ben kimseden fazla bir şey istemiyorum. Hakkı neyse onun yapılmasını hakka hukuka aykırı olmadan adaletli bir karar verilmesini talep ediyorum" dedi.