Çöp tenekeleri ekmek dolu.
Çöp kovaları yemek artıkları dolu.
Yol kenarları ekmek, simit, poğaça dolu.
Kafeler insan dolu.
Lokantalarda iğne atsan yere düşmez.
Pazarlar dolu.
AVM’ler dolu.
Hafta sonları yollar dolu.
Piknik alanları dolu.
Kasaplarda et yok.
Mangallar duman duman yanıyor.
Tatil beldelerinde denize girecek yer yok.
Bankalarda sıralar dolu.
Tapu daireleri insan kaynıyor.
Uçaklar dolu.
Trenler dolu.
Havaalanları dolu.
Akaryakıt istasyonları dolu.
Pastaneler dolu.
Mağazalar dolu.
Ütücüler dolu.
Evler boş.
Camiler boş.
Sohbetler yok.
Ayakkabı boyacıları sinek avlıyor.
Tamirciye kimsenin yolu düşmüyor.
Balkonlara çamaşır asılmıyor.
Kuran Kurslarında sınıflar beş on kişiyi geçmiyor.
Ne oluyor bize?
Neler oluyor?
Neden, neden, neden?
Ne oldu bize?
Bu ne israf?
Bu ne savurganlık?
Bu ne şükürsüzlük?
Bu nasıl bir hayat?
Yakıtı İnsanlar ve taşlar olan cehenneme mi, yoksa içinde ırmaklar akan cennete mi talibiz?
Biz kimiz ve ne istiyoruz?
Kaçış nereye?