Mağfiret günlere geliyoruz. Rahmetinden istifade etmişizdir inşallah.
Bugünlerde adetlerimiz değişiyor.
Sadaka, fitre, zekat derken namazlara da daha hassasiyetimiz var. Daim olsun.
Dün bir mezarlığa uğradım. Aynen şöyle yazan bir mezar taşı dikkatimi çekti:
“Dur ey yolcu! Bir Fatiha okumadan geçme.”
Uzun uzun düşündüm. Bir faninin yalvarış sesini duyar gibi oldum. Adeta bir Fatiha dileniyor.
Allah’ın ömür verdiği süreyi nasıl geçirdi acaba! Bir Fatiha’ya sarılacak kadar, bir Fatiha dilenecek kadar sessiz çığlık atışını duyar gibi oluyorsun.
Elbette okumalıyız.
Geçmişlerimize göndermeliyiz ama güzel yaşamak da gerekiyor. Nasıl yaşarsan öyle ölürsün. Nasıl ölürsen öyle dirilirsin.
Mezar taşında sadece ismi olan büyükleri görünce de başında Fatiha okuyan, Yasin’i Şerif okuyanlar dikkatini çekiyor insanın.
"Dur ey yolcu! Bir Fatiha okumadan geçme" diye de zorlamıyorlar onları. Ama başlarında, ayak uçlarında insanlar okuyor. Demek ki insan arkasında Fatiha okuyacaklar bırakmalı.
Vesileyle tüm geçmişlerimiz ve geçmişleriniz için el Fatiha...