ÖNÜM ARKAM SOBE
Son zamanlarda yeşil vatanımıza yapılan saldırıların arkasında bulunan üst akıl tüm argümanlarını sahaya sundu.
En son başta devletin kanallarındaki dizilerde olmak üzere devletten özel tiyatrolarına destek alan boy gösteren ama kime hizmet ettiği belli olmayan sanatçı müsveddeleri, Gezi olaylarında olduğu gibi tekrar meydana çıkmaya başladılar.
HELPTURKEY TT’sini savunarak Türkiye’yi Dünya arenasında zor duruma düşürme çabalarını görüyoruz.
Hırsızın hiç mi suçu yok hikayesinde olduğu gibi ormanlarımızı ateşe veren teröristlere hiç değinmeyen yok hükmünde sayan bu zihniyet her nedense düğmesine nereden basıldığı belli olmayan kişi ve kuruluşlara hizmet adına veryansına başladılar.
Amerika’daki 30 gündür söndürülemeyen yangınları görmezden gelen zihniyet bizde uçan uçmayan ne varsa sorgular hale geldiler.
Kızılay çadırı önünde çadır yok diyeninden tutunda üstünde uçan uçak ve helikoptere bakarak burada uçan bir şey yok yanıyoruz diyenlere varana kadar. Ülkede deprem olur, sel olur, yangın olur ve o ülkeye aidiyetin var ise üzülürsün için içine sığmaz. Ya hemen duaya başlarsın ya da yaptığın meslek o felaketle ilgili ise hemen yardım amaçlı koşarsın.
Acılar paylaşınca azalır, sevinçler paylaşınca artar. Ülkemizin yakın tarihinde meydana gelen Sakarya depreminde devlet bir hafta ortada yoktu. Van depreminde ise 1 yılda binlerce konut hak sahiplerine ve depremzedelere teslim edildi. Kimin ne yaptığını anlatmak değil kastım siyaset içinde bulunan lakin her doğa olayında siyasi rant peşinde olanlara birkaç serzenişte bulunmak istiyorum. Depremde enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışan arama kurtarma ekiplerinin morallerini üst seviyede tutmak gerekirken niye bu kadar yavaş çalışıyor bu ekipler! Sel felaketinde ekipler çalışırken, kim müsaade etti su yollarına ev yapmaya vs vs vs!
Şimdi de orman yangınında canla başla çalışan ormancıların moralini yüksek tutmak yerine hiçbir müdahale yapılmıyor imajı tüm canhıraş çalışanların morallerini alt üst etmeye yetiyor da artıyor bile.
Halkın birbirlerine kenetlenmesini ve afet bölgesine yardım toplamalarını eleştirerek devletin iflası gibi yansıtmak en hafif deyimle… (En uygun olanı siz yazın!)
Afet olana kadar hiçbir şeyin hesabını sormayı akıllarına getiremeyen zihniyet yumurta ağza gelince basıyor cayırtıyı. Böyle durumlarda afet için yapılan bir organizasyon var ise o konu için hesap sorma başlıyor. Deprem sigortası paraları nerde? Tarım sigorta paraları nere gitti? Şimdi de THK uçaklarının hesabına başladılar. Şimdi başlayalım DAVULLU ZURNALI düğünümüze.
HAKLILAR HAKSIZLAR KADAR SESİNİ ÇIKARMAZ İSE HIRSIZ DA HAKLIDIR HIRSIZI SAKLAYAN DA!
Acaba kaç kişi aklından şu soruyu geçirdi: Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk’ün şapkalı gökyüzüne bakan bir fotosu ile yıllarca emniyet güçleri ve devletin araçlarını kullanarak ve de başka kurumlara verildiğinde suç sayılan vakıf ve dernek binalarını basarak zorla topladığınız Kurban derilerimizin karşılığı işe yaramayan uçakları niye aldınız?
Kurban derileri ile aldığınız uçakları bu devlete niye para karşılığı kiralamaya kalktınız?
Vesayet sürecinde hem inanışlara küfredip hem de inananların sırtından geçinme süreci bitince acziyetinizin ortaya dökülmesine kılıf mı arıyorsunuz?
Gelelim kendi iç hesaplaşma sorularımıza! Uzun yıllar mili görüş lideri Refah partisinin Konya mitinglerinde rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan hoca kalabalığını ekrana taşımayan TRT’ye
- Ey TRT şu kalabalığı şimdi değil de ne zaman göstereceksin? diye miting alanında bağırdığında basın yayın yönünden ne kadar zayıf olduğumuzu görüp elektrikten pay ile beslenen TRT kurumunun ne zaman milli olacağını sorguladığımız zamanlar unutuldu mu? Sonra bir baktık ki zamanı gelince o kanallarda çalışacak yetişmiş eleman yok. Her fırsatta ülkeme ve Milli Millileşmek yolunda uzun yol kat eden ve Mottosu Önce insan diyen milli bir kurum neden yapımlarında bu hususta işi yapımcılara bırakmaktadır.
“Düşmanın silahı ile silahlanın” Hadisi Şerifi’ni sadece konvansiyonel ya da nükleer olarak mı ele alacağız. İHA, SİHA ve 5. nesil uçaklara sahip olmak kadar önemlidir vatansever sanatçılara olan ihtiyaç.
Şimdi bir başka bakış açısı ile yazımıza yön verelim. İnternette ve sosyal medyada devleti ve hükümeti eleştirip milyonlarca izlenme alan, vatan sevgisini içine alamayan Gezi kafalı sanatçı müsveddelerine karşılık popülist yaklaşımlar ile eşşek yükü ile para ödediğimiz konserler verdirttiğimiz sanatçılar nerede? Linç ediliriz korkusu ile başlarını kuma gömen deve kuşu olmaya mı özeniyorlar.
Her alanda mili ve yerli olmayı hedef koymuş bir yönetim anlayışı, Anadolu aşığı, memleket sevdalısı gerçek sanatçılarına neden sahip çıkmaz. Ötelerden gelen ve evladım okusun da etliye sütlüye karışmasın diyerek yetiştