KONYA’NIN BAKANI KONYA’YA NEDEN GELEMİYOR?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u bilirsiniz; göreve geldiği günden itibaren eli hep Konya’nın üzerinde oldu. Konya tarihinin en yüksek kamu yatırımları konusunda Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a omuz verdi. O’nun bakanlığından sonra siyaset ve bürokrasi rahatladı. Göreve geldikten sonra Konya’nın yararına olan her işte gördük onu; Kâh bir açılışta Konyalılara yeni müjdeler verirken, kâh esnafı ziyaret ederken. Ya da çocuklarla futbol oynarken. Hep buralardaydı sanki. Ama Bakan Kurum 26 Haziran’dan bu yana Konya’ya gelemedi.
Memleketine gelemedi ama memleketi güneyden kuzeye dolaştı neredeyse. Hazirandan Temmuz ayının ortalarına kadar Marmara denizini adeta bir bataklık halinde getiren müsilaj kâbusu için seferberlik başlattı sonuçlarını bizzat takip etti ve 30. günün sonunda Marmara Denizi tam 11.084m³ müsilajdan arındırıldı. Hemen ardından TOKİ’nin inşa ettiği 1 milyonuncu sosyal konut teslim edildi.
Rize’de yaşanan sel ve heyelan felaketinden hemen sonra bölgeye hareket etti ve selden etkilenen herkesin yaraları birer birer sarılmaya başlandı. Ev ev dolaştı hasar tespit çalışmaları yapıldı bir taraftan gönülleri ihya etti. Rize’nin araç girmeyen Ballıdere köyündeki Gülizar Teyze’nin gözyaşlarını silmeye yürüyerek gitti mesela. Felaketin 6. Gününde Kurban Bayramı’nda yine Rize’deydi. Bayramın ilk gününü ailesiyle geçiremedi.
Bayramın 2. Günü Çevre İklim ve Enerji zirvesi için İtalya’ya gitti hemen sonra Londra’ya geçti. Ve hepimizin ciğerlerini yakan yangın haberi sonrası soluğu Antalya’da aldı.257 kişilik bir ekiple köy köy mahalle mahalle gezdi hem hasar tespit çalışmaları yaptı hem de yangınla kavrulan yüreklere su oldu. Muğla’da başlayan yangınlarla bu kez Muğla’ya hareket etti. Muhalefetin yangından siyaset devşirme çabalarına “bugün siyaset yapma günü değil” dedi ve gözlerini de gönlünü de afet bölgesinden ayırmadı.
Tam yangınlar kontrol altına alındı derken bu kez Bartın Sinop ve Kastamonu’da meydana gelen sel felaketiyle sarsıldık. Bakan Kurum yine hızla bölgeye hareket etti. Hemen o gece başladı çalışmaya. Bartın Sinop ve Kastamonu’da sokak sokak afetin izlerini silmek için çalıştı.
Bu gayretli çalışmalar kısa sürede netice verdi. Bütün bölgelerde devlet milletinin yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. Hatta Antalya’daki yangında evi büyük zarar gören İbrahim amca ve yatalak eşinin evleri 2 hafta gibi bir zamanda teslim edildi.
Ve görülüyor ki 2,5 aydır Konya’ya gelemeyen Çevre ve Şehircilik bakanı 80 gün boyunca evine bile gidememiş. Bakanlık yaptığı dönem boyunca nerdeyse makam odasına uğramadığı gibi…
Şimdi yaralarımız birer birer sarılırken o kâbus dolu günlerden aklında bakana dair ne kaldı derseniz, İş yeleği ve çamurlu çizmeleriyle afet bölgelerinde durmaksızın çalışan, beli bükülmüş yaşlıların karşısında konuşurken saygısından eğilen, sel felaketinde kullanılmayacak hale gelmiş evinin önünde sessizce etrafına bakan küçük çocuğun saçlarını baba şefkatiyle okşayıp “halledeceğiz oğlum” diyen görüntüleri kaldı derim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.