Son günlerde Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri sosyal medya oldu. Aslında bu konunun gündem olması gecikti. Dezenformasyon yasası seçim öncesi çıkması nedeniyle siyasi çevrelerde oldukça ses getirdi ancak halkın bu yasayla bir sorunu olmadığını gördük. Çünkü yalan haber üreten ve yayanlara yönelik daha ağır yaptırımlar istiyor insanlar.
Şimdiki konunun merkezinde ise daha farklı ve geniş kitleleri rahatsız eden bir platform var: Tiktok.
Rahatsızlık ise “ahlaksızlık.”
Ahlak herkese göre değişen bir kavram olmaya başladı aslında. Zamanın ruhu ahlaki normları da yozlaştırabiliyor. Geçtiğimiz günlerde X’te bir videoya rastladım. Sabitlediği kamerasına karşı konuşan bir kadın, erkek-kadın ilişkileriyle ilgili toplumda kötü karşılandığını söylediği bir konudan bahsediyor. İsterseniz önce izleyin, sonra üzerine konuşalım. Oradan da Tiktok’a geçeriz.
Videodaki kadın, yaşanan zamanın/devrin toplumun değer yargılarını, ahlaki kodlarını tamamen çöpe attığını ama insanların buna alışamadığını söylüyor. “Bir kadın ile bir erkek arkadaşı, normal arkadaşıyla aynı yatakta uyuyabilmeli” derken, jest ve mimikleri gerçekten çok ilginç. Demek ki toplumun bazı katmanlarında toplumun diğer çoğunluğu oluşturan katmanlarından çok farklı bir yaşam formu gelişmiş ve bu form diğer katmanlara dayatılmaya çalışılıyor.
Son 15 yılda sosyal medyanın herkesi içerik üreticisi yani birer yayıncı haline getirmesi, “toplumda nasıl karşılanır, infial olur mu?” gibi düşünce filtrelerine maruz kalmadan akla gelen her şeyin paylaşılmasına olanak sağlıyor. Teknolojideki gelişmelerin hızı, sanki toplumsal normların değişimini hızlandırıyor. Eskiden aşınması bile on yıllar alan katı ahlaki kurallar, bırakın şekil değiştirmeyi ya da erimeyi, tam anlamıyla buharlaşıveriyor.
Kaynak: verikaynagi.com
Dünya’da ABD dışında genellikle “gelişmekte olan” şeklinde nitelendirilen ülke halklarının fazlaca kullandığı, Türkiye'de de 31 milyon kullanıcısı olan Tiktok’tan şikayet edilmesinin sebebi tam da bu: Gerçek hayatta ahlaka aykırı ya da gayrimeşru görülen her şeyin sanal alemde rahatlıkla yapılıyor olması. Tiktok Türkiye’de ilk açıldığında ilginç bir şekilde, diğer platformların aksine toplumun farklı kesimlerinin kullandığı bir alan oluverdi. Bu sıra dışı içerikler burada paylaşılmaya ve daha önce görünürlüğü olmadığı için de ilginç bulunarak izlenmeye başladı. İzlendikçe yeni içerik üreticileri bu alana girdi. Tiktok da, Youtube, Facebook ve İnstagram ile rekabet edebilmek ve ilgi çeken bu içeriklerin üretilmesini sürekli hale getirmek için içerik üreticilerine ödeme yapmaya başladı. Ekrana arkasını dönüp popo dansı yapan, uyurken canlı yayın açan, kocasıyla özel anlarını paylaşan, hayat kadınlarının saatlerce canlı yayın yaptığı bu uygulama milyonlarca insan tarafından aktif şekilde kullanılmaya başlandı. İnsanlar bu içerikleri izledikçe ve herkesin izlediğini, izleyenlerin bu gariplikleri yapanlara milyonlarca lira “hediye atması”nı gördükçe tıpkı yukardaki kadın gibi “devir değişti, bunlar artık” normal demeye başlıyor.
Başlıktaki soruya dönüp bitirelim. Toplumun halen genelinin “ahlaksızlık” olarak gördüğü bu içeriklerin milyonların önüne seren platform mu ahlaksız, bu “gariplikleri” yapanlar mı ahlaksız yoksa bu platformu kullanan ve bu görüntüleri izleyerek devamlı üretilmesini sağlayan toplum kesimleri mi ahlaksız?
Uzun yıllar medya sektöründe çalışmış bir akademisyen olarak bu üç sorunun muhatabının da gelinen noktada sorumluluğu olduğu düşünüyorum ancak en büyük sorunun, bu tür yayınların milyonlara ulaşmasını sağlayan platformların özdenetim, kamu otoritesinin de denetim yapmaması olduğunu düşünüyorum. Yetişkin insanların kullandığı söylenerek geçiştirilebilecek bir konu değil artık bu. Çünkü küçük yaşta çocuklar bile rahatlıkla bu uygulamaları kullanıyor ve her toplumun ahlaki kodları farklıdır. “Özgürlük” adı altında normların tektipleştirilmesi ve dayatılması ciddi sorunlara yol açabiliyor.
Devletin de, bu platformların da çocukları ve aileyi koruma konusunda inisiyatif alması gerektiğinin söylenmesinden, tepki gösterilmesinden daha doğal bir şey olamaz.