Biden, kabul etti diye, soykırım olmaz. Dünya’da ne zamandan beri, tarihi hadiselerin nasıl olduğuna siyasiler karar veriyor?
Biden neden ‘soykırım’ dedi?
Çünkü seçimlerden önce Ermenilerden oy almak için ‘soykırım’ demeye söz verdi.
Demek ki, karar tamamen siyasi.
Bu sözü vermeden önce tarihi bir araştırma yaptı mı?
Hayır, yapmadı.
Vermiş olduğu karar tarafsız bir tarih bilim kurulunun herhangi bir araştırmasına dayanıyor mu?
Hayır, dayanmıyor.
Bu kararın alınmasında sadece ‘Ermeni oyları’ mı etken?
Değil. Aslında Biden de selefleri gibi ‘büyük felaket’ benzeri bir ifade ile durumu idare etmeye çalışacaktı. Ancak, Türkiye’den destek alan Azerbaycan’ın işgal altındaki Karabağ’ı kurtarması dengeleri değiştirdi. ABD Paşinyan’ı destekliyordu. Rusya ise ABD yanlısı Paşinyan’ın burnunun sürtülmesini istiyordu. Paşinyan kaybetti. Rusya’nın bölge üzerindeki konumu güçlendi. Bu karar ile Biden, hem Rusya’yı hem de son yıllarda her dediğini yapmayan Türkiye’yi cezalandırmayı amaçlıyor. Ama nafile… İki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Bu yanlış politikalar nedeni ile ABD kaybetmeye mahkûm.
Biden, ateşle oynadı. Zaten ABD’nin dış politika geleneğinde hep ‘ateşle oynamak’ yok mudur? Ateşle oynar, küllenen korları üfler, yanan ateşi harlar ve yakar. Kimin yandığı onun için önemli değildir. Önemli olan canı yananın gelip kendilerine şartsız-koşulsuz teslim olmasıdır. Ama bu sefer öyle olmayacak. Ne Türkiye olmayan bir hadiseye ‘soykırım’ dediği için gelip ABD’ye teslim olacak ne de Biden ‘soykırım’ dediği için ABD bundan fayda görecek.
Ancak asıl Ermenilerin bir hakikati görmeleri gerekiyor. Yıllardır süren bu kör dövüşünün kendilerine fayda sağlamadığını idrak etmeleri lazım. Bakınız, hali hazırda bölgenin en güçsüz devleti Ermenistan, en perişan milleti Ermeniler. Ermeniler, bu tür yalan senaryolar üzerinden hiçbir yere varamazlar. Ermenistan bağımsız bir devlet olduğunu iddia ediyor ve bölgede huzur içerisinde büyümek istiyorsa Amerika’daki lobilerin, tuzu kuru Ermeni diasporasının etkisinden kurtulmalıdır. Bölgenin gerçeklerini görmelidir. Bu tür yalan iddialarla bir devletin dış politikasının inşa edilemeyeceğini öğrenmelidir. Yoksa daha çok şamar oğlanı olur.
Bir sözümüz de Biden’e…
Siz soykırımı gidin kendi tarihinizde arayın. Soykırım sizin genlerinizde var. Dünya siyahilere ne yaptığınızı çok iyi biliyor. Ve hala renk ırkçılığınız devam ediyor. Hafta geçmiyor ki polisleriniz suçsuz bir siyahiyi katletmesin.
Sadece bu mu?
Afganistan’da dökülen kanda, Irak’ta yapılan katliamlarda, yüzyıldan bu tarafa Filistin’de uygulanan mezalimde ve daha dünyanın dört bir tarafındaki devam eden kargaşa, zulüm, işgal ve çatışmalarda sizin parmağınız var. Siz önce kendi geçmişinize bakın. Hatta bugününüze bakın!
Bizim inancımızda bırakın soykırımı, ‘bir kişiyi öldürmek dahi tüm insanlığı öldürmek’ ile eş tutulur. Bizde ne soykırım olur ne katliam. Biz tarih boyunca sadece kendimizin değil tüm insanlığın huzur ve mutluluğu için mücadele ettik. Hak davamızın gayesi de budur zaten. Bizim genlerimizde hak ve adalet, sizin genlerinizde hukuksuzluk ve zulüm vardır. Siz soykırım dediğiniz için soykırım olmaz. Bunu ta en başta hala bu devletin eşit haklara sahip vatandaşları olan sağduyulu Ermeniler bilirler.
Aliyev’in hala yüzümüzde gülümsemeye yol açan bir cümlesi var. Şu günlerde dillere pelesenk oldu.
“Ne oldu Paşinyan…!”’ diye.
Çok yakında biz de aynı şeyi Biden için söyleyeceğiz.
“Ne oldu Biden…!”
Merak etmeyin çok yakında… Kaybeden ABD olacaktır. Hak galip gelecek, batıl zail olacaktır.