Hiç bir ebeveyn evladının üzülmesini istemez. Hele ağlatılmasını hiç istemez. Ama KARATAY BELEDİYESİ LAVANTA GÜNLERİ etkinlik sebebiyle yaşadığımız ağlama olayına diyecek söz bulamıyorum... Yaşadığım olay karşısın da Sabrımı zorlaya zorlaya sessiz kaldım.
Tüm tanıtım kanallarından haberdar olduğumuz ve bu hafta sonu iki günü kapsayan KARATAY BELEDİYESİ LAVANTA GÜNLERİ etkinliğine kızımın ve benim Çiçek sevgimizden dolayı katıldık.
Navigasyon bizi çocukluğumda yeşil olduğu için top oynadığımız sonra kaçak Molozların dökülmesi sebebi ile harabeye dönen hatta sokak hayvanlarının işgal derecesinde yaşadığı bir alan olan Saraçoğlu mahallesindeki bu yere götürdü. Etkinlik alanına vardığımız da ilk gördüğüm şey karşısın da şaştım kaldım!!! Yukarıda saydığım eskilerin tarlası bambaşka bir mekân haline gelmiş. Karatay Belediyesinin Park ve bahçeler ekibini yürekten tebrik ediyorum.
Binlerce İnsanın içinde gezdiği binlerce m2 içinde bir çiçek bahçesi.
Kimi ne göre müthiş bir lavanta bahçesi , kimi ne göre fotoğraf çekmek için müthiş mekân, ilk halini bilenler ve orada arazisi olanların arsa değerlerimiz arttı diye sevinç kaynağı. Tur şirketi sahiplerinin Turizme katkı sağlayacak diye tebessümlenmeleri, Bağımsız rehberler yeni bir alan kazandık diye plan yapmaya başlamışlardır belki de, kısacası kazan kazan mantığın da bir şaheser. Kim bu Dünya'da böyle bir bahçeye sahip olmak ya da böyle bir bahçeye sahip sarayda yaşamak istemez ki? Oysa yapılan aslında sadece LAVANTA BAHÇESİ değil aslında ince düşünürü iseniz bir TÖVBE MEKÂNI yapılmış. Bu ne demek derseniz.
Hani her dua da el açtığımız da ya da mezarlıklar da mevtanın mezarı başında yapılan dualarda Rabbbimizden istediğimiz ''YA RABBİİİ Kabrimizi cennet bahçelerinden bir bahçe eyle'' isteğinin Dünyada ufak minik bir örneği gösterilmiş veya yansıtılmış gibi olması. Tam ortasına gidin ve ahirette olduğunuzu düşünün ahirette nasıl bir bahçeniz olmasını düşünün böyle bir cennet bahçesi için neler yaptığınızı zihninizden geçirin ve Ahiret hayatınız da bu bahçeden çok daha güzelini istiyorsanız pişmanlıklarınızdan, varsa günahlarınızdan TÖVBE edip çıkın. Belki de Rabbim Hasan KILCA'yı vesile edip Hafız bir Belediye Başkanı eliyle bunu bize hatırlattı. Rabbimiz en güzelini verir.
Sonra kültür etkinlikleri alanına geçtik.
Eyvah eyvah!
Kurulan stantları gördüm eyvah eyvah!
Paramı cüzdan da, cüzdanı çantam da, çantamı aracım da, aracımı da kalabalık nedeni ile uzakta bırakmak geldi aklıma. Orada ki ürünlerden kızım isterse nasıl alacağım diye düşündüm. Sebeb Bu sıcakta tekrar gidip gelmeye üşenmek. Etkinlikler de neler var diye sorduğum da KUKLA TİYATROSU, SİHİRBAZ KARACAN vb. Meşhur bir sanatçı yok mu? Cevap - yok
Aklıma popüler kültür anlayışı sebebiyle kaybolan, yıllar önce GEZİCİ KUKLA TİYATROSU diyerek 1997'de kurulan mahalle şenlikleri veya köy köy şehir şehir gösteriler yapan içinde geleneksel sanatların tamamını kapsayan KUKLA TİYATROSU birimi geldi.
