Türk polisinin derin sulardaki gözü: Kurbağa adamlar
Yalova Emniyet Müdürlüğü Deniz Limanı Şube Müdürlüğünde görevli dalgıçlar boğulma, suda kaybolma, sel, kaçakçılık, kaçak avlanma ve suçların aydınlatılması gibi vakalarda görevlerini ifa ediyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Yalova ve çevre illerde görev yapan kurbağa adamlar, Marmara Denizi'nin derin suları başta olmak üzere birçok alanda vakalara müdahale ediyor.
Yalova Emniyet Müdürlüğüne bağlı Deniz Limanı Şube Müdürlüğü ekipleri, boğulma, suda kaybolma, kaçakçılık, kaçak avlanma ve suçların aydınlatılması gibi vakalarda görev alıyor.
Deniz, gölet, dere gibi alanlar ile sel ve taşkın afetlerinde fedakarca görev alan kurbağa adamlar bazen hayat kurtarıyor, kimi zaman da işlenen suçları örtbas etmek için suya atılan suç aletlerini bulup çıkarıyor.
Dalgıç ekibinde yer alan şube müdür vekili Komiser Gökhan Çağlardere, kurbağa adam, gemi adamları, güvenlik, pasaport ve idari çalışanlar olmak üzere 22 personelle hizmet verdiklerini söyledi.
Yalova'nın, Altınova Tersaneler Bölgesi, Ro-Ro Deniz Hudut Kapısı, Osmangazi Köprüsü'nün yanı sıra yaz aylarında turizm dolayısıyla yoğunluğu artan ilçeleri ve plajlarıyla deniz polisi bakımından büyük öneme sahip olduğunu belirten Çağlardere, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir karakol botumuz var. Arkadaşlarımızla ihtiyaçlarımıza binaen özel olarak dizayn edildi. Silahlı platformumuz, termal kameramız, su altı görüntüleme sistemimiz gibi hizmette ihtiyaç duyduğumuz ek özelliklere sahip teknemiz, bunun dışında farklı operasyonel botlarımız da var ama daha uzun süreli, bekleme ve daha fazla araştırma gerektiren görevlere karakol botumuzu götürüyoruz. Boğulma gibi birkaç dakika içinde sonuçlanan acil olaylara daha hızlı olan küçük botlarımızı göndererek sonuç almaya çalışıyoruz. 200 metre derinliğe dalış yapabilen yerli su altı robotumuz mevcut. Robotumuzun kolu vasıtasıyla aradığımız suç aletini, cansız bir bedeni veya herhangi bir malzemeyi tutup yukarı çıkarabiliyoruz. İnsan gücünün yetmediği zamanlarda robotla bu hizmeti devam ettiriyoruz. Bunun yanında elektronik can simidimiz var."
Çağlardere, Marmara Denizi'nin yanı sıra iç sularda da görev yaptıklarını, suç aleti atılması veya boğulma gibi vakalara özel araç ve ekipmanlarla müdahale ettiklerini anlattı.
Sadece Yalova'daki vakalarda değil, çevre illerde de görev yaptıklarını anlatan Çağlardere, "İşimizi severek yapıyoruz. Polisin aslında görevi hep karada gibi düşünülüyor ama Mavi Vatan da toprağımızın bir parçası. Biz de bunun bilinciyle karada olduğu gibi denizde de bu hizmeti aynı şekilde yapmaya çalışıyoruz. Denizdeki her olay, her adli konu bizim görevimiz. Mavi Vatan'da güvenliği sağlamak bizim asıl amacımız." dedi.
"BU İŞİ SEVMEDEN YAPMANIZ MÜMKÜN DEĞİL"
Kurbağa adam Eyüp Esen ise meslekte 30 yılını doldurduğunu, birçok olayın aydınlatılmasında görev aldığını belirtti.
İstanbul'da 1996'da Bebek sahilinde iki grup arasında yaşanan çatışma sonrası yaptıkları çalışmayı anlatan Esen, "Denize atıldığı belirtilen iki silahı aramak için 26 metreye ulaşan derinliğe daldık. Bu silahları bulduk ve üzerlerindeki izleri muhafaza edecek delil poşetine koyduk. Çıkışa geçtiğimiz esnada bize ifade edilmeyen üçüncü bir silahı fark ettik. O delilin incelemesi ile olayda üçüncü bir grubun varlığı ortaya çıktı. Tahkikat derinleştirildi ve olay aydınlatılarak tüm sanıkları yakalandı." diye konuştu.
Dalgıçlıkta 10 yıllık deneyimi olan Ömer Arbağ, daha önce de denizi çok sevdiğini ve dalış yaptığını söyledi.
Teşkilata katıldığında denizi seçtiğini ve sınavları kazandığını anlatan Arbağ, "Bu işi sevmeden yapmanız mümkün değil. Cenazelerle karşılaşıyorsunuz, çeşitli fiziki zorluklarla, görevlerle meşgul oluyorsunuz ama bu işi sevmeniz bunun üstesinden gelmenizi sağlıyor." ifadelerini kullandı.
Yılmaz Aktaş da 23 yıldır kurbağa adam olarak görev yaptığını ifade etti.
Kastamonu'da geçen yıl yaşanan sel felaketinde kurtarma ekibinde yer aldığını dile getiren Aktaş, şöyle konuştu:
"Orada bir apartmanın girişi, birinci kata kadar kum, çamur ve ağaçlarla kaplıydı. İnsanların duvarın arkasından yardım seslerini duyuyorduk. Biz de elimizdeki çekiç ve balyozlarla duvarı kırarak onlarca insanın oradan kurtarılmasına yardımcı olduk. Bu inanılmaz mutlu eden bir andı. Bir de Ankara'da bodrum kattaki bir evin taşkın nedeniyle sular altında kaldığı bilgisi bize gelmişti. Evin içi tamamen sular altındaydı. Dalış yaparak içeriye girdik ve aileyi oradan kurtardık. Meslek hayatımızda maalesef çok ceset çıkardık ama canlı kurtarmanın mutluluğu çok güzel."
"ZORDA KALAN BİR İNSANIN HAYATINA DOKUNMAK PAHA BİÇİLEMEZ"
Şubenin tek kadın personeli polis memuru Yasemin Türk Kırmaç ise çocukluk hayalini gerçekleştirerek başladığı bu mesleği gururla sürdürdüğünü belirtti.
Bazen yoğun çalıştıkları günler olduğunu anlatan Kırmaç, şunları söyledi:
"Vatan sevgisiyle, bayrak sevgisiyle yapılacak bir iş. İnsanların en zor anının suda olduğunu düşünüyorum. Zorda kalan bir insanın hayatına dokunmak, ona uzatacak bir dal olabilmek benim için paha biçilemez."
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.