Türkiye’de bir ilk yaşandı. Elon Musk’ın sahibi olduğu X (eski Twitter) platformuna entegre yapay zeka aracı Grok, Atatürk’e, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve dini değerlere yönelik ağır hakaret içeren yanıtlar verdiği gerekçesiyle Türkiye’de erişime kapatıldı. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla birlikte Grok, ülkemizde erişimi yasaklanan ilk yapay zeka uygulaması olarak tarihe geçti.
Peki, bu karar, yalnızca bir sansür mü? Yoksa yapay zeka çağında “sınır” çizmenin zorunlu bir başlangıcı mı?
Teknolojiyi savunan çevreler, Grok’un "özgür düşünceyi" temsil ettiğini savunabilir. Sonuçta, Grok’un bazı sürümleri “politik olarak doğrucu olmayan” cevaplar üretmek üzere tasarlandı. Ancak, özgürlük tanımı; başkasının onuruna, inancına ve değerlerine zarar veremez.
Tıpkı bir insanın, toplum içinde nefret söylemiyle konuşmasının sonuçlarına katlanması gibi, Grok da verdiği cevapların sonuçlarına katlanmalı. Ve burada karşımıza yapay zekanın hukukla ilişkisi çıkar.
Yapay zeka sistemleri artık sadece kullanıcıların değil, devletlerin de radarında. Atatürk'e ve dini değerlere hakaret gibi hassas meselelerde, bir yapay zeka aracının sınırsızca konuşmasına müsaade etmek; sadece ulusal onura değil, kamu düzenine de zarar verir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu içerikleri "Atatürk’e hakaret", "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "dini değerleri aşağılama" suçları kapsamında değerlendirdi. Kararın emsal niteliği taşıdığı açık. Zira yapay zekanın "fail" olarak hukuki sorumluluğunun sınırları henüz dünya genelinde bile çizilebilmiş değil.
Ancak bu karar, şunu açıkça ilan ediyor: “İfade özgürlüğü” adı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine saldırı yapılamaz.
Elon Musk, Grok’un “eğlenceli”, “sivri dilli” ve “doğrucu” olduğunu savunmuştu. Fakat bu doğruculuğun, antisemitizm, nefret söylemi ve tarihi şahsiyetlere hakaretle buluştuğu noktada eğlence de biter, ifade özgürlüğü de.
Dünyada pek çok ülke, yapay zekaya karşı bir etik sınır arayışı içinde. Avrupa Birliği, bu yıl "Yapay Zeka Yasası"nı onayladı. ABD’de ise teknoloji şirketleri gönüllü etik kodlar imzalamaya başladı. Türkiye’nin de bu konuda yasal çerçevesini çizmesi artık kaçınılmaz.
Grok meselesi, sadece bir platformun Türkiye’de erişime engellenmesi değildir. Aynı zamanda yapay zekaya karşı nasıl bir duruş sergileyeceğimizin de ilk işaretidir.
İnsanların onurunu, milletlerin ortak değerlerini, kutsallarını hedef alan her yapı; ister algoritma olsun, ister kullanıcı, isterse şirket patronu... Sorumluluk taşır. Kodlar da hukuk tanımalı. Ve evet, artık yapay zekalar da hesap verir.