İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı'nda Dr. Öğr. Üyesi İsmail Ertan Sevin, kendisini örnek alan oğlu İbrahim Eralp'in, tıp eğitiminin ardından girdiği sınavla, çalıştığı hastaneye asistan olarak görevlendirilmesinin sevincini yaşıyor.
Güne evde birlikte başlayan, hastanede aynı mesaiyi paylaşan baba ile oğlu, aile ve iş hayatlarındaki değişime alışmaya çalışıyor.
Dr. Öğr. Üyesi İsmail Ertan Sevin, oğlunun, beyin ve sinir cerrahisi uzmanlığını seçmesinden mutluluk duyduğunu, girdiği ilk TUS'ta çalıştığı kliniği kazanmasıyla da yeni bir hayata başladıklarını anlattı.
Tüm asistan hekimleri evladı gibi gördüğünü belirten Sevin, şöyle konuştu:
"Benim için o, öncelikle asistan. Oğlum, evde oğlum benim. Kendisi de belki hastanede ikilemde kalıyordur, zaman zaman bana 'baba' diyesi geliyordur ama hiçbir şekilde bunu söylemeyeceğini kendisi de biliyor. 'Hocam' ya da 'abi' olarak hitap ediyor. Benim için de değişik bir duygu. Hoşuma da gitmiyor değil. Hoca-asistan ilişkisine evde bile neredeyse alıştık artık."
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı'nda profesör olan eşinin de hastanede "hoca-asistan" ilişkisi kurmaları konusunda kendilerini uyardığını anlatan Sevin, oğluna ahlaklı, vicdanlı, ülkesine faydalı bir hekim olmasını öğütlediğini kaydetti.
"TORPİL YAPIYOR DENMESİN DİYE"
Asistan hekim İbrahim Eralp Sevin de babasıyla girdiği ameliyatlarda heyecanlandığını belirterek, "Karşımdaki kişi hem babam hem de hocam. Bu da ister istemez beni çok heyecanlandırıyor. Ama şunu iyi biliyorum, babam öğreticilik konusunda ve genel tavırları olarak diğer asistanlara ne şekilde davranıyorsa bana da aynı şekilde yaklaşıyor." dedi.
Eğitime başladığı ilk günlerde babasına nasıl hitap etmesi gerektiğini çok düşündüğünü dile getiren Sevin, şunları kaydetti:
"Hiçbir zaman 'baba' demedim. Kıdemlilerim ve diğer asistanlar 'abi' dediği zaman 'abi' dediğim oldu. Genel olarak 'hocam' diye hitap ediyorum. Çünkü o benim hastane sınırları içerisinde hocam. Evdeki ilişkilerimizde ise alışma sürecindeyken 'hocam' dediğim oluyordu, 'abi' dediğim de oluyordu. Kafa karışıklığı vardı. O da zamanla oturmaya başladı. Şimdi hep 'hocam' diyorum. En büyük hedefim, boynuzun kulağı geçmesi, ondan daha iyi bir cerrah olabilmek."
Sevin, hastalara baba oğul olduklarını söylemediklerini, birçok hastanın soyadı benzerliği olduğunu düşündüğünü anlattı.
Üniversitenin Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Kamil Sucu da yıllar önce baba Sevin'e asistanlık eğitimi verdiğini söyledi.
Şimdi de onun oğluna eğitim vermenin mutluluğunu yaşadığını belirten Sucu, "Babası torpil yapıyor denmesin diye çok fazla özen gösteriyor. Babası tarafından kayırılan birisi gibi değerlendirilmemek için daha çok nöbete kalıyor. Herkesten daha fazla çalışmaya gayret ettiğini görüyorum." ifadelerini kullandı.