Ligin altı haftası geride kaldı. Yönetimin transfer politikası bizi korkutmuştu. Gidenler oldu, gelenler oldu. Gelenlerin gidenleri aratacağını tahmin etmiştik. Ancak ilk haftalarda alınan puanlar bizi umutlandırmıştı. Acaba biz yanılmış mıydık.
Keşke. Ama yanılmamışız. Diğer takımlardaki kadrolar yavaş yavaş oturunca durumumuz apaçık ortaya çıktı.
Önce Rize sonra MKE Ankaragücü maçı, Konyaspor’un zor bir döneme girdiğini gösterdi. Ankaragücü ligin zayıf takımlarından. Bugün oynadığımız oyunla aslında 1 puanı hak etmiyorduk. Bu kadar kötü bir oyundan sonra Ankara deplasmanından puanla dönmek elbette sevindiriyor. Ama işler hep böyle gitmez. Her takım Ankaragücü değil.
Her iki takımın hocasının maç sonu yaptığı açıklamalara bakın. İkisi de doğruyu söylüyor. Stanojevic özetle “istediğimizi sahaya yansıtamadık, sonuçtan memnunum” diyor. Tabiki sonuçtan memnun olacaksın. Haketmeden puan aldın. Tolunay Kafkas ise “iyi oynayan bizdik” diyor. Bu da doğru. Adamlar bizden iyiydi.
Şimdi ne olacak. Dövünmek neyi değiştirecek. Son haftaya kadar bekleyip ucuza oyuncu kapma politikası ile takım kuran bir yönetimle nereye kadar gidilecek?
Yerel spor medyası susuyor, eski yöneticiler susuyor, Konya’yı yönetenler susuyor. Ancak susmanın kötü akıbete faydası olmuyor. Evet biliyoruz ara transfer dönemine kadar hiç kimse bir şey yapamaz. Ama herkes doğruyu söyler, tepkisini dile getirirse gerekli tedbirler noktasında erkenden yol alınmış olur.
2.3 milyonluk şehrin takımı böyle olmamalı. Konya bunu hak etmiyor. Haftaya Beşiktaş ile oynayacağız. Kendi sahamızda.. Bakıp göreceğiz. Umarız moral verecek bir oyun ve skor olur.
Bu tür maçlar ölçü olmaz, biliyoruz. Ancak bu tür maçlarda oyuncuların farklı bir motivasyonla oynadıklarını da biliyoruz. Bu maçta tüm bireysel hünerler sergilenecek. Bu sayede kendi oyuncularımızı daha iyi tanıyacağız.
Ah keşke geleceğe matuf olumlu şeyler yazabilsek. Bu mümkün değil, “perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” derler. İyi bir çarşamba geçirmediğimiz belli…. Bakıp göreceğiz.