Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) görev yaparken Eskişehir Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ön lisans ve aynı üniversitenin 4 yıllık İşletme Bölümü'nü bitiren 50 yaşındaki Veysel Düzcan, 2015'te emekli oldu.
TSK'deki 30 yılı aşkın görevinden sonra girdiği Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) yeterli puanı alarak, Giresun Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'ne yerleşen Düzcan, burada iki yıl eğitim gördü.
Ordu Üniversitesinde okuyan küçük oğlu Alper Düzcan (20) ile Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesine yatay geçiş yapan Düzcan, aynı fakültede yüksek lisans yapan diğer oğlu Ayberk Düzcan'ın (25) öğrenci evine yerleşti.
Evde yemek, ütü ve temizlik işlerini sırasıyla yapan, halı saha maçlarında birlikte top koşturan baba ve çocuklarının öğrencilik yaşantısı, çevrelerinde ilgiyle karşılanıyor.
Düzcan ailesi, fakültede bazı dersleri çakışınca aynı sırayı paylaşıyor.
Fakültede üçüncü sınıf okuyan Alper, yüksek lisans yapan Ayberk ve son sınıfta okuyan babanın, akademik kariyer için verdiği mücadele takdir topluyor.
"Çocuklardan ilginç yemek yapma yöntemlerini öğrendim"
Eşinden yıllar önce ayrılan baba Düzcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarıyla aynı fakültede eğitim görmenin zor ama eğlenceli olduğunu, hem evde hem de üniversitede birbirlerine destek verdiklerini söyledi.
Bazen baba olduğu için işlerin ağırlıklı olarak kendisine bırakılmaya çalışıldığını belirten Düzcan, şöyle konuştu:
"Bazen ütüyü ve yemeği ben yapıyorum. Temizliğe sırayla bakıyoruz. Çamaşırları sıraya göre asıp, kurutuyoruz. Baba ve oğullar olarak işlerin üstesinden hep beraber geliyoruz. Tam bir öğrenci hayatı yaşıyoruz. Çocuklardan ilginç yemek yapma yöntemlerini öğrendim. Su ısıtıcısında makarna, ütüde yumurta pişirdiğimiz oluyor. Fedakar aileler evlatlarının hayallerinin peşinden koşuyor. Çocuklarım için bazen anne-baba, bazen arkadaş, yeri geliyor komutan oluyorum. Aramızda kuşak farkı olduğu için halı saha maçlarında onlar kadar koşamıyorum. Hocalar ödev verdiğinde, bazen saat 02.00'de yataklarından kaldırıp slayt sunumu için yardım alıyorum. Akademik kariyer yaparak, mesleki tecrübelerimi çocuklarım gibi öğrencilerle paylaşmak istiyorum."
"Derslere beraber çalışıyoruz"
Ayberk Düzcan da iki yıldır babası ve kardeşiyle aynı evi paylaşıp, aynı fakültede okumanın heyecanını yaşadığını dile getirdi.
Babasıyla sınavlara beraber hazırlandıklarını vurgulayan Düzcan, şunları kaydetti:
"Vize ve final haftasında beraber ders çalışıyoruz. Okulda arkadaşız, evde baba ve oğul. Ben ona derslerinde yardım ediyorum. Gece saat fark etmeksizin uykumdan uyandırıyor. 'Şu görüntüyü kırpamadım.' diyor. Babamla aynı fakültede karşılaşınca mutlu oluyorum, çünkü nadir görülen bir şey. Fakültemde, evimde, sosyal hayatımda benimle."
Alper Düzcan ise babası ve ağabeyiyle aynı fakültede okumanın kendisi için ayrıcalık olduğunu, arkadaşlarının ve hocalarının da ilgisini çektiklerini söyledi.
"Güzel bir örnek"
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ayhan, bir baba ve iki oğlunun aynı fakültede okumasının nadir rastlanacak bir durum olduğuna dikkati çekti.
Ayhan, "Ülkemizde çok iyi bir örnek Veysel bey. İki oğluyla bazen aynı sıralarda oturuyor. Bir babanın oğullarıyla aynı sıraları paylaşması yeni nesiller için güzel bir örnek." dedi.
İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Sami Mencet de bazı derslerde, baba Veysel Düzcan'ın oğullarından başarılı olduğunu kaydetti.