Bu maç için çok şey yazılır, bu maç için hiçbir şey yazılmaz.

Böyle bir maçtı, Karagümrük maçı.

Maçta her şey fazlası ile vardı. Oyun, mücadele, gol… Maça yakışmayan tek şey, bitişte skorboardda yazan sonuçtu.

Futbolun bazen adaleti olmuyor.

Keşke futbolda şöyle bir kural olsa: Mağlubiyeti hak etmeyen takıma da puan verilse. Veya kozlarını bir kez daha paylaşma şansı…

Futbol işte… Kabul etmekten başka çare yok.

Yoğun yağış altında oynandı. Karagümrük kalecisinin nasıl tir tir titrediğini hep birlikte gördük ve üzüldük. Hatta keşke bir an önce bitse diye içimizden de geçirdik.

Karagümrük son haftaların formda takımı. Yeni hocaları Volkan Demirel ile iyi bir hava yakaladılar. Bu maçta takılmasaydık, finale adımızı yazdırmamız işten bile değildi. Ama kısmet değilmiş.

Bugünkü maçta her iki takımın da hiçbir eksik ve yanlışını yazamam. Çünkü saha ve iklim koşulları ‘şurada hata yaptılar’ dedirtmeyecek kadar kötüydü. Soğuk hava, sicim gibi yağan yağmur, yer yer çamur deryası saha, yer yer su birikintileri oluşan bir zemin…

Oyuncular bu olumsuz koşullarda olağanüstü bir futbol izlettiler. Tam 9 gol seyrettik. ‘Maç penaltılara gidecek, heyecan katsayımız artacak’ diye düşünürken, gol yedik.

Olsun. Biz bugün yenildik ama karşımızdaki takıma değil. Yenseydik de, yenmiş saymayacaktık kendimizi.

Bu koşullarda ne yenen iyi oynadı, ne yenilen kötü…

Bu koşullarda yapacak başka bir şey yoktu.

Oyunculara, hocaya, karşı takıma, emeği geçen herkese teşekkürler.

Artık lige bakacağız.

Üzüldüğüm tek şey, sezonun en kritik, en önemli maçına çok yorgun çıkacağız.