Bir yarı bizim, bir yarı onların

.

Konyaspor, İstanbul deplasmanında Kasımpaşa karşısına çıktı. İstanbul’u seyirci açısından avantaja çeviremeyen tek takım Konyaspor.

Üç büyükler dışında pek seyircisi olmayan diğer takımlar seyirci açısından birçok Anadolu takımına karşı dezavantajlı oynuyorlar. İstanbul’da 150 bini kimliğinde Konya yazan, bir o kadarı da İstanbul’da doğduğu halde Konyalı olan hemşehrimiz var.

Ancak nedense İstanbul’daki Konyalılar kendi memleketlerinin takımını desteklemeye gelmiyor. Rakip takıma tanınan seyirci kontenjanını doldursalar Kasımpaşa gibi fazla seyircisi olmayan takımlara karşı durum üstünlüğü sağlayabiliriz.

Kasımpaşa, Shota Arveladze yönetiminde son haftalarda form grafiğini yükseltmiş, özgüveni artmış bir takımdı. Açıkçası maçtan önce bir puan kötü sayılmaz diye düşünüyordum. Ancak ilk düdükle birlikte gördük ki, sahada daha diri, daha dengeli olan taraf Konyaspor’du.

Yeşil-beyazlılar ilk yarıda oyunu kontrol eden, pas trafiğini doğru kuran, rakibe fazla alan tanımayan bir görüntü çizdi. Futbol kalitesi vasatın üzerine çıkmayan bir maç izledik. Sıkılarak takip ettiğimizi de buradan söyleyeyim.

Tribünlerdeki taraftarların da oyundan zaman zaman sıkıldığını tahmin ediyorum, çünkü tempo düşük, pozisyon sayısı azdı. Fakat futbol bazen keyif değil, sonuç oyunudur. Bu haftalarda alınan her puanın değeri, oynanan oyunun önüne geçer.

Çünkü lig hâlâ oturmadı. Takımlar hâlâ arayışta. Kimi hoca arıyor kimi oyun sistemi… Birkaç ekip dışında oturmuş bir takım yok. Her hafta yeni bir teknik direktör değişikliği, yeni bir oyun denemesi görüyoruz.

Dolayısıyla Süper Lig birkaç hafta daha “sürpriz sonuçlara gebe” gibi. Konyaspor birçok takıma oranla daha oturmuş bir ekibe sahip. Bu durumu avantaja çevirmeliyiz.

Son haftalarda takımda bir düşüş var, bunu görmek zor değil. Sezon başındaki istek, o diri oyun biraz sönmüş gibi. Teknik heyetin mutlaka o enerjiyi yeniden yakalaması gerekiyor.

Motivasyon kaybı mı, fiziksel yorgunluk mu, yoksa taktiksel bir eksiklik mi? Sebebi ne olursa olsun bu düşüşün önüne geçilmeli. Aksi hâlde ilerleyen haftalar daha sancılı geçebilir.

Maçın özeline dönersek… İlk yarı bizimdi. Oyunu tuttuk, fırsatı bulduk ve öne geçtik. Ancak ikinci yarı tam tersi bir tablo çıktı ortaya. Kasımpaşa, 1-0 geriye düşmenin hırsıyla oyuna daha sert, daha ofansif başladı. Biz ise topu oyunda tutmakta, orta sahayı savunmakta zorlandık.

Sonuçta bir yarı bizimdi, bir yarı onların. Puanlar paylaşıldı. Ama her şeye rağmen deplasmandan alınan bir puan, moral açısından kötü değil. Ligin gidişatında bu puanlar birikince, bir bakmışsın sezon sonunda altın değerinde olmuş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri