Namağlup psikolojisini üzerimizden atmamız gerekiyor. Atmadığımız takdirde bize pahalıya mal olabilir.
Her şey gayet iyi gidiyordu. 2-0’ı yakaladıktan sonra bize bir hal oldu. Şayet devreye bu skorla girebilseydik durum çok farklı olabilirdi.
Futbolun kendi içerisinde kuralları var. Bazıları yazılı olmayan kurallar. Onu maç oynanırken hissedersiniz. Maçı seyredenler de hissederler.
Maç 2-1 olduğunda onu biz izleyiciler de hissettik. İkinci yarıya Kasımpaşa’nın baskılı başlayacağı kesindi. İlhan Hoca da bunu gördüğünü ve devre arası futbolcularla konuştuğunu söylüyor.
Söylemek yetmez tabi ki. Hangi durumda ne yapacağını kararlaştırıp, ona göre hareket etmek gerekir. Skoru 2-1’de tutmak için verilen çaba bize pahalıya mal oldu. O dakikalarda ayakları bağlanmış gibiydi oyuncuların. Üst üste birkaç isabetli pas yapamaz haldeydiler. Bağlı olan sadece ayaklar değildi, basiretleri de bağlanmıştı futbolcularımızın.
Derken çözdük ayaklarımızın iplerini, uyandık ama gölü de yedik. 2-2.
2-2’den sonra nasıl oynamamız gerektiğini hatırladık. Sonraki dakikalar her ne kadar dengede geçse de öne geçme şansımız vardı, ama olmadı.
Tabi ki 1 puan önemli…
Tabi ki namağlup unvanımızı korumak önemli…
Tabi ki Kasımpaşa’dan puan almak önemli…
Ama gördük işte… Çok rahat kazanabileceğimiz bir maçtı.
Eğer galibiyet ile dönebilseydik, lider Fenerbahçe’nin ardında 15 puanla sıralanan takımlar arasında olacaktık. Yani liderle aramızda sadece 1 puan olacaktı.
Olmadı. Canları sağ olsun…
Rakip kim olursa olsun yenebileceğimizi konuşabilmek ve yazabilmek de güzel…
7 haftadır keyfimiz yerinde… Paşa keyfi de ne hoş olurdu be…
Neyse, o keyfi Cumartesi sahamızda Alanya ile yaşayalım, ne dersiniz?
Ha unutmadan.
Ahmet Hassan siftah yaptı, devamı gelir inşaallah. Kumaşı iyi bir oyuncu…
Ya o Serdar Gürler’in golüne ne demeli?
Nasıl goldü ama….