Adana'da 5 yıl önce trafik kazası sonucu belden aşağısı felç kalan ve bedensel engeli nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olan okul öncesi öğretmeni Tuba Bulat, tedavisinin ardından döndüğü mesleğini öğrencilerinin sevgisiyle yürütüyor.
Lise eğitimi sonrasında çeşitli nedenlerle eğitimine devam edemeyen Bulat (50), 30 yaşında Anadolu Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü'nü kazandı.
Tuba Bulat, okulunu bitirip Kamu Personel Seçme Sınavı'nı da (KPSS) kazanarak 36 yaşında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kadrolu okul öncesi öğretmeni olarak göreve başladı.
Ülkenin çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapan Bulat'ın, 2017'de Balıkesir'de kullandığı aracın kaza yapması sonucu belden aşağısı felç kaldı. Yaşadığı travmayı atlatırken zaman zaman zorlanan Bulat, taburcu edilmesinin ardından 3 yıl boyunca da fizik tedavi gördü.
Mesleğine ara verdiği 3 yılda, yaşadıklarını ve hissettiklerini yazdığı iki kitapta anlatan Bulat, daha sonra mesleğine geri dönmeye karar verdi. Adana'ya tayini çıkan ve halen fizik tedavi hizmeti almaya devam eden Bulat, 2 yıldır yakınlarının da yardımıyla ulaşımını sağladığı Nasrettin Hoca Anaokulu'nda öğrencilerinin sevgisiyle eğitim vermeye devam ediyor.
TRAFİK KAZASIYLA HAYATI DEĞİŞTİ
Bulat, Balıkesir'de öğretmenlik yaptığı sırada 20 Ocak 2017'de trafik kazasına maruz kaldığını söyledi.
Kaza anını anlatan Bulat, "İlk defa kemerimi takmadığım anda çok talihsiz bir şekilde çok büyük bir kaza yaptım. Arabanın camından dışarı fırlayıp 2 aracın arasında kaldım. Belim kırılmıştı. Ben o anda belden aşağı tüm fonksiyonlarımı kaybettiğimi hissettim." dedi.
Bulat, 1,5 ay süren tedavisi sırasında psikolojisinin çok bozulduğunu, yaşadığı durumu zaman zaman kabullenmekte zorlandığını dile getirdi.
Taburcu edildikten sonra fizik tedavi ve özel terapist aracılığıyla tedavi almak için Bursa'ya taşındığını aktaran Bulat, "3 yıl karanlık bir bodrum katında annemle beraber yaşadım. Tüm perdeleri, ışıkları kapatıyordum. Bir pencere dahi açamıyordum. Yürüyen insanları görmeye gerçekten tahammül edemiyordum. Çok üzülüyordum. Pencereyi açtığımda geçen birini gördüğümde elimi tutup beni yürütmesini istiyordum." diye konuştu.
Bulat, bu dönemde duygularını kitaplara döktüğünü, bir gün koltuk değneği veya küçük bir aparat kullanarak yürüyebileceğinin hayaliyle "Koltuk değneğim" ve "Üçüncü ayağım" adını verdiği iki kitap yazdığını anlattı.
MESLEĞE GERİ DÖNDÜĞÜNDE ATANDIĞI İLK GÜNKÜ HEYECANI HİSSETTİ
Bulat, bu süreçte mesleğine devam edebilme adına endişe duyduğunu dile getirerek, "Okula gitmeyi, öğretmenlik yapmayı yürekten istiyordum ama insanların bana bakışlarından çok etkileniyordum." dedi.
Yaşadıklarını anlatan Bulat, şunları kaydetti:
"Zaten duygusal bir insanım fakat sonrasında 'Ben mesleğini çok seven, çocuklarını çok seven bir öğretmendim. Buna her şekilde devam etmeliyim' diye düşündüm. Tayinle Adana'ya geldim. 2 yıldır öğretmenlik yapıyorum. Burada çok mutluyum. Akşamdan gözyaşlarımı silip, sabah o her günkü gülümsememi yüzüme takarak okuluma geliyor ve çocuklarıma sarılıyorum. Bu da benim tek mutluluğum. Mesleğe geri döndüğümde atandığım ilk günkü heyecanı hissettim. Dönmeseydim emekli olurdum, bir yatakta sadece televizyon izleyerek hayatı geçirirdim. Bu da beni mutlu etmezdi. Kimseye faydalı olamamak, işe yaramamak hissine kapılırdım. Bu da beni tekerlekli sandalyede olmaktan daha fazla üzebilirdi."