Bir mağlubiyet yazısı ile yeniden beraberiz. Yazması da çizmesi de zor olunca, biraz gecikti bu hafta...
1-0 Beşiktaş mağlubiyeti normal zamanda olsa bi nebze kabul edilebilirdi. Ama içinde bulunduğumuz durum üzerinden değil Beşiktaş, Barcelona'ya yenilsek kabul edemezdik, nitekim kabul de edemedik, edemedik.
Peki neyi neden kabul edemedik?
Beşiktaş karşısında sergilenen oyun çok kötü değildi, (rakibin oyunu da bunu söyletiyor itiraf etmeliyim.) bu sebeple biz daha iyisinin olmamasını, kazanmamız gerektiği için kabul edemedik. Bireysel hatalardan öylesine sıkıldık ki bu maçta da skora doğrudan etki etmesini kabul edemedik. Hakem efendinin 3 saniyede karar vermesini, kuralları ilginç bir şekilde yorumlamasını kabul edemedik, etmedik! Oyuncularımızın profesyonellikten uzak tavırlarını zaten haftalardır kabul etmiyoruz... Liste bu şekilde uzar gider. Gider de bu şekilde bir Konyaspor nereye gider düşünmek dahi istemiyorum.
Gelelim maça.
Henüz ilk dakikalarda gol pozisyonu bulup topu ağlara bırakmayı başarmıştık. Beşiktaş kalecisinin "göremedim" itirazı ile gol VAR'dan döndü. Ama ne dönüş! Sadece 3 saniyede karara bağladı resmen hakem Fırat AYDINUS. Kural o şekilde olabilir, doğrudur! Fakat top ayaktan çıktığı anda kalecinin görüş açısının müsait olduğu kale arkası kameralarına açıkça yansımışken iptal edilmesinin tek sebebi olabilir o da rakibin Beşiktaş olması. Çünkü aynı pozisyon Malatyaspor - Kasımpaşa maçında da olmuş ve gol geçerlilik kazanmıştı. Geçmiş yıllarda yine Bursaspor maçında bu tablonun aynısı yaşanmış yine gol geçerli olmuştu. Burada kural değil, rakibin Beşiktaş olmasıydı ağır basan.
Öyle ya da böyle golümüz iptal oldu. Karar kadar sorunlu olan bir de Ömer Alimiz var! Onu ne yapacağız? Sıfıra kadar inip ortaya topu bıraktıktan sonra kale çizgisine paralel koşmak nedir ben anlamış değilim doğrusu. Top sana da çarpabilir direkt ofsayt olabilirdi. Ya da yine sana çarpıp dışarıya da çıkabilirdi. O koşu tamamen gereksiz tamamen taktik hatasıydı. Ondan sonra zaten sahada bir oraya bir buraya koşup durdu. Ne katkı sağladı ne de beklenilen gibi bir oyun sergiledi.
Yediğimiz gol ise tam bir hata! de ah Bajic vah Bajic! Kontra çıkarken o şiddetle geriye doğru gelişi güzel top mu atılır? Vur gitsin çıkamıyorsun madem. Kimse beklemeyince o topu, ne Burak'ı tutabildiler ne gole engel olabildiler. Basit gol yedik, çok basit.
Takım performansına bakınca ise Aykut Hoca bu kadro ile çok zorlanacağa benziyor. Hatta zorlanma sebebi de doğrudan kadro derinliği. Sahadakiler iyi değil, yedek kulübesinde bekleyen yok.
Bajic'in bu oyunu, Amir'in değişmeyen oyunu, Skubic'in son yıllardaki performansı, Ömer Ali'nin düşüşü, yeni transferlerin ilk haftalarda oynadıkları gibi oynamaması, yedek kulübesinde bekleyenlerin genelinin alt lig oyuncusu seviyesinde olması ve bu halde başarı beklemek, bu şekilde oynanan ve oynanacak olan maçlar çölde balık avlamaya benzer. Karaya oturduk karar kara düşünüyoruz zaten, oltayı atsak ne atmasak ne?
Devre arası neşter vurulmazsa çölde aç kalır, çok ağlarız.