Söz yazarı Karaköy genelevinde çalışan meçhul bir kadındır. Bir gün beklemediği anda hamile olduğunu öğrenir. Bebeğine kıyamadığı için kürtaj olamaz, vakit gelir ve çocuğunu doğurur...
Ancak bulunduğu ortamı ve şartları düşününce bebeğinden vazgeçmekten başka çaresi yoktur. Evlatlık vermeye karar verir. Yavrusundan ayrılacağı gece son kez bebeğini kucağına alır ve dudaklarından şu sözler dökülür:
KIYAMAM SANA...
Bir gün anlayacaksın, neden sessizce gittiğimi...
Senden vazgeçmek uğruna, nasıl bir savaş verdiğimi.
Mevsim kış olur hani, bir yudum güneş bulamazsın...
Sonsuz uçurumlardaki çiçeklere dokunamazsın.
Her sabah bir sayfa daha, eksilip gidiyor ömrümden.
Gönlümün yıkıntılarında, can çekişiyor umutlarım.
Ellerimde acı var, ellerini tutamam,
Kıyamam, kıyamam asana.
Yollarımda ayaz var, yaklaşma yollarıma,
Kıyamam, kıyamam sana...
Karanlık gecelere ortak edemem seni,
Kıyamam, kıyamam sana...