27 Mayıs darbesinin Türk siyasi tarihinin kara bir lekesi olduğunu belirten Ahmet Sorgun; bugünü anlamanın dünden geçtiğini, her ne şekilde ve hangi sebeple yapılırsa yapılsın darbelerin amacının demokrasiyi sekteye uğratmak olduğunu söyledi.
Sorgun açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“19. yüzyıldan günümüze kadarki darbelerin ve darbe girişimlerinin amacı; demokrasimizi sekteye uğratmak, ülkemizin ekonomik, kültürel ve siyasi gelişmesini durdurmaktır.
Darbeler; zulmün adresidir ve insanlık suçudur.
Demokrasiyi ve hukuk sistemini askıya almaya çalışan her eylem, milletimize yapılan bir ihanettir.
Tarihin utanç sayfalarının yazıldığı 27 Mayıs Darbesinden bugüne 61 yıl geçmiştir.
27 Mayıs Darbesi, Türk siyasi tarihinin kara bir lekesidir.
Milletin iradesi ile seçilen Başbakan Sayın Adnan Menderes ve arkadaşları, yapılan bu darbe sonucunda şehit edilmişlerdir.
Bugünü anlamanın yolu, dünü anlamaktan geçmektedir.
Yakın tarihimizde yaşadığımız 27 Mayıs darbesini, 12 Mart muhtırasını, 12 Eylül darbesini, 28 Şubat postmodern darbesini,
27 Nisan E- Muhtırasını,
2012’deki MİT kumpasını,
2013’deki Gezi Parkı Olaylarını,
17-25 Aralık emniyet-yargı darbesini,
6-8 Ekim olaylarını,
2015’deki çukur olaylarını,
2016’deki 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimini,
Son olarak ise emekli 104 amiralin gece yarısı yayımladığı bildiriyi hatırımızdan hiç çıkarmayalım.
Vesayetçi Türkiye özlemi çekenler ile tam bağımsız Türkiye sevdalıları arasındaki mücadelenin ne kadar çetin olduğunun bir kez daha farkına varalım.
Yüce Allah'a ne kadar şükretsek azdır.
Bu vatanın aziz evlatları, darbecilerin ve emperyalist güçlerin hesaplarını her seferinde bozmuştur.
Milli hafızamızı daima güçlü ve canlı tutmalıyız.
27 Mayıs 1960 darbesinin hukuksuz yargılamalarının yapıldığı, merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam kararlarının alındığı Yassıada yıllarca milletimizin hafızasında yaslı ada olarak yer almıştı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Yassıada, Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirilmiştir.
Demokrasi ve Özgürlükler Adası, demokrasi mücadelemizin sembolü ve geçmişten bugüne verdiğimiz istiklal ve istikbal mücadelemizin nişanesi olmuştur.
İdam sehpasındaki son sözü “Devletime ve milletime ebedi saadetler dilerim” olan Merhum Menderes’in ve demokrasi şehitlerimizin aziz hatırasına sahip çıkılmıştır.
Son günlerde ülkemizdeki güven ve istikrar ikliminin hedef alındığını hepimiz müşahede etmekteyiz.
Vesayet güçlerinin akıl ve izan dışı saldırıları ile karşı karşıyayız.
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların farkındayız.
Gazi Meclisimizden bir kez daha ifade ediyorum ki; Aziz milletimiz, ülkemizin huzuruna kastedenlerin ve taşeronlarının kirli emellerine asla geçit vermeyecektir.
Gerek devletimize husumet besleyen mihraklarla, gerekse bu senaryolara figüranlık eden siyasi zihniyetle mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz.
Aklını ve ruhunu başkalarının emrine verenlere bu minvalde siyaset yapanlara buradan hatırlatıyorum. Ülkesine ve milletine husumeti, siyasetinin öznesi yapan hastalıklı zihniyet yenilmeye mahkûmdur.
Milletimiz güçlü iradesi ile darbelere, darbecilere ve onların hamilerine gereken dersi vermeye muktedir. Ve bu zihniyeti tarihe gömmek bizim boynumuzun borcudur.
Büyük AK Parti ailesi olarak biz her zaman darbelerin karşısında durmuş bir siyasi kültürün temsilcileriyiz.
Cumhur ittifakı olarak siyaset anlayışımızın temeli millet iradesidir.
Millet iradesinin üzerinde hiçbir gücü bugüne kadar tanımadık, bugünden sonra da tanımayacağız.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde vesayet odakları ile mücadelemiz istiklalimiz ve istikbalimiz için devam edecektir.
Bu cennet vatan, artık huzurunu kedere kaptırmayacaktır.
Geçmişimizden aldığımız ilhamla yarınlarımıza kutlu yürüyüşümüz, Adalet için, Hak için, Hakkı çiğnetmemek için, demokrasi için sürecektir.
Bu vesileyle 1960 Darbesi başta olmak üzere tüm darbeleri, darbe teşebbüslerini ve darbe söylemlerini, demokrasi yerine darbeden medet umanları kınıyorum.
Millet iradesi ile seçilmiş milletin adamı Adnan Menderes ile arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı, tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyorum.”