Kritik haftayı kayıpsız geçtik.
Futbol hem duyguyla hem akılla oynanan bir oyun. Bugün İstanbul’da her ikisini de sahaya yansıttı Konyaspor.
Kasımpaşa Avrupa’ya oynayan bir takım. Gayet iyi bir kadroları var ve futbolu da gayet güzel oynuyorlar. Ligin flaş takımlarından. Seyir zevki veren bir futbol anlayışları var.
Bugünkü maç onlar için de, bizim için de önemliydi. Bizim kaybetmemiz yüzde 90 küme düşme manasına geliyordu. Onun için de stresli olan taraf bizdik.
Konyaspor maça yüksek tempo ile başladı. İlk dakikalardan itibaren golü arayan taraftık. Nihayetinde amacımıza 21.dakikada ulaştık.
Gol sevincimiz kısa süre sonra yerini gergin bekleyişe bıraktı. Çünkü yiyeceğimiz bir gol motivasyonumuzu tamamen sıfırlayabilirdi.
Saniyelerin dakikaya, dakikaların saate dönüştüğü bir seksen dakika daha geçirdik. Uzatmanın sonlarında kazandığımız penaltı tüm gerginliğimizi aldı. Bir futbol maçını seyrettiğimizi o anda anladık. 3 puanı kaybetme korkusu meğer bizi alıp başka bir psikolojiye götürmüş.
Maçı 2 golle kazanmak güzel şey. Ancak keşke o ikinci golü ikinci yarının başlarında atsaydık da kalan süreyi normal maç psikolojisinde geçirseydik.
Küme düşme psikolojisi öyle bir psikoloji ki galibiyet keyfini hafta boyunca yaşayamıyorsunuz. Hemen bir sonraki maça odaklanıyorsunuz. Şimdiye kadar konuştuğum herkes “ Alanya’yı da yenmemiz lazım” şeklinde konuşuyor.
Neyseki bir seferliğine ben bu şekilde konuşmayayım. Siz de sonraki maçı unutun. Bu hafta galibiyetin tadını çıkarın. Sonrası Allah kerim.
Hem Ankaragücü’de Antep’i yendi. Daha ne olsun. Aranızda ‘keşke berabere kalsalardı’ şeklinde düşünenler de vardır. ‘O kadarı da fazla’ derim. Öyle her şey de beklentimiz gibi olmayabilir. Şu tevafuka bakım ki Antep haftaya Paşa ile oynayacak.
Samsun ile Kayseri haftayı birer puanla kapattı. Bu sonuçlar da bizim için fena değil. Haftaya yenersek daha yukarılara tırmanabiliriz.
Nereden bakarsan iyi bir hafta sonu. Paşa keyfi dedikleri böyle bir şey galiba.