Adalet Bakanlığı, İcra ve İflas Kanunu Bilim Komisyonunca hazırlanan 14.08.2025 tarihli Cebri İcra Kanunu Taslağı’nı yayımlamıştır.
Taslakta yürürlükte bulunan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndan çok sayıda değişikliğe gidildiği görülmektedir. Taslağın hazırlanma amacı genel olarak, kanunu sade, anlaşılır ve sistematik hale getirmek, borçlu-alacaklı dengesini yeniden kurmak, iflas ve konkordato süreçlerini etkinleştirmek, teknolojik uyumu sağlamak ve icra-iflas dairelerinde kurumsal yapılandırmayı yeniden gerçekleştirmek şeklinde sıralanabilir. Taslakta öngörülen başlıca değişiklikler şöyledir;
- Taslağa göre; İlk Derece Mahkemesi kararları hemen icraya konulamayacak, İstinaf Mahkemesince onanması halinde icraya konu edilebilecektir. Kesin olarak verilen kararlar ve kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşen kararlar hakkında takibe geçilebilecektir. İstisna olarak; nafaka alacağına, bedensel zarar ve destekten yoksun kalma alacaklarına, işçilik alacaklarına, gemi tahliye ve teslimine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararları derhal takibe konulabilecektir.
- İstisnalar haricinde ilk derece mahkemesi kararları derhal icraya konulamayacağından icranın geri bırakılması (Tehir-i icra) temyiz yoluna başvurulduğu takdirde uygulanacaktır. İstisna sayılan ilamlarda ise istinafa başvurulması halinde borçlularca icranın geri bırakılması talep edilebilecektir. Tahliye kararlarında tehir-i icra için yatırılacak teminat, mevcut uygulamada olduğu gibi 3 aylık kira bedeli olacaktır.
- Kanunda düzenlenen sürelerin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı düzenlenmiştir.
- İlam niteliğinde sayılan borç ikrarını içeren noter senetlerinin kapsamı genişletilerek bir işin yapılması veya yapılmamasına ve taşınır teslimine ilişkin noter senetleri de ilamlı icraya konu edilebilecektir. Ancak Noterde düzenlenen veya onaylanan tahliye taahhütnameleri ilamsız icraya konu edilebilecektir.
- İlamlı icra takibinde borçlunun ödeme süresi mevcut uygulamada tebliğden itibaren yedi gün iken, taslakta tebliğden itibaren iki hafta olacak şekilde düzenlenmiştir.
- İlamlı icra takiplerinde borçlu ödeme süresi içerisinde ferileriyle birlikte borcun tamamını öderse; yalnızca maktu vekalet ücreti ödeyecek, takip giderleri ve tahsil harcından muaf tutulacaktır. İlam niteliğindeki belgelere dayalı takiplerde bu hüküm uygulanmayacaktır.
- Taşınmazın tahliyesine ilişkin ilamlı icra takiplerinde borçluya mevcut uygulamada taşınmazın tahliyesi için tebliğden itibaren yedi gün tanınırken, taslakta tebliğden itibaren iki haftalık tahliye süresi tanınması düzenlenmiştir.
- İlamsız icra takiplerinde belgesiz icra takibi başlatmanın mümkün olmayacağı ve hatta resmi daireler veya yetkili makamların düzenledikleri veya onayladıkları bir belge, sözleşme, alacağın doğum sebebini ispata elverişli senet, ya da tacirler arasında olan takiplerde itiraz edilmemiş fatura bulunmaksızın ilamsız icraya başvurulamayacağı düzenlenmiştir.
- İlamsız icra takibinde borçluya tanınan ödeme ve itiraz süresi mevcut uygulamada tebliğden itibaren yedi gün iken, taslakta tebliğden itibaren iki hafta olacak şekilde düzenlenmiştir.
- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu uygulamasına son verilerek kambiyo senetlerinin de ilamsız icra yoluyla takibe konu edilmesi düzenlenmiştir.
- İtirazın kaldırılması yoluna son verilmiştir.
- İlamsız icra takibinde borçlunun itiraz etmesi halinde itirazın alacaklıya tebliğ edileceği ve masrafının alacaklıdan peşin alınan avanstan karşılanacağı öngörülmüştür.
- Borçlunun itiraz beyanında maddi hukuka ilişkin ileri sürdüğü sebeplerle bağlı olmayacağı düzenlenmiştir.
- Borçlunun kısmi itirazda bulunması ve itiraz ettiği kısmın tür, miktar veya oranını açıkça göstermemesi halinde asıl borç ve ferilerinin tamamına itiraz etmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
- Borçlunun icra takibine itiraz etmesi halinde alacaklıya itirazın kendisine tebliğinden itibaren -mevcut uygulamada bir yıl iken- altı aylık itirazın iptali davası açma süresi tanınmıştır.
- İcra ve iflas dairelerine yatırılan paraların nemalandırılacağı ve nemalarıyla birlikte hak sahiplerine ödeneceği düzenlenmiştir.
- Borçlu, alacaklının imzaladığını ileri sürdüğü ancak noterlikçe onaylanmamış belgeye dayanarak takibin geri bırakılmasını veya iptalini istediği takdirde, İcra Hukuk Mahkemesi alacaklıya davetiye gönderecek, alacaklının belirtilen günde imzasını açıkça inkar etmediği durumda imzayı ikrar etmiş olduğu kabul edilerek, borçlunun takibin geri bırakılması veya iptali talebi kabul edilecektir.
- Kira bedelinin tahsili amacıyla başvurulan ilamsız icra takiplerinin yazılı kira sözleşmesine dayandırılması şart koşulmuştur.
- Kira bedeline ilişkin ilamsız takiplerde, taşınmazın aile konutu olması halinde borçlunun eşine de ihbarname tebliğ edileceği ve bu sebeple eşin isim ve adresinin takip talebinde bulunması şartı düzenlenmiştir.
- Kira bedeline ilişkin ilamsız icra takiplerinde borçluya tebliğden itibaren iki hafta itiraz süresi ve 30 gün ödeme süresi tanınması öngörülmüştür.
- Kiracının süresinde ödeme emrine itiraz etmemesi ve kira bedelini ödememesi halinde alacaklı, artık icra hukuk mahkemesinden değil sulh hukuk mahkemesinden taşınmazın tahliyesini talep edebilecektir. Alacaklının ödeme süresinin bitiminden itibaren bir ay içerisinde borçlunun taşınmazdan tahliyesini talep etmesi gerekecektir. Bu tür taleplerde mevcut uygulamada olduğu gibi arabuluculuk dava şartı olmayacaktır.
- Alacaklının, kiracının ödeme emrine itirazı halinde itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye için dava açması gerekecektir.
- Alacak miktarından fazlası için haciz uygulanmayacak, bir alacak için aşkın hacze sebebiyet verecek şekilde birden fazla mal veya hak haczedilemeyecektir. Bu hükmün uygulanması somut olaya göre değerlendirilecektir. Ancak kanun gerekçesinde kıymet takdiri ve alacak kapsamı bakımından sorunlar ortaya çıkacağı da öngörülerek, uygulamanın ilerleyen süreçte doktrin ve yargı kararlarıyla şekillendirileceği belirtilmiştir.
- Maaş haczinde, artık borçlunun maaşının 1/4’ü değil, maaşın miktarına göre belirlenen oranlarda haciz konulabilecektir. Maaş haczi azami sınırları borçlunun gelirine göre belirlenecek ve bu hesaplamada asgari ücret esas alınacak. Örneğin; geliri net asgari ücret olan borçlunun maaşına uygulanacak haciz 1/10’u aşamayacak. Geliri net asgari ücretin iki katına kadar olan borçlunun maaşına uygulanacak haciz 2/10’u aşamayacak. Bu şekilde maaşa uygulanacak haczin oranı borçlunun gelirine göre kademeli şekilde artacaktır.
- Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacağının haczinde mevcutta uygulanan 89.madde usulü terk edilmiştir. Üçüncü kişiye ihbarname çıkarılması ve iki haftalık ödeme ve itiraz süresi tanınması öngörülmüştür. Üçüncü kişinin iki haftalık sürede itirazda bulunmaması halinde itiraz etmiş gibi kabul edilecektir. İhbarnamenin itirazla karşılanması veya yanıtsız kalması durumunda alacaklıya üçüncü kişide borçlunun mal, hak ve alacağının bulunduğunu icra hukuk mahkemesinde ispatlama yükümlülüğü öngörülmüştür.
- Kripto para ve varlıkların haczedilmesinin önü açılmıştır. Borçluların kripto varlık hizmet sağlayıcıları nezdinde sakladıkları kripto para ve varlıklara ilişkin hacizlerin hizmet sağlayıcıları tarafından uygulanacağı öngörülmüştür.
- İflas ve konkordatodan kaynaklanan tüm talep, şikayet ve davalara bakmakla görevli olacak iflas mahkemelerinin kurulması tasarlanmıştır. Borçlunun iflasının artık asliye ticaret mahkemelerinden değil, iflas mahkemelerinden talep edilebileceği öngörülmüştür.
Taslak, bu değişiklikler gibi toplumun her kesimini ilgilendiren önemli düzenlemeler içermektedir. Hazırlık çalışmalarında alacaklı ve borçlu arasında denge kurulmasının amaçlandığı ifade edilse de mevcut haliyle değerlendirildiğinde bu dengenin alacaklı aleyhine kayabileceği görülmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararlarının icra edilebilirlik vasfını yitirmesi pek çok açıdan doğru olmayacaktır. Zira davalar yalnızca hakimin kanaatini öğrenmek için değil, verilen kararın icra edilmesi suretiyle adaletin sağlanması için açılır. İlk derece mahkemeleri Türk milleti adına hüküm vermeye yetkili yargı organlarıdır ve kararlarının icra kabiliyeti ortadan kalktığında bu yetkinin anlamı da zayıflayacaktır. Bu düzenleme, kamuoyu nezdinde ilk derece mahkemelerini yalnızca tahkikat organı, istinaf mahkemelerini ise asıl karar mercii olarak algılanmasına sebebiyet verebilecektir.
Ayrıca toplumun yargı sistemine yönelik en yaygın eleştirisi davaların uzun sürmesidir. İlk derece yargılamalarının halihazırda uzun sürdüğü, istinaf incelemelerinin de dosyaların karara bağlanmasında gecikmelere yol açtığı dikkate alındığında, vatandaş bu düzenleme yürürlüğe girdiğinde hakkını elde edebilmek için her iki aşamanın tamamlanmasını beklemek durumunda kalacaktır. Bu da ciddi hak kayıplarına yol açabilecektir.
Mevcut uygulamada dahi yedi günlük ödeme süresi içinde borçlular mal kaçırabilmekte ve alacaklılar mağdur olmaktadır. Sürenin iki haftaya çıkarılması, bu tür eylemlerin daha kolay gerçekleşmesine imkan tanıyabilecektir. Öte yandan, borçlunun ödeme süresi içinde borcunu ödemesi halinde nispi yerine maktu vekalet ücreti ödenmesini öngören düzenleme, avukatların önemli bir gelir kalemini ortadan kaldırabileceği gibi, vatandaş açısından dava ve icra takibinin caydırıcılığını da zayıflatacaktır. Bu durum tarafların uzlaşma, arabuluculukta anlaşma ve sulh olma ihtimalini de azaltabilecektir.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ve itirazın kaldırılması uygulamalarının terk edilmesi halinde; kambiyo senetleri önemini ve etkisini yitirecektir. Belgesiz icra takibine son verilmesi önemli bir adım olmakla birlikte, takibe dayanak olarak aranacak belgenin kapsamının daraltılması uygulamada sorunlara yol açabilir. Borçlar Kanunu’na göre sözlü şekilde de düzenlenebilirken, kira bedeli alacağına ilişkin takiplerde yazılı kira sözleşmesi şartı getirilmesi mağduriyetlere ve kötü niyetli tutumlara sebebiyet verebilecektir.
Sürelerin tebliğden itibaren başlaması, kripto varlıklara haciz uygulanması, paraların nemalandırılması, kurumsal yapının güçlendirilmesi ve teknolojiye uyum sağlanması noktalarında düzenlemeleri olumlu bulsam da taslağın yasalaşma sürecinde tekrar değerlendirilmesinin yararlı olacağı kanaatindeyim.