Her yıl aynı başlıkları atmaktan yorulduk!

.

Yıl 2025. Yine bir Haziran sabahı, milyonlarca gencin hayatında dönüm noktası olan o büyük gün geldi ve geçti: YKS.

Ama her yıl olduğu gibi bu yıl da sınav kadar, sınava giremeyenler, sınavı saniyelerle kaçıranlar, kapıdan geri döndürülenler konuşuldu.

Bu ülkede sınavı kazanmak kadar, sınav kapısına ulaşabilmek de başlı başına bir mücadeleye dönüşüyor.

Bu yıl yine 15 saniye ile kaçıranlar, trafik yüzünden koşarak gelen ama kapıda “dakika geçti” cevabıyla durdurulanlar, kimliğini evde unutanlar sosyal medyada gündem oldu.

ÖSYM yıllardır aynı açıklamayı yapıyor: “Kurallar açık. 10.00’dan sonra kimse alınamaz.”

Doğru.

Ama şu soruyu da sormak zorundayız:

Bu kural gerçekten adil mi?

Bir insanın belki de hayatını değiştirecek sınava, dakikalar hatta saniyeler yüzünden alınmaması ne kadar insani?

Bu yıl bir başka başlık da emniyet teşkilatıydı.

Konya başta olmak üzere birçok şehirde polis ekipleri geç kalan öğrencileri sınav merkezlerine yetiştirdi.

Bu haberleri okurken içimiz ısınsa da, içten içe şunu da sorduk:

“Bu görev emniyetin mi, sistemin mi eksikliği?”

YKS elbette zor bir sınav. Saatler süren oturumlar, onlarca soru ve birkaç puanlık farkla değişen kaderler…

Ama sınavın kendisinden çok, çevresi daha yorucu.

Gürültülü inşaatlar, sıcak sınıflar, sınav sırasında fenalaşan öğrenciler, kapı dışında gözyaşı döken aileler…

İlk 500’e giren öğrencinin adını çok az kişi hatırlıyor ama “sınavı 15 saniyeyle kaçıran kız” ya da "küpesi yüzünden sınava giremeyen genç kız" günlerce konuşuluyor.

Ve işin özüne gelirsek…

Her yıl milyonlarca genci tek bir sınavla sıralamak, hayatlarını bu sistemin çarklarına göre döndürmek hâlâ doğru mu?

Evet, YKS bir ölçme-değerlendirme aracı.

Ama aynı zamanda bir yarış.

Ve ne yazık ki bu yarışta herkes aynı kulvarda başlamıyor.

Kimisi etüt merkezinde, kimisi tarlada hazırlanıyor sınava.

Ve aynı kalemle aynı süreye tabi tutuluyorlar.

Elbette “sınav kalksın” demek kolay. Ama çözüm bu değil.

Sınav sistemi elbette olmalı. Ama:

İkinci şans sistemi getirilmeli.

Sınava giriş esnekliği sağlanmalı.

Geç kalma nedenlerine dair insani değerlendirme mekanizması kurulmalı.

Sınav odaklı değil, yetkinlik odaklı eğitim sistemine yönelmeli.

Her yıl aynı başlıklarla yazı yazmaktan yorulduk.

Ama en çok da, kapının önünde gözyaşı döken bir gencin sessizliğinden yorulduk.

YKS, sadece sınav sorularıyla değil; vicdanımızla, sistemimizle ve geleceğimizle yüzleşme zamanıdır.

Nice daha adil sınav sabahlarına…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri