Bilenler bilir. Bilenlerin bilmeyenlere anlatması bir vatandaşlık görevidir.
‘Avrupa’nın hasta ülkesi ‘yerine ‘Dünyanın hasta ülkesi’ denilmeye başlanmıştı. Türkiye üretemiyor, Türkiye sorunlarını çözemiyor, Türkiye tıkanan siyaset yollarını açmada başarılı olamıyordu.
Özal’ın ölümünden sonra zar zor kurulan koalisyon hükümetleri ile yol alınamıyordu. Yol alınamadığı gibi her alanda geriliyor, ligden düşmekte olan takım misali kendimize olan güvenimiz de kalmamıştı. Türkiye’yi yutmak isteyenler ellerini ovuşturarak son darbeyi vuracakları günü bekliyorlardı.
Sınırlarda güvenliğimiz kalmamıştı.
Bilumum eşkıya ve terör örgütleri içeride kol geziyordu.
Ekonominin çarkları durmuş, devletin ekonomisinden sorumlu bakanlar borç bulabilmek için uluslararası bankaların yollarını aşındırıyordu.
Yıllar olmuştu yatırım adına kazma vurulmayalı vatan topraklarına…
İnançlı kesim dışlanıyor, başörtüsü büyük bir sorun olarak gösteriliyor, ‘irtica hortladı’ safsatası ile ülke insanı imanı ile vatanı arasında tercihe zorlanıyordu. Hâlbuki ki kurtuluş savaşında vatanı kurtaran güç halkın imanı değim miydi?
Halk siyasilerden ümidini kesmişti. Hiçbirine güvenmiyordu.
İşte Ak Parti böyle bir dönemde kuruldu. Kuruluşunun üzerinde 1.5 yıl geçmişti ki iktidara geldi.
Halkın umudu Erdoğan’dı. İstanbul’da yüz yılın birikimi sonucu dağ gibi biriken sorunları o halletmemiş miydi?
Gençti, inançlıydı, vatanseverdi, çalışkandı.
Halk yanılmadığını kısa süre içerisinde öğrendi. Çözülemez denilen sorunlar tek tek çözülmeye başladı, bitmez denilen dertler bitti, gitmez denilen sıkıntılar yok oldu, aşılamaz denilen dağlar aşıldı, yapılamaz denilen yatırımlar yapıldı.
Türkiye adından söz edilir bir ülke oldu.
İçeride ve dışarıda gurur duyulan başarılara imza atıldı.
Kişi başına düşen milli gelir üç kat, ihracat 6 kat arttı.
Bölgesinde önemli bir güç haline gelen Türkiye, savunma sanayiinde dünyanın en güçlü ilk 5 ülkesi arasına girmeyi başardı.
Ülke sınırlarını korumada aciz kalan Türkiye gitti, kara vatanının yanında mavi vatanına da sahip çıkan Türkiye geldi.
Artık bölgede Türkiye’ye sorulmadan at oynatılamıyor.
Tüm bunları ve daha fazlasını Erdoğan liderliğindeki Ak Parti 20 yıl içerisinde başardı.
Bir düşünün; ya Ak Parti diye bir oluşum olmasaydı?