Yaklaşık 13 yıldır hayat kurtarmak için çalışan 1 çocuk annesi hemşire Serbez, pandemiyle mücadelede yılmadan, fedakarca çalışan sağlık neferlerinden sadece biri.
Kısa bir süre önce kanseri yenerek sağlığına kavuşan Serbez, diğer taraftan da Kovid-19'a karşı ülke genelinde verilen topyekün savaşta en ön cephede yerini aldı.
Serbez, bir taraftan hastaların bu süreçte yaşadıklarına birebir tanık olarak, onları sağlığına kavuşturmak için gece, gündüz çalırken, diğer taraftan da pandeminin başında ailesinin yanına götürdüğü evladının hasretini çekiyor.
Oğluna olan özlemini, "En zor kısmı da dışarıda birisinin 'anne' dediğini duyduğumda dönüp bakıyorum çünkü oğlumu çok özledim." ifadeleriyle dile getiren Serbez, pandemiyle mücadele sürecinde yaşadıklarını, tanık olduklarını anlattı.
"Oğlum, 'seni bir kere koklamak istiyorum' diyor"
Serbez, salgının Türkiye'de görülmesinden itibaren izole bir yaşam sürdüğünü, bunu evlerinde de devam ettirdiklerini dile getirerek, okulların kapanmasıyla birlikte oğlunu Ankara'da yaşayan ailesinin yanına götürdüğünü söyledi.
Oğluyla o tarihten beri ayrı olduklarını belirten Güher Serbez, "Oğlum hep 'Korona ne zaman bitecek?' diye soruyor. Ne zaman geleceğimi sorduğu zaman 'korona bitince' diyorum. Akşamları biz birbirimize kitap okurduk. Ben oğlumun ilk kitap okumasını göremedim. İlkokul 1'e başladı bu sene ve online derslerle annem ve babam ilk okuma, yazmasını gördü. Oğlumu elinden tutup okula hiç götüremedim. En zor kısmı da dışarıda birisinin 'anne' dediğini duyduğumda dönüp bakıyorum çünkü oğlumu çok özledim. Birinin çocuğunu gördüğümde oğluma olan özlemim daha da artıyor. Ben çocuğuma sarılmayı istiyorum. Oğlum 'Ne zaman geleceksiniz, iyice test yaptırıp gelsen, seni bir kere koklamak istiyorum' diyor. " şeklinde konuştu.
Serbez, kısa bir süre öncesine kadar kanserle savaştığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kanserle savaştım ve 6 ay önce iyileştim. Pandemi olunca hepimiz korktuk, kronik hastalığı olanlar daha da çekindi. Tabii bir heyet oluşturuluyor ve sizin çalışıp çalışamayacağınıza karar veriliyor. Bu dönemde idari yöneticilerim beni çağırdılar, 'Senin kronik hastalığın var, sen çalışma, biz korkuyoruz, idari izinli sayılabilirsin.' dediler. Ben arkama hiç dönmedim ve çalışmak istediğimi söyledim. Biz bu mesleğe, evet bu hastalığı bilerek yemin etmedik. Biz savaş elçileriyiz, öyle düşünüyorum ve arkadaşlarımı yarı yolda bırakmak istemedim. Hiçbir gün aklıma gelmedi, 'işe gelmeyeyim' diye düşünmedim. Biz hastalarımıza bakmaya yemin ettik, söz verdik."
"Apartman komşularımız bizi görünce kapılarını kapattılar"
İnsanlardan tek beklentilerin Kovid-19 ile mücadelenin temelini oluşturan maske, mesafe ve hijyene dikkat etmelerini isteyen Serbez, buna dikkat edilmediği takdirde yaptıkları fedakarlıkların boşa gideceğini söyledi.
Serbez, "Hastalıktan korkmamalarına gerçekten çok üzülüyoruz çünkü biz gerçekten çok korkuyoruz. Gezmek için dışarı çıkmalarına daha çok üzülüyorum. El hijyenine dikkat etmemeleri, maske takmamalarına çok üzülüyorum." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Pandemiden önce etrafımızdaki insanlar 'bize yardımcı ol' derken, pandemi döneminde böyle ısrarlar olmadı ama 'nasılsın' diye arayan da olmadı. Apartman komşularımız bizi görünce kapılarını kapattılar. Taksiye binmek istediğimizde araçlarına almadılar. Biz hastalıktan kaçmıyoruz, onların da bizden kaçmasını istemiyoruz. Gerçekten çok yorulduk, psikolojimiz çok yoruldu. Biz her zaman savaşçıydık, bizim için biz her zaman kıymetliydik. Bizim beklediğimiz şey düğünlerini, tatillerini ertelemeleri, bunları yapmazsak çok kaybımız olacak. Her giden can bizim canımız."