Yüz binlerce insanın geldiği bir etkinlikte geleneksel sanat veya üniversitesi tanıtım stantlarından harici iyi ki varsınız dediğim TATLICI SERVET'ten başka sadece çocukların hizmetine sunulmuş oyun alanı oluşturulmuş (Kızımda sorunu bu alanda yaşadı) bir de buraya başta çocuklar olmak üzere tüm insanlara her ikramı ücretsiz dağıtan tezgahlar var. Onlarda ise dondurmalar patlamış mısır pamuk şeker vs. (İtiraf edeyim paramı unuttuğuma sevindim) :))
Kızımın sürekli oyun alanı ısrarının peşinde giderken de kıymetli İSMAİLCE beni görüp sahneye davet etmek istedi, sahneden ''Bize az sonra izleyeceğiniz tüm etkinleri Ramazan abi öğretti'' diyerek taltif cümleleri kurarak onurlandırışı, sahnesini paylaşmak istemesi karşısında.
Zihnimde Konya'ya kazandırmak için çok çabaladığım kurucu sanat yönetmenliğini yaptığım Şehir Tiyatrosu’nun 7 yıldır Konya halkının beğenisine sunduğu birbirinden güzel oyunlarının ne seyircili provasına ne prömiyerlerine ne de galalarına nezaketen de olsa davet etmemeleri geldi.
Çocuklarla muhabbetten sonra bu organizasyon da büyük emekleri olan Osman CİĞER riyasetinde Basın müdürü Kemalettin NOKTA ile Kültür müdürü Nuri KELEŞ'in şahsıma gösterdikleri nezaketlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Gelelim asıl meseleye benim kızımı ağlatan sebebe!
Milletin parasını popüler kültüre yedirmemek adına kıt bütçeli ama merkezin de çocukların eğlenmelerine odaklanmış bir etkinlik. Ama ne etkinlik. İki günde yüz binlerce insanı alana getirmeyi başarmış bir etkinlik. Halkın parasını halkına hizmet adına çar çur edip popülist kültür yerine halkına ücretsiz ikram edilen ürünleri tercih eden bir etkinlik...
Dondurmalar, patlamış mısırlar çay, pamuk şeker vb. Oysa her ücretsiz ikramlar da yaşanan izdiham haberlerine konu olacak zerre taşkınlık yok ikramlarda izdiham olmaması minik minik çocukların birbirine olan saygıları ile tüm oyun gruplarından faydalanmaları resmen panayır havasını yaşattı bize. Bütün çocuklar ve ailelerin çok mutlu ve memnun oldukları her hallerinden belli idi. Bir yanımda acil ve afet olaylarında saha çalışmalarından mı desem, Gazetecilik mesleğinden kalma mı desem genel bilgi toplama hastalığından dolayı mı veya yazmayı düşündüğüm köşe yazısında konu etmek için mi bilmem Alanda yaptığım ikili sohbetlerim de!
Herkesin memnuniyetini gördüm gelin bir de bana sorun.
Sabah 9'da girdiğimiz alandan akşam 9'a kadar ayrılamadık.
Çünkü kızım tüm oyunları oynamasına ve eğlenmesine rağmen resmen eğlence doyumsuzluğu yaşadı benim sabrımı zorlaya zorlaya eğlendi. Maskotlar, palyaçolar en önemlisi de Karataylı çocukların yakından tanıdığı ve sevdiği SU İLE KARACAN'ın da orada çocuklar ile bir arada olması da bir etken. Hele de sahne de büyük küçük demeden yarışmaların yapılması, kızıma BU ALANIN SAHİBİ ÇOCUKLAR'dır hissi vermiş olmalı ki, aklının derinliklerine öylesine yer etmiş ki bütün çocuklar burada biz niye gidiyoruz deyince şok oldum!
Güzel bir hafta sonu geçirdiğimiz LAVANTA GÜNLERİNDE!
Kızımın Tekrar tekrar oynadığı oyuncaklardan ve oyunlarından sonra hadi gidelim dediğim de. Azıcık daha azıcık daha isteğine verdiğim hayır cevabının arkasında oturup Hayır ben gitmek istemiyorum diye hüngür hüngür ağlayarak kalma ısrarı yüzünden!
El mahkûm dedim ya sabır ya sabır çeke çeke akşamı bulduk. Kızımı ağlatacak düzeyde bir etkinlik yapan Karatay Belediyesi başkanı Sayın Hasan KILCA ve ekibine çok ama çok teşekkür ederim.