Birçoğumuz İstanbul deplasmanda Galatasaray’ı yeneceğimizi düşünmüyordu. Ama pek çoğumuz beraberlik bekliyordu. Çünkü namağlup Konyaspor bunu başarabilirdi.
Biliyorum kızacaksınız. Ama yine de yazacağım. İyi ki yenildik.
Bir namağlup edebiyatı idi gidiyordu. Öyle bir duruma geldi ki bu durum bize zarar vermeye başladı. Evet, ‘yenemeyeceksen yenilme ’ ama bu beraberlikler artık kabak tadı vermeye başlamıştı. Dört hafta üst ütse berabere kaldık. İnanın o mağlup olmama psikolojisi olmasaydı belki o dört maçın bir veya birden fazlasında 3 puan kazanabilirdik.
Namağlupluk unvanını kaybetmeme korkusu psikolojimizi etkiliyordu. Onun için iyi ki yenildik, diyorum. Çünkü sonuçta İstanbul’da oynuyoruz ve rakibimiz Galatasaray.
Artık önümüze bakacağız. Sezonun ilk haftalarındaki gibi daha ofansif bir oyun oynayacağız ve yenilmekten korkmayacağız.
Zaten o psikolojiyi üzerimizde attığımız ikinci yarıda kendini gösterdi. Evet, birinci yarıda hiçbir varlık gösteremedik ama ikinci yarıda özellikle de son dakikalarda üstün oynayan bizdik. Bunda Galatasaray’ın skoru muhafaza etme iç güdüsü de etkili oldu. Ama yine de iyiydik. Golle sonuçlanabilecek birçok pozisyon ürettik.
Tabi yediğimiz talihsiz gole de değinmek lazım.’ Pisi pisine gol yedik’ denir ya. Hakikaten öyle. İki oyuncumuzun çarpışmamak için gösterdikleri refleks golle sonuçlandı. Yazık oldu.
Bu pozisyonun dışında Sehiç gayet iyiydi. Zaten iyi olmasaydı birinci yarıda Galatasaray farka bile gidebilirdi.
Şahsen benim endişem yok. İyiyiz ve daha da iyi oynayacağız. Merak etmeyin. Bundan sonrası daha güzel olacak.
Bu arada forvet hattında çektiğimiz sıkıntı da kendisini göstermeye başladı. İleriki haftalarda daha objektif tespitler yapabileceğiz ama devre arasında forvet hattını güçlendirmek gerekecek gibi…