Genç bir muhabirken görevli olarak Marmara Depremi’nde ve Afyon Dinar Depremi’nde bulundum. Konya’da Zümrüt Faciası olarak bilinen ve 99 kişiye mezar olan korkunç hadisede 15 gün aralıksız televizyon yayını yaptım.
Hatırladığım tek şey var.
Kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük bir ÇARESİZLİK.
Devlet de çaresiz kaldı, vatandaş da çaresiz kaldı.
Televizyon programlarına çıkan değerli büyüklerimiz ve deprem uzmanlarının saatler süren konuşmalarının tek cümlelik özeti şuydu; “deprem ülkesiyiz, depremle yaşamaya alışacağız”.
Bu cümlenin tek kelimelik ifadesi ise; ÇARESİZLİK.
O günün devlet büyüklerine de deprem uzmanlarına da bugün itiraz ediyorum.
Hayır efendim; “depremle yaşamaya alışmayacağız, tedbirimizi alacağız”
Elazığ- Malatya Depremi çeyrek asırlık zaman diliminde önemli bir mesafe aldığımızı gösteriyor.
1- Deprem sonrası ilgili kurum ve kuruluşların zamanında müdahalesinde büyük başarı söz konusu.
2- Depreme müdahale eden kişiler eğitimli, ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar.
3- Enkaz altı kurtarmalarda kullanılan cihaz ve aletler işe yaradı.
4- Devlet baba şefkat kollarını sonuna kadar açtı.
5- Deprem sonrasının maddi- manevi toparlanmasında önemli mesafeler kat edilmiş.
6- Vatandaşlar daha bilinçli
7- Dayanışma muhteşem.
Özetle artık ÇARESİZ değiliz.
Ancak şu konulara ivedilikle eğilmemiz gerekiyor.
1- Deprem bölgesi olan alanlar sadece Marmara bölgesinde değil. Tüm yurtta bir seferberlik başlatmamız gerekiyor.
2- Depreme dayanıklı olmayan konut stokumuz çok fazla, eritmemiz gerekiyor
3- Bu tür olağandışı durumlarda kullanılmak üzere her ilde devlete ait rezerv konutların bulunması gerekiyor.
4- Vatandaşlarımızın konut yaptırırken de alırken de dikkat etmesi gerekiyor.
5- Deprem sonrası oluşan veya oluşturulan bilgi kirliliğini yok etmek gerekiyor.
6- Yatay şehirleşmede acele etmek gerekiyor.
7- Derem fay çizgisinin tam üzerine konuşlanmış tüm yerleşim birimlerini en kısa sürede sağlam zeminlere taşımak gerekiyor.
Malatya’da bu büyüklükte bir deprem en son 1894’de olmuş. Yüzyılda bir meydana gelebilecek bir depreme alışmamız gerektiğini söyleyenler, sadece bir şeyler söylemek için konuşuyor. Bunun realitede karşılığı yoktur. Depreme alışmayacağız, depreme hazırlıklı olacağız.