Bilen de konuştu, bilmeyen de…
Konuşmalar zaman zaman eleştiri sınırını aştı.
Her insanın konuşma ve eleştiri hakkı vardır, buna saygı duymak gerekir. Ancak bilip bilmeden, araştırıp soruşturmadan eleştirmek doğru değildir. Hadsizliğe varan eleştiri ve suçlamalardan herkes rahatsız olur.
Konya, ‘İslami Dayanışma Oyunları’na ev sahipliği yaptı. Dünyanın dört bir tarafından gelen sporcular birbirleri ile yarıştı. Eksikleri-fazlaları ile oyunlar dün sona erdi.
Eleştirilere gelince…
Daha ilk günden başladı eleştiriler…
Açılış seremonisindeki dans figürleri eleştirildi.
Sporcuların kılık ve kıyafetleri eleştirildi.
Bazı spor dallarının din ile uyumu eleştirildi.
Başka dinlere sahip sporcuların yarıştırılması eleştirildi.
Açılışta cumhurbaşkanının konuşturulmaması eleştirildi.
Konuşanların ‘Filistin’i dile getirmemeleri eleştirildi.
Organizasyon eleştirildi.
Organizasyonun ismi eleştirildi.
Haklı veya haksız yapılan tüm eleştirilere saygı duymak gerekiyor. İnsanlar bu organizasyonu önemsemişler ki eleştiriyorlar. Beklentileri çok fazla olanlar var, meseleye farklı açılardan bakanlar var, oyunlara değişik anlam yükleyenler var… Bir de kasıtlı eleştirenler var ki onları değerlendirmeye almıyorum.
Sorun eleştiride değil. Sorun suçlamalarda…
Bu eleştirileri yapanlardan kimi Konya yerel yönetimlerini, kimi Spor Bakanlığını, kimi hükümeti eleştirdi. Eleştirirken unuttukları hususlar şunlardı.
Organizasyonun uluslararası boyutta sahibi Uluslararası İslami Dayanışma Spor Federasyonu. Organizasyona İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler katılabiliyor. Ana esaslar bu teşkilat ve federasyon tarafından belirleniyor. Ev sahibi ülkenin kuralları belirleme veya değiştirme hakkı bulunmuyor. Federesyon Başkanı Prens Abdülaziz Bin Türki Al Faysal Al Suud oyunlar başlamadan Konya’ya geldi ve bitinceye kadar burada kaldı. Tüm organizasyonu yöneten şahıs buydu. Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı organizasyonun Türkiye boyutunun ev sahibi idi. Türkiye veya Spor Bakanlığı; açılışta kimlerin konuşturulacağı, yarışılacak oyunlar, kılık kıyafet, farklı dinlere mensup sporcuların yarıştırılması ve benzeri durumlarda belirleyici değil. Kurallar her yerde aynı şekilde uygulanıyor. Mesela bir önceki oyunlarda Bakü’de Aliyev de konuşturulmamıştı.
Konya’daki oyunlar İslami Dayanışma Spor Federasyonunun bilgi ve onayı çerçevesinde Spor ve Gençlik Bakanlığı tarafından organize edildi. Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve diğer paydaşlar Spor ve Gençlik Bakanlığı’nın uhdesindeki oyunların yereldeki ev sahipliğini yaptı. Yerel yönetimler organizasyonda herhangi bir aksaklığın yaşanmaması için tüm imkânlarını seferber ettiler. Bu seferberlikte şüphesiz Konya Büyükşehir Belediyesi hep ön safta yer aldı. Maalesef yerel yönetimlere yöneltilen eleştirilerin büyük kısmında adres hatası yapıldı.
Büyük organizasyonların büyük yansımaları olur. Gündemin başköşesini işgal eder, konuşulur, eleştirilir. Eleştirileri bir tarafa bırakıp kazanımlarına bakmakta fayda var.
Konya, tarihinin en büyük organizasyonuna ev sahipliği yaptı. 3’ü cumhurbaşkanı onlarca başbakan-bakan ilimize geldi.
Şehir önemli spor tesislerine kavuşturuldu.
Organizasyonda kayda değer aksamalar yaşanmadı.
Şehrin daha büyük organizasyonlara ev sahipliği yapabileceği anlaşıldı.
Konya, 10 gün süreyle dünyanın ve özellikle de İslam ülkelerinin bir numaralı gündeminde yer aldı.
Dünya medyası her gün Konya ile ilgili yüzlerce haber servis etti.
4.200’ü sporcu yaklaşık 6 bin yabancıya ev sahipliği yapıldı, çarşı-pazar canlandı. Misafirlerle yapılın görüşmelerde ev sahipliğinden memnun kaldıkları görüldü.
Konya yerel yönetimleri ile birlikte Konya esnafı ve Konyalılar da iyi bir ev sahipliği yaptı. Utanılacak, mahcup olunacak, adımızı lekeleyecek herhangi bir hadise yaşanmadı.
Mevlana gibi uluslararası markamızı, bedesten-etliekmek-fırın kebabı-temiz ve dingin şehir gibi kendimize ait değerlerimizi devasa bir organizasyonda tanıtma fırsatı yakaladık.
KEŞKElerimiz yok mu? Var elbette…
Keşke Kubbe-i Hadra’da restorasyon bitmiş olsaydı da misafirlerimiz tüm ihtişamı ile yeşil kubbeyi (Mevlana Türbesi) görebilselerdi.
Keşke, türbe karşısındaki yeni bedesten (Mevlana Çarşısı-Altın Çarşı) ve Millet Bahçesi tamamlanmış olsaydı da şehrimizi daha güzel gösterebilseydik.
Keşke oyunlar başlamadan önce daha güçlü bir tanıtım yapabilseydik.
Keşke oyunlara bilinen sebeplerle katılamayan bir iki ülke de burada olabilseydi…
Keşke…
Keşkeler çoğaltılabilir ama inanın hiç birisi ciddi birer keşke değil.
Konya’nın iki yerel gazetesi oyunları çok anlamlı birer manşetle özetlemiş. Bugün, Konya Postası Gazetesi, ‘Şampiyon Konya”, Yeni Konya Gazetesi ise “Alnımızın Akıyla” manşeti ile çıkmış. İki manşeti birleştirip “ALNIMIZIN AKIYLA, ŞAMPİYON KONYA” mı demek lazım…?
Ne yapsan, ne etsen bazıları Konya’nın önemini, ülkemizin büyüklüğünü kavrayamıyor. Belki oyunların kapanışında konuşan Uluslararası İslami Dayanışma Federasyonu Başkanı Prens Abdülaziz Bin Türki Al Faysal Al Suud’un şu cümlesi onları da etkiler. “Teşekkürler Konya. Bu müstesna programa Konya’da ev sahipliği yaptığı ve spor ailesini bu şehirde bir araya getirdiği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Cumhuriyetine ve halkına şükranlarımı sunarım. “
Seviyeli ve haklı eleştiri sahiplerini ise kutluyorum. Umarım İslam İşbirliği Teşkilatı ve federasyon bir sonraki oyunlarda bu haklı eleştirilerden özellikle oyunların ismi, kılık kıyafet, seremonideki değerlerimize uygun olmayan gösteriler ve müslüman olmayan sporcuların yarışmalara alınıp alınmaması gibi hususları yeniden ele alır ve düzenler.