“Bir teknik direktörün kalitesi, iyi bir takımı yendikten sonraki maçtan anlaşılır” demişti bir spor adamı. Aynen katılıyorum. Çok doğru bir tespit.
Sen geçen hafta lig liderini hakkınla, iyi bir oyunla ve ciddi bir pozisyon üstünlüğü ile yen, gel lig sonuncusu ile kötü futbol, düşük direnç ve ne yaptığının bilemeyen bir oyun sonucu berabere kal. O da son dakikada gelen gol ile… Anlaşılır gibi değil.
Yok, aslında hiç de anlaşılmaz değil. Anlamamak için futbol bilgisinden yoksun olmak gerekir. Galatasaray maçına oyuncuları hazırlamaya gerek yok. Oyuncular güçlü takımlar karşısında kendiliğinde motive olabiliyor. Bu bir Türkiye gerçeği. Hatta futbol gerçeği. Hocaya düşen oyuncuları bir sonraki maça iyi hazırlayabilmek.
Tüm taraftar iyi bir oyunla Galatasaray’ı yenen bir takımdan bugün galibiyet bekledi. Ama nerede iki hafta önceli Konyaspor? Sahada ne yaptığını bilemeyen bir takım izledik. Yok, böyle olmaz. Bu apaçık bir teknik direktör körlüğü. Ümraniye karşısında ölüp ölüp dirilen bu takım gerçek Konyaspor değil. Gerçek Konyaspor iyi bir hocanın elinde şekillenir.
Bugünden tezi yok bu hocanın gönderilmesi ve gelecek yılın takımını kuracak yerli bir hocanın getirilmesi gerekiyor. Buradan yönetime sesleniyorum. Bugünkü maçı, oyuncu seçimini, taktik anlayışı beğendiyseniz güle güle hocayla çalışmaya devam edin. Yok beğenmediyseniz bir iki maç daha beklemeye gerek yok. “Zararın neresinden dönersen kar” demiş atalarımız. İnanın gönderin hocayı kar edeceksiniz. Yardımcı antrenör ile bile daha iyi sonuçlar alırız.
Bir sözümüz de TFF’ye. Ramazan günü öğlen saatinde neden maç oynatıyorsunuz. Konyaspor futbolcuları en çok oruç tutan takımlardan biri. Burası İslam beldesi sizin yaptığınıza bak. Yoksa sizin oralara oruç uğramadı mı? Ayıp ya bu.