Bursa Olgunlaşma Enstitüsünde, tabaklanmış hayvan derilerine ince işçilikle sanatsal dokunuşlar yapan iki öğretmen, tablo, takı, ayna çerçevesi, çanta gibi aksesuarlar üretiyor.
Enstitünün El Sanatları Teknolojisi alanında görevli öğretmenler Deniz Şenol ve Bahar Yağcı, 7 yıldır okul bünyesinde yürüttükleri çalışmalarda, büyükbaş ve küçükbaş hayvan derilerini sanatsal ürünlere dönüştürüyor.
Derilerin seçilmesinden başlayarak her aşamayla ilgilenen Şenol ve Yağcı, titizlikle işledikleri derilere Ulu Cami, Tophane Saat Kulesi gibi Bursa'nın önemli tarihi yapıları ile Osman Gazi figürlerini aktarıyor.
Desenin deriye çizilmesi, işlenmesi, boyanması ve son olarak bekletilmesi gibi süreçlerden geçen eserler yaklaşık 3 ayda ortaya çıkıyor.
Tabloların yanı sıra yapılan takı, ayna çerçevesi ve çantalar da enstitüde sergileniyor.
Sergileme amaçlı yapılan bu eserlerden bazıları talep edenlere satılıyor.
"DESEN YOĞUNSA BİR ESERİN TAMAMLANMASI 2-3 AY SÜRÜYOR"
El sanatları öğretmeni Deniz Şenol, AA muhabirine, eserleri hazırlarken belirledikleri temalar üzerinden çalışma yaptıklarını söyledi.
Şenol, bu yılın temasının, UNESCO tarafından vefatının 600'üncü senesi dolayısıyla anma ve kutlama yıl dönümü programlarına alınan Mevlid-i Şerif'in yazarı Süleyman Çelebi olduğunu aktardı.
Süleyman Çelebi temalı eserler yapmak için çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Şenol, üretim aşamasına ilişkin şunları kaydetti:
"Öncelikle deri seçimi yapıyoruz. Çoğunlukla büyükbaş hayvan derilerini kullanıyoruz. Deri üzerindeki desenleri çalışmakla esere başlıyoruz. Bu işlemler için çekiç ve kraft adlı aletimiz var. Desenin daha iyi çıkması için altta sert bir zeminin olması lazım. Bitirdikten sonra boyama için arkadaşıma veriyorum. Desen yoğunsa bir eserin tamamlanması 2-3 ay sürüyor. Alt zeminde sığır derisini kullanıyorum, 3 milimetre olduğu zaman da manda derisi kullanıyorum. Orta kısımlarda da davul derisi kullanıyorum, o da genellikle küçükbaş hayvan derisi oluyor."
Şenol, deri işlemenin kendisi için zevkli olduğunu dile getirdi.
Bu sanatı başkalarına da öğretmek istediğini belirten Şenol, "Yetiştirebileceğim öğrencim yok. Şu anda iki arkadaş çalışıyoruz. Alttan gelen bir nesil olursa tabii ki çok güzel olur." dedi.
Şenol, tablo için kullandıkları derilerden artan malzemeleri çanta, ayna çerçevesi, takı gibi ürünlere dönüştürdüklerini sözlerine ekledi.