Medya ve haber alanında yanlış bilgi sorunu ve medya okur yazarlığı bilincinin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla kurduğumuz Doğruluğu Ne? platformumuz iki yaşını doldurdu. Bizim için çok hızlı geçen bir süre oldu. İnternetin ve sosyal medyanın baş döndürücü hızı, haber tüketimindeki alışkanlıklarımızı değiştirdiği gibi gerçeklerin kamuoyuna aktarılması temel misyonu olan habercilik için de hem kolaylıklar hem hem de zorlukları beraberinde getirdi.
Sosyal medyanın haber üretim süreçlerinde kontrol mekanizmalarının göz ardı edilmesine neden olan yapısı hemen her gün kitleleri etkileyen yanlış bilgi ya da yalan haberlerle karşılaşmamıza neden oluyor. Kullanıcılar bazen yanlışlıkla, bazen de dezenformasyon amacıyla doğruluğu teyit edilmemiş bilgileri paylaşabiliyor.
2019 yılı Ekim ayında Barış Pınarı Harekatının başlamasıyla kriz dönemlerinde etkisi artan yanlış bilgi ve dezenformasyon sorunu yine kendisini göstermişti. O dönem görev yaptığı Selçuk Üniversitesi Televizyonundaki öğrencilerimle “bir şeyler yapabiliriz” diyerek bu yola çıktık. Bir süredir yanlış bilginin tespiti konusunda yaptığımız çalışma ve eğitimleri uygulamaya dökerek insanların kanaatlerini zehirleyen bu içerikleri tespit edip, doğrulayıp paylaşmaya karar verdik.
Türkiye ve Dünyada dolaşıma giren 237 şüpheli içeriği ayrıntılı inceledik. 202 yanlış içeriği tespit ederek paylaştık. İncelemelerimiz içinde kısmen doğru ya da doğru çıkan bilgiler de oldu. Şüpheli görülen ya da yanlış bilinen doğruları da ortaya koymak misyonumuz açısından önemli bir yere sahip. Covid-19 salgını başladığından bu yana sağlığımızı tehlikeye atan onlarca yanlış bilgiyi ortaya koyduk. Kutuplaşmayı arttıran şüpheli siyasi içerikleri dengeli olmaya özen göstererek inceledik ve analizlerimizi paylaştık. Yazılarımızda kullandığımız yöntemleri açıkça belirterek herkesin doğruluk kontrolü yapabilmesinin, iyi birer medya okur yazarı olabilmesinin yollarını göstermeye çalıştık.
Twitter yanlış bilgiyi gerek tespit etme gerekse duyurma açısından ana mecramız durumunda. İkinci yılımızın sonunda 10 binden fazla doğru bilgiye değer veren kullanıcı, bizi takip etmeye başladı. Son aylarda paylaşımlarımız aylık 500 binin üzerinde görüntüleme almaya başladı. İnternet sitemiz istikrarlı bir şekilde istatistiklerini yükseltiyor.
Bu yola çıkarken bizim için üç şey çok önemliydi: Bağımsız olmak, şeffaf olmak ve araştırma yaparken kanıtlara bağlı kalmak.
Bu hassasiyetlerimizi özenle koruyoruz. Takipçilerimizde ön yargı oluşmasına neden olacak bir gelir sağlama yöntemine başvurmadık ve başvurmayı düşünmüyoruz. Platformumuzun yöneticileri, editör ve yazarlarının kimliklerini şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Şüpheli içeriklerin yanlış ya da doğru olduğunu ortaya koyarken herkesin kabul edebileceği kanıtlara ulaşmaya özen gösteriyoruz.
Eksiklerimiz olabilir ancak gönüllü çalışan bir ekip olarak kendimizi sürekli geliştirmeye, uluslar arası alanda doğruluk kontrolü (fact checking) alanındaki yenilikleri, araştırmaları takip etmeye, profesyonel olarak hizmet verebilmenin yollarını aramaya devam ediyoruz.
Yanlış bilginin doğru bilgiden 10 kat daha fazla kullanıcıya ulaştığı yeni medyada, ortaya koyduğumuz gerçeklerin daha fazla insana ulaşmasından başka bir motivasyon kaynağımız yok. Önümüzdeki dönemde yine bu alanda kuracağımız bir sivil toplum örgütü çatısı altında çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz.
İki yıldır bizi takip eden, hata yaptığımızda uyaran, şüpheli içerikleri ihbar eden, analizlerimizi paylaşarak daha fazla insana ulaşmasını sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Ve büyük bir teşekkürü de, okulundan, işinden vakit ayırarak yanlış bilgileri tespit etmeye çalışan ekibimize sunuyorum.
Sağlıkla ve gerçeklerle kalmanız temennisiyle…