TUSAŞ saldırısının arkasındaki gerçekler!

Nurettin Bay

TUSAŞ’a düzenlenen hain saldırıyı kim düzenledi?

Niye düzenledi?

Zamanlaması ne anlama geliyor?

Ve daha birçok soru…

Türkiye benzer saldırılara 40 yıldan buyana uğruyor. PKK’nın 1984 yılında başlayan kanlı saldırıları günümüze kadar devam etti.

PKK’nın bir ABD projesi olduğunu Türkiye on yıllar sonra öğrendi. Dünya’da vekâlet savaşlarının başladığı tarih hangisidir bilmiyorum. Ancak Türkiye’de vekalet savaşları 1984 Ağustos’unda PKK’nın Eruh ve Şemdinli’de askerlerimize saldırmasıyla başladı.

Görüyoruz ki hala bazıları PKK’nın ABD’nin emrinde bir terör örgütü olduğuna inanmıyor. Belli ki bu kesim ABD’nin sahte yüzüyle ifade ettiği ‘Türkiye dost ve müttefik ortağımız’ yalanına kanmış durumda.

ABD’nin bölgedeki vekil savaşçı gücü sadece PKK ve uzantıları değil. FETÖ de, DAEŞ de aynı amaca yönelik kurulmuş terör örgütleri… İkisinin de hedefinde Türkiye var.

PKK, ‘Kürt’ kozu ile ülkeyi parçalamaya çalışıyor.

FETÖ, ‘mankurtlaştırılmış bürokratlar’ eli ile bölmeye çalışıyor.

DAEŞ ise sözde fanatik dinci anlayış ile ülke yönetiminin elini zayıflatmaya çalışıyor.

Üçü de CİA’nın Ortadoğu ofisine bağlı çalışıyor.

PKK’ya hizmet edenler ‘Sözde Kürt Devleti’ kurma hevesi ile kandırılıyor.

FETÖ’ye hizmet edenler ılıman İslamcı anlayışını ülkeye yaymak ümidi ile kandırılıyor.

DAEŞ’e hizmet edenler İslam şeriatı ile yönetilen bir devlet kurma hedefi ile kandırılıyor.

Şimdi diyeceksiniz ki bu örgütlere hizmet edenlerin aklı yok mi, neden kanıyorlar?

Kanıyorlar çünkü bu toplum mühendisliği projesini üretenler çok profesyonel.

Sonra bunlarda insanları kandırmak için her tür imkan var.

Para var, silah var, makam-mevki promosyonları var…

Ne zaman ki, ülkemizde tüm bu oyunların deşifre edildiği, insanların optimal zeminde buluştuğu, topyekûn barış imkanının oluştuğu bir dönem başlarsa, bilinemeyen bir güç sabote ediyor.

Devlet, Devlet Bahçeli eli ile yeni bir barış hamlesinde bulundu.

Devlet Bahçeli’nin attığı zarfa kimin geleceği merak ediliyordu.

İşte tam da bu aşamada saldırı gerçekleştirildi.

Bu bir gün içerisinde planlanan bir saldırı mıydı?

Bazıları böyle bir saldırının bir günde planlanmayacağını savunuyor.

Yok, öyle değil. Malum gücün bu tür durumlarda elinde hazır bulunduğu birçok projesi var. Günler veya aylar öncesinde planlanmış olabilir. Vakti saati beklendi. Cumhurbaşkanı’nın Putin ile yapacağı görüşme öncesi için planlanmış olma ihtimali yüksek. Çünkü Erdoğan’ın bu ziyaretinde dünya eksenini değiştirecek BRİCS’e üyelik gündemi vardı. Belki de; Devletin, Bahçeli eli ile başlattığı hamle hiç yoktan denk geldi. Böylece planlayıcılar bir taşla iki kuş vurmuş oldu.

Türkiye’de bir kesim ‘bebek katili serbest mi bırakılacak, şehitlerin kemikleri sızlar’ diye sert tepki gösterirken…

Diğer bir kesim, beklenmeyen bir kişiden, parti politikasına ve şahsi düşüncelerine yüzde yüz ters yapılan teklifin ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken…

Tüm terör örgütlerinin ipini elinde tutan güç Türkiye’nin ne yapmak istediğini çok çabuk anladı.

Bir tür istihbarat savaşı.

Her ne kadar savaşlar cephede kazanılsa da kazanmaya giden yol güçlü istihbarattan geçer.

ABD diyor ki, “kafanıza göre barış zemini oluşturmaya çalışamazsınız, kafanıza göre saf değiştirip BRİCS gibi benim küresel aktörlüğümü tehlikeye düşürecek rotalar çizemezsiniz. Oturun oturduğunuz yerde. Ayağa kalkmayın. Size kalk dersem kalkın, otur dersem oturun.”

Fazlaca kafa yormaya çalışmayın, hakikat bu.

Bu işin arkasında ABD ve İsrail var.

Bu vesile ile şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Türkiye bu badireyi de atlatacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın. Zafer bedel ister. 86 milyon bu bedeli ödemeye hazırız.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.