AK Parti Sözcüsü Çelik: Gara şehitlerimizin canını kurtarmak için her seçenek değerlendirilmiştir
AK Parti Sözcüsü Çelik, "(Gara şehitleri) Evlatlarımızın canını kurtarmak için diplomasi ve operasyon alanına giren her seçenek değerlendirilmiştir. Orada o evlatların canını kurtarmak için ne gerekiyorsa vardı." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Regaip Kandili'nin idrak edildiğini belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
Türkiye'nin terörle mücadelesinin dünyanın en haklı mücadelesi olduğunu, terörün hem Türkiye için hem de bölge için bir bela ve büyük bir tehdit olduğuna dikkati çeken Çelik, "Her türlü terör örgütüyle Türkiye tek başına mücadele edecek kararlılığı ve iradeyi gösteriyor. Burada en büyük fedakarlık eşsiz fedakarlık hayatlarını milletimiz onurlu yaşasın, devletimiz yaşasın diye feda eden şehitlerimizdir, gazilerimizdir. Ebediyen onların aziz hatıralarını yaşatacağız, milletimiz ve devletimiz her zaman onlara minnettar olacaktır." diye konuştu.
Çelik, Diyarbakır annelerinin evlatlarına kavuşmak için başlattığı vicdan nöbetinin devam ettiğini dile getirerek, bu annelere katılarak, evlatlarını almak isteyen bazı ailelerin çocuklarının Gara'da şehit olduğunu ifade etti.
Gara'da 13 Türk vatandaşının katledilmesine ilişkin Çelik, "Bu son operasyonlarda kaybettiklerimiz, şehit verdiklerimiz ve şehadet mertebesine erişmiş kardeşlerimizin bir kısmı uzun zamandır terör örgütü tarafından alıkonuluyordu. Gara bölgesine yapılan operasyon hem oradaki terör unsurlarının temizlenmesi hem de bu kardeşlerimizin kurtarılması amacıyla gerçekleştirildi." ifadelerini kullandı.
Çelik, Gara'daki operasyonda terör örgütü PKK'ya ağır bir zayiat verildiğini ve Gara bölgesinin işlevsiz hale getirildiğini belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
Silahlı Kuvvetlerin, emniyetin ve jandarmanın terör örgütüne verdiği güçlü cevapların aynı şekilde verilmeye devam edileceğini aktaran Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu ortaya çıkan tablo içerisinde en üzücü olan konu, bütün bu acılarımızı yaşarken maalesef birtakım kara propagandalara cevap vermek durumunda kalmamızdır. Karşımızda bir cinayet şebekesi var. PKK terör örgütü, aynı DEAŞ terör örgütü gibi bir cinayet şebekesi, bir katliam şebekesi. Buna insanlık, haysiyet, namus, vicdan adına verilmesi gereken en hafif tepki lanetlemektir. Maalesef bu cinayet şebekesi ile aynı anlayış düzleminde yürüyen Türkiye'de 'cinayet siyaseti' diyebileceğimiz, 'katliam siyaseti' diyebileceğimiz bir siyaset yapma biçimi var. Bu katliam siyaseti, bu cinayet siyaseti, demokrasi, hukuk, çoğulculuk ve bir arada yaşama gibi kavramları çok sıkça kullanıyor. Tıpkı Avrupa'daki bu aşırı sağcılar ve faşistler gibi esasında hangi şey kendisinde yoksa en çok kendisini onunla ifade eden bir siyaseti sürdürüyor."
Çelik, "Bu cinayet şebekesine, bu terör örgütüne siyasi mazeret üretenler, ideolojik bir meşruiyet vermeye çalışanlar, 'terör aslında birçok şeyin sonucudur. Dolayısıyla o meseleler ortadan kalkmadan terörü konuşmak doğru değildir' diyerek cinayetleri ve katliamları uzun süredir meşrulaştırmaya çalışanlar, maalesef terör örgütünü hedef göstermek, terör örgütünü lanetlemek yerine dikkatleri başka noktalara çekmeye çalışıyorlar." diye konuştu.
PKK'nın bölgede hesabı olan herkesin istediği şekilde kullanabileceği elverişli bir maşa olduğuna dikkati çeken Çelik, "Şimdi birileri çıkıp Kürt çocukların geleceğini buraya bağlamak istiyor, bunların bir özgürlük savaşçısı olduğunu söylüyor ve ideolojik mazeret üretmeye çalışıyor. Emin olun Kürt çocukların geleceğini buraya bağlayanların gözünde PKK'nın yöneticilerinin hayatı bütün Kürt çocuklarının hayatından daha kıymetli. Böylesine bir katliam siyaseti yapıyorlar. Bölgedeki Kürt çocukların geleceğinin ne olacağı hiç umurlarında değil." ifadelerini kullandı.
"Doğrudan bir provokasyondur"
Çelik, TBMM'de milletvekili sıfatı taşıyan bazı isimlerin, cinayet siyasetini propaganda makinesine dönüştürdüklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Meşru bir devletin meşru mekanizmaları içerisinde, meşru süreçlerle konuşan kişilerin yapması gereken nedir, terör örgütünü lanetlemektir. Bu cinayet siyaseti ve katliam siyaseti yapanların başka bir iradesinin olmadığını biliyoruz. Ne söylerlerse söylesinler geçmişte de gördük kendileri de Meclis'te pek çok arkadaşımıza söylediler 'örgüt karşısında bizim zerre kadar bir siyasi irademiz yoktur' diye. O süslü estetize edilmiş, kalabalıklaştırılmış başka kavramlarla zenginleştirilmiş lafların hiçbir önemi yok, tablo net. Fakat, Türkiye'de köklü bir parti olan vatandaşlarımızın önemli bir kısmının teveccühünü kazanmış olan, Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Genel Başkan çıkıp da '13 şehidin sorumlusu Erdoğan' dediği zaman bu, Türkiye'nin terörle mücadelesine doğrudan saldıran bir provokasyondur. Geçmişten itibaren terör konusunda söylenmiş bütün sözleri yan yana koyun, ana akım partilerin hiç birisinden böyle skandal bir cümle duyulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkan'ına söylediği söz PKK terör örgütüne söylediği sözden daha ağır bir söz. PKK terör örgütüne söyleyeceği sözü, Türkiye'nin Cumhurbaşkanına söylüyor. Bu tespit edilmesi gereken, üzerinde düşünülmesi gereken gerçekten üzüntü verici vahim ve trajik bir sapma. Ne Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş, oy vermiş destek veren vatandaşlarımız böyle bir şey arzularlar ne de milletimizin tamamı arzular. Bir ülkenin terörle mücadele hakkını, bir ülkenin terörle mücadele iradesini bu şekilde doğrudan hedef almak görülmemiş bir provokasyondur."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünyada en ağır şekilde düşmanca saldıranlardan bile buna benzer cümleler duymadık. Bu son derece üzüntü vericidir. Cumhurbaşkanımız, buna cevap verdiği zaman söylenen söz şu Sayın Kılıçdaroğlu tarafından 'Ben şehitlerin hakkını savunmaya devam edeceğim' şehitlerin hakkını savunmak hepimizin boynunun borcudur, şehitlerimizin hatırasına sahip çıkmak ve mirasına sahip çıkmak bize verdikleri mesaja sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur. Burada şehitlerin hatırasına sahip çıkan şehitlere sahip çıkan bir yaklaşım yok ki. Şehitlerimizi öldüren terör örgütüne alan açan bir yaklaşım var. PKK terör örgütüne söylenecek laf Türkiye'nin devlet başkanına söylenirse bu şehitlere sahip çıkmak olur mu?"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.