Bereketli bir kışın ardından kurak bir bahar geçiriyorduk ki Nisan’ın son gününde yağmur kapımızı çaldı. Devamı gelir inşaallah. Meteorolojinin tahminine göre bayram dâhil önümüzdeki haftanın tamamında yağış görünüyor.
Bayramın arifesindeyiz. Güzel bir Ramazan oldu. Pandemi etkisini yitirdi. Teravihleri camilerde kıldık. Umre ziyaretleri başlıyor. Çarşı pazarda artık maske takmıyoruz. İki yıl aradan sonra yakınlarımızı ziyaret edebilecek, sevdiklerimizle evlerde buluşabileceğiz. Sonsuz hamd, sonsuz şükür…
Thomas Hobbes, “insan insanın kurdudur” diyor. İnsanın insanın kurduğu olduğunu son çağda daha iyi görüyoruz. Her şeyi meta olarak gören batının kapitalist ekonomi anlayışının dünyayı ne hale getirdiğini gördük. Araştırmalar yapılıyor, kişi başına gelirin 50-100 bin dolar olduğu ülkelerde insanlar mutsuz. Geliri neredeyse hiç olmayan ülkelerde yaşayanlar ise mutlu… Hani insanlar zengin olunca daha mutlu olacaklardı?
Toplumlar cinnet hali yaşıyor. Zengin toplumlarda insanlar daha fazla gelir elde etmek için çalışıyorlar da çalışıyorlar… Kendilerine ayıracakları vakitleri yok. Ankara’da taksiciye sordum, ‘Ramazan nasıl geçiyor?’ diye… ‘Abi oruç tutamıyorum, malum iş-güç’. Taksici iş-güç olunca orucun farziyetinin kalktığına mı inanıyor, bilinmez… Keza aynı şekilde ‘namaz kılıyor musun?’ diye sorduğumuzda bazıları, işlerin yoğunluğundan namaza vakit ayıramadığını söylüyor. Gaflet rüyasından uyandırsın rabbim, hepimizi…
Diğer taraftan, savaşlar, çatışmalar, çekişmeler… Sorsan tüm güçlü demokratik ülkeler barıştan yana… Sözde demokrat, sözde barışçı… Barış onların ihtisas alanları... Batıda ağzında barış kelimesi çıkan hiçbir lider samimi değil. Sağ gösterip sol vuruyorlar. Sözde iyilikten-güzellikten yanalar, özde tüm çirkeflikler onlardan çıkıyor. Söyledikleri ile yaptıkları uymuyor. Terörü temizleyeceğiz diyorlar, dünyadaki tüm terör örgütlerinin kurucusu ve hamisi onlar… PKK’yı terör örgütü ilan ediyorlar, YPG’ye yüzmilyonlar aktarıyorlar. Bu nasıl bir tezat, bu nasıl bir ikiyüzlülük? Hatta çok yüzlülük…
Rusya ile Ukrayna İstanbul’da anlaşmanın kıyısından döndürüldü. Türkiye’nin arabuluculuğunda taraflar bir-iki konu hariç anlaştılar. Ama sözde barış havarisi kesilen o çok yüzlü güçler yine devreye girdi ve savaşı uzattı. Nedenini anlamak mümkün değil. Hani bunlar sadece Müslüman düşmanıydı. Kendi dindaşlarına ve ırkdaşlarına zulüm yapmazlardı. Zalim her yerde zalimdir. Kişilerin dinini, ırkını, milletini sorgulamadan zulüm yapar. Onun için önemli olan menfaatidir.
ABD, İngiltere ve diğer bazı Avrupa devletleri neden bu savaşın bitmesini istemiyor?
-Rusya’nın güçlenmesini istemiyorlar.
-Rusya’nın gücünü öğrenmeye çalışıyorlar.
-Rusya’yı dünya kamuoyu gözünde öcü gösterip, yeni ittifaklar kurmak istiyorlar.
-Rusya’yı ekonomik olarak yıpratma çabasındalar.
-Türkiye’nin arabuluculuktaki başarısını gölgelemek amacındalar.
-NATO’ya yeni ülkeler katmak istiyorlar.
-Müslüman göçmeler yerine kendi ırk ve dininden göçmenler kazanarak, ucuz işgücü edinmeye çalışıyorlar.
-Yeni bir güçler dengesi peşindeler.
-Ve daha bizim aklımıza gelmeyen birçok neden…
Şimdi gidip Ukraynalılara sorsan, ‘ABD, İngiltere ve batı bizim dostumuz’ derler. Nasıl bir aldatmaca ve algı operasyonu ki insanlar cellatlarına kurtarıcı gözü ile bakıyor. Yegane kurtarıcı Rabbül Alemin kurtarsın tüm mazlumları bu cani katillerin elinden…
Bu arada yazdıklarım Rusya’nın masum olduğu şeklinde anlaşılmasın. Al birini vur ötekine.. .
İşte böyle bir tezatlar çağında yaşıyoruz. Beyaz ile siyahın, eğri ile doğrunun, gerçek ile yalanın bu kadar iç içe ve bu kadar karmaşık olduğu başka bir dönem yaşanmış mıdır, bilmem.
Salgından büyük oranda kurtulduğumuz bir bayrama giriyoruz. Yine de dikkatli olmamız gerekiyor. Hiçbir inançta bizim bayramlar kadar güzel günler göremezsiniz. Diğer tüm din ve toplumlarda bayramlar azgınlıkların zirve yaptığı günlerdir. Nice rezaletler, nice pislikler yaşanır onların bayramlarında.
Bize oruç tutturan Rabbe şükür etkinliğidir Ramazan Bayramı. Doyasıya yaşayacağız. Sevip sevilecek, kardeş olacağız. Büyükleri ziyaret edecek, hastaları, fakirleri, çocukları unutmayacağız. Özellikle de çocukları… Bayram hafızamızın en güzel anları çocukluktaki bayramlar değil mi?