Bu sezon İstanbul takımlarına karşı yüzümüz gülüyor nazar değmesin.
Sezon başında farklı Beşiktaş galibiyeti, geçtiğimiz hafta deplasmanda Fenerbahçe galibiyeti, şimdi de Kasımpaşa. Arada Başakşehir kazası olsa da biz aldığımız kupa ile onlara karşı hep galibiz gönüllerde.
Büyük küçük farketmez İstanbul takımlarının korkulu rüyası olduk, gelen çekiniyor, misafir eden üzülüyor. Böyle devam Anadolu Kartalı böyle devam.
Gaziantep deplasmanından mağlup döndüğümüzde önümüzde bizi bekleyen dört maçın son derece zorlu olacağı belliydi.
Başakşehir, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Alanya.
Lige kötü başlayıp ardından yükselişe geçen Başakşehir'i yenebilecek güçte olsak da maçı kaybetmiş, Fenerbahçe maçını düşünür olmuştuk. Güzel oyunla gelen Fenerbahçe galibiyeti moral oldu ve hemen ardından Kasımpaşa maçında da sahadan galibiyetle ayrılan taraf olduk. Haftaya ligin belki de en iyi takım oyunu oynayan Alanya var. Buraya kadar alınan 6 puan gerçekten çok iyi oldu. Bu moralle Alanya karşısında da galibiyet içten bile değil.
Dün oynadığımız Kasımpaşa maçına da değinecek olursak; son dakikaya kadar bırakmayan ve ikinci yarı "Bu maç bizim hakkımız" diye oynayan bir takım izledik. İlk yarı beklenmedik hatalar olsa da ikinci yarı rakibi tamamen çözüp ataklarımızla iyice baskı altına aldık. Geç oldu ama galibiyet golümüzü de atmayı başardık.
Salgın hastalığa yakalananlar, sakatlananlar derken takımın dengesi biraz sarılmış gibiydi. Açıkçası ilk yarı bunu hissettik. İkinci yarı toparlamasını bildik ve hak ettiğimiz üç puana eriştik.
Son olarak Konyaspor'un VAR'dan dönen penaltı pozisyonu...
Son olsun inşallah. Hakem 10 üzerinden 5 puanla yönetti maçı. Pek çok pozisyonda anlamsız kararları vardı. Her iki takıma da karşı "Ben ne dersem o" yaklaşımı olunca eğriyi doğruyu karıştırdı.