BELEDİYE OTOBÜS ŞOFÖRÜ ÖLDÜRÜLDÜ..! / Arada Yazar

Ramazan Danış

Son zamanlarda şiddete hayır kampanyalarının zirve yaptığı dönemde bir konunun atlanıldığını düşünmeye başladım.

Kadına şiddete hayır dedik, cezalar artırıldı!

Sağlık çalışanlarımıza şiddete hayır dedik, cezalar artırıldı!

Belediye otobüs şoförlerine yapılan şiddete gelince... Cezalar tıngır hamam tıngır tas.

Son zamanlarda yaşadığımız pandemi sürecinde cansiperhane çalışanlarımız arasında nedense belediye otobüs şoförlerini (onlara KAPTAN demeyi seviyorum) görmezden gelmeye başladık sanırım.

İçeride bulunanların ve binen kişinin de sağlığını düşünerek maske uyarısı yapan kaptanlarımızın üzülerek hiç hak etmediklerini düşündüğüm maruz kaldıkları şiddet haberlerini izlerken insanlıktan nasibini almamışların yaptıklarına öfkelenmemek elde değil.

Bunun sebebi hizmet sektöründe olan bu insanların yaptıkları işi küçümsememiz  ve oturdukları kaptanlık kabininden zor çıkmalarından dolayı savunmasız insana saldırmanın kolay olması.

Oysa dikkatli bakıldığında yaptıkları işin devasa boyutlarda olduğu anlaşılacak. Herkesçe bilinen bir sözü hatırlatmak isterim “Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir devleti bitirir.”

Bu sözle belediye otobüs kaptanlarının NE ALAKA’sı var diyebilirsiniz.

Düşünün her sabah bir tek otobüs kaptanı serviscilik yaparak diğer kaptanları toplar, o kaptanlar garaja gelince kullandıkları araçla tüm şehri toplar. Kimi işine, kimi hastaneye, kimi okula. Sabah servisçinin işe getirdiği kaptanlarla şehrin can damarları denen yollara dökülür insanlar.

Eski bir sözlü güzelleme vardır.

“BİR’E DE GİT BEŞ’E DE GİT, DOLUYA DA GİT BOŞA DA GİT.”

Aslında kaptanların yaptığı işin özü bu. Çünkü şehrin yönetimine talip olan başkanlar o şehrin ŞEHR’EMİNİ olarak seçilirler. Hizmet ettikleri şehrin insanlarına ilk toplu taşımada çalışanları ile hizmet vermeye başlarlar. Belediye de çalışan da, belediye de işi olan da o kaptanlar sayesinde ulaşırlar ulaşmak istedikleri hedefe. O yüzden toplu taşıma zarar da etse lağvedilmesini düşünmezler. Belki derler gece 24’te evine gitmek üzere olan bir bayan olabilir, belediyemize güvenmeyecek de kime güvenecek diyerek sadece o bayan için o koca otobüs seferini tamamlar. (BU DÜŞÜNCEYE ŞAPKA ÇIKARTILIR)  Babalar çocuklarına ya otobüsü ya hafif raylıları tavsiye ederler gelip gitmeleri için. Bilirler ki her sabah o kaptanların ehliyetleri kontrol edilir, alkol vb. testlere tabi tutularak direksiyona geçirilir, bu kaptanların görev dışı asayiş olayına karışmaları halinde emniyet birimleri hemen iş yerlerini bilgilendirirler. Kıymetli minibüs şoförlerini tenzihen söylüyorum bazı patronların çok para kazanmak için önünü arkasını araştırmadan ucuz adam çalıştırmak adına tuttukları şoförlerin ne yapabileceklerini 11 Şubat 2015’te minibüste öldürülen ÖZGECAN ARSLAN kardeşimize yapılanlarda gördük! ALLAH RAHMET EYLESİN.

Bazen yine bir belediye işçisi olan çoğumuzun çöpçü diye bildiği temizlik personelinin buldukları paraları sahiplerine teslim ettikleri haberlerini göğsümüz kabara kabara izleriz.

Şunu gözden kaçırırız ama günde binlerce insanın kullandığı toplu taşıma araçlarında unutulan düşürülen maddi değeri olan her şeyin kaptanlar tarafından sağ salim sahibine ulaştırılması için harcadıkları çabayı.

Beyler ve bayanlar…

Otobüs kaptanı olarak çalışırken örgün eğitimde halkla ilişkiler okuyup üstüne iş sağlığı ve güvenliği yüksek lisansı yapmış ama keyif aldığı kaptanlığı yapmaya devam eden idarecilerine bu özelliğinden bahsetmeyeni tanıyorum. 

Unutmayın her bir kaptan kendi çocuklarının gözünde bir kahramandır. Nasıl kapımıza gelen dilenci bir aile reisi ise onlar da kazandıklarını helal etme çabasında olan emekçilerdir. Her sabah güler yüzle binsek toplu taşıma araçlarına Hazreti Peygamberin vasiyeti SELAMLAŞMAYI yapsak ne kaybederiz. Psikologların hem fikir oldukları tek konu güne nasıl başlarsanız öyle gider. 

Gelelim cezalara, herkesin canını kendine emanet sayan kaptanlarımıza saldırı olduğunda üyesi oldukları bazı sendikaların hukuk birimleri yanlarında değiller. Yapanın yanına kar kalıyor onlar da gülüp geçiyor. Oysa İstanbul’da kaptana yapılan şemsiyeli saldırı sonucu ortalık cehenneme dönmüştü. İneceği durağı lafa dalarak kaçıran yolcu kaptana inat içerideki onlarca insanın canını hiçe sayarak frene basmıştı…. Vs vs vs

Grev bile yapamayan ancak iş yavaşlatma yapabilen, her bayram çalışan, sokağa çıkma yasağında bile çalışan kaptanlarımız son dönemde pandemi kuralları gereği yolcu sayısı azalırken sefer sayısının artmasına bakmadan bulundukları şehirlere hizmet eden kaptanlarımız otobüste sancısı gelen bayanı hastaneye yetiştirmedi mi? 

Kalp krizi geçiren amcayı acile ulaştırmadı mı? 

Küçük dili boğazına kaçan minik yavruyu kurtarmadı mı?

Hepimiz izlemedik mi haberlerde günün kahramanı diye.

Ne çabuk unuttuk!!!

Çok geç kalmadan toplu taşıma yapan kaptanlarımıza karşı yapılan şiddete cezalar artırılmalı ya da toplu taşıma yapanların genelini kapsayacak özel bir YASA ÇIKARTIL…

Allah korusun hareket halinde yapılan saldırıların vahim sonuçlarını tahmin etmek zor değil.

İÇİNDE BULUNAN YOLCU BAKIMINDAN TUTUN DA KONTROLÜ KAYBEDİLMİŞ KOCA ARACIN NELER YAPABİLECEĞİNİ…

Yoksa şu haberi hatırlatmak isterim…

Yüksek sesle telefonda konuşma dikkatim dağılıyor diye uyaran kaptan!!!!!  kafasına yolcu tarafından aldığı keser darbesi ile hayata gözlerini yumdu…

Haberin başlığı da…

BELEDİYE OTOBÜS ŞOFÖRÜ ÖLDÜRÜLDÜ..! 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.