İkinci dünya savaşından sonra dünyayı parsellediler.
Doğu Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğine… (SSCB-Bugünkü Rusya). Afrika genel anlamda Fransa’ya… Ortadoğu ve dünyanın geriye kalanı İngiltere-ABD koalisyonuna…
İkinci dünya savaşının bitmesinin ardından iki kutuplu bir dünya sistemi oluştu. ABD öncülüğündeki batı ile SSCB öncülüğündeki doğu bloku... Askeri yapılanma, ABD’nin başını çektiği blokta NATO, SSCB’nin başını çektiği blokta Varşova Paktı ile vücut buldu. Biri kapitalist düzenin, diğeri sosyalist düzenin temsilcisi oldu. Her iki blok da, en adil düzenin kendi düzenleri olduğunu ileri sürdü. Kendi rejimlerini ihraç etmek için burunlarını sokmadıkları coğrafya bırakmadılar. O coğrafyalarda anarşiyi körükleyerek zemin bulmaya çalıştılar. İnsanları sağcı, solcu diye ikiye böldüler. Tıpkı yetmişli yılların Türkiye’sinde olduğu gibi birçok ülkeyi anarşik eylemlerle perişan ettiler. O gün anarşi ile ülkeleri dizayn etmek isteyenler günümüzde kendi öncülüklerinde kurdukları terör örgütleri ile dizayn etmeye çalışıyor. (PKK, DAEŞ, EL KAİDE, BOKO HARAM, WAGNER …)
Dünyanın diğer devletleri varlıklarını sürdürebilmek için bu iki şemsiyeden birinin altına sığınmak zorunda kaldılar. Batıdan yana ise ABD-NATO, SSCB’den yana ise Varşova Paktı’nın himayesine girmesi gerekti devletlerin.
İki bloku temsil eden ABD ve SSCB arasında iki defa sıcak temas sağlandı. Biri Kore’de diğeri Vietnam’da… Tam olmasa da birini ABD ve müttefikleri kazandı, diğerini SSCB… Sonrasında, sıcak temastan kaçınıldı. Uzaktan uzağa bir çekişme süreci oldu. Bundan dolayıdır ki ‘soğuk savaş dönemi’ denildi bu sürece… Bu süreçte; uzay yarışına, teknoloji yarışına ve hepsinden önemlisi silah yarışına girdiler. Tanklar, toplar, füzeler, nükleer başlıklar, kimyasal ve biyolojik silahlar… Her biri dünyayı bilmen kaç kere yok edebilecek miktarda silaha sahip oldular.
Her ikisinin de şer ittifakı olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. Düşünebiliyor musunuz? Dünyayı yönetmeye talip olan güçler dünyayı yaşanabilir kılmak için değil yok etmek için çabalıyor. İnsanlara refah ve mutluluk getirecek düzenin kendi düzenleri olduğunu iddia edenler, tüm insanlığı dünyadan silecek silahlara sahip olmak için çabalıyor. Böyle bir düşünce tasavvurundan nasıl bir hayır çıkabilir ki?
Derken, SSCB’nin ‘sosyalist düzeni’ çöktü. Bağlı cumhuriyetler bir bir birlikten ayrıldı. Küresel güç SSCB tarihe karıştı. SSCB’nin çekirdeğini oluşturan Rusya bile varlığını zor sürdürebildi. Birlik ülkeleri 3 kuruşa muhtaç hale geldi. Kısa sürede Rusya’nın yok olacağını düşünenler dahi oldu. Rusya’ya ‘hasta adam’ yakıştırmaları yapıldı. Ölümü beklendi. Ta ki Putin iktidara gelinceye kadar. Putin, bitti denilen Rusya’yı yeniden ayağa kaldırdı.
Rusya ölümden kurtulup yeniden sağlığına kavuşunca eski emperyalist politikalarına geri döndü. ABD’nin habersiz ve izinsiz at koşturduğu dünya coğrafyasında ‘ben de söz sahibiyim’ dedi. Dünya iktidarının tehlikede olduğunu anlayan ABD, Rusya’nın daha da güçlenmesini engellemeye dönük tedbirler almaya başladı.
Halbuki ABD ne de güzel bir düzen kurmuştu. Canını sıkan ülkelere direkt müdahale ile (Afganistan-Irak) veya Turuncu Devrim, Arap Baharı kılıflı kandırmalarla ders veriyor, girdiği veya iktidara kendi adamlarını getirdiği ülkeleri insafsızca sömürüyordu. Dişini geçiremediği Türkiye, İran gibi ülkeleri ise ekonomik ambargolarla dize getirmeye çalışıyordu.
Rusya son 10 yıl içerisinde ABD ve onun güdümündeki oluşumu (NATO) üç defa mağlup etti. ABD, Arap Baharı safsatası ile Suriye’yi parçalamak istedi, Rusya müttefiki Esad’a yardım ederek ABD’nin Suriye’yi ele geçirmesini önledi. (Rusya 1-ABD 0) Bu oyunun bozulmasına Türkiye’nin de büyük katkısı oldu. Türkiye Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletine müsaade etmeyeceğini ABD ve Rusya’ya rağmen yaptığı operasyonlarla gösterdi.
Rusya, Azerbaycan ile Ermenistan arasında 30 yıl boyunca devam eden Karabağ sorununda ABD yanlısı Ermenistan hükümetinin yanında olmayarak Azerbaycan’ın elini rahatlattı. ABD, Ermenistan-Azerbaycan savaşında etkisiz kaldı. İki süper gücün saf dışı kaldığı adil savaşta zafer Türkiye’nin desteklediği Azerbaycan oldu. (Rusya 2-ABD-0)
Rusya son golünü Ukrayna savaşında attı ABD’ye… ABD’nin Rusya’yı kuşatmak amacıyla Ukrayna’yı NATO’ya alma operasyonuna Rusya direkt savaşla cevap verdi. Kapitalist düzenin temsilcileri ABD ve batı, Rusya’yı vazgeçirmek amacıyla ekonomik ambargoların dışında herhangi somut bir teşebbüste bulunamadı. (Rusya 3- ABD 0)
Tabii ki daha maç bitmedi. Bakalım Rusya’nın dördüncü müdahalesi nereye olacak?
Aman, bizden ve İslam topraklarından uzak olsunlar.