Suikastlar İran’ı tahrik etmek için. Ancak İran’da binyıllara sarih derin bir devlet tecrübesi var. Tahriklere gelmeyeceğini düşünmekteyim.
Bununla birlikte İran’ın da şapkasını önüne koyup bir düşünmesi gerekiyor. Evet, İsrail nükleer silah yapıyorsa, İran’da yapabilmeli. Fakat nükleer inadı, koca ülkeyi ne hale getirdi. Bazen düşünüyorum, İran’ın da mı içinde bir FETÖ yapılanması var. İran, bugüne kadar tüm enerjisini başka alanlara harcasaydı, ülke ne duruda olurdu?
Kısıtlamalar doğru mu?
Kısıtlamalar çok doğru. Keşke daha erken alınsaydı.
Anladım ki, mesele kısıtlamalardan ziyade beyinlerle ilgili. Şu üç şeyi bir türlü kavrayamadık. Toplu yerlerde ve yakın mesafede maske takacağız, mümkün mertebe mesafeye dikkat edeceğiz ve elimizi bir yere değdiğimizde yıkayacağız.
Sağlık Bakanı defalarca uyardı. Hatta yalvarırcasına uyardı. “Tedbirlere hep birlikte uyarsak sonuç alırız. ” Bu çok önemli. Bence buna uymadığımız için vaka ve hasta sayısı arttı/artıyor. Bir kısmımızın hatasını hepimiz çekeceğiz/çekiyoruz.
Ha bir de.. Adam gribal semptomlar yaşıyor. Bilerek veya bilmeyerek tedbir almıyor. “Üşüttüm” deyip geçiştiriyor. Sonra da başta ailesi olmak üzere 10-15 kişiye bulaştırıyor. Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır anlayamıyorum.
İmamoğlu işini bıraktı, camilere taktı.
Ülkemizde başkalarının işine karışmak modadır. Hatta; dönemi, devri bitmeyen bir moda. Herkes büyükşehirlerdeki en büyük sıkıntının toplu taşıma araçları ve semt pazarları olduğunu biliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ise kendi uhdesindeki meselelere el atacağına, diyanete, müftülüklere dil uzatıyor. “Tedbir alsınlar” diyor.
İnanın bu süreçte en dikkatli davranan kesim cami cemaati oldu. Ancak yapılan bir yanlışı da yazmadan edemeyeceğim.
Geçen Cuma namazında, Hoca hutbede farzdan sonra herkesin dağılmasını istedi. Bu kapılarda yoğunluk oluşturdu. Camilerdeki tek sıkıntı kapılardaki yoğunluk. Yoğunluk girişte yaşanmıyor, çıkışta yaşanıyor. Bu doğru bir karar değil. Zaten herkes mesafeli namaz kılıyor. Camiden çıkışın aşamalı olmasında fayda var. Dolayısı ile isteyen sünnetlere devam ederse, kapılarda yoğunluk oluşmaz. Bu cemaate de söylenmeli. “Ey cemaat kiminiz farzdan sonra, kiminiz sünnet aralarında, kiminiz dua öncesinde, kiminiz duadan sonra çıkınız. Hatta oturduğunuz yerde kapıların boşalmasını bekleyiniz” denirse, cemaatin büyük oranda uyacağı görülecektir.
Kısıtlamaları fırsata çevirenler.
Evet, kısıtlamaları olumlu yönde fırsata çevirenler de oldu. Mesela Konya Büyükşehir Belediyesi. Sokağa çıkma kısıtlamalarının yapıldığı günlerde tam 16 kavşakta düzenleme yaptılar. Bu düzenlemeleri sair zamanda yapmaları çok zor. Çünkü hepsi yoğun kavşaklar. Son olarak Beşyol Kavşağı’nda düzenleme yapıldı.
Demek ki, amaç hizmet olunca çalışılacak zaman ve zemin bulunuyor. Amaç farklı olunca, İstanbul’daki gibi dikkatler başka yerlere çekilmeye çalışılıyor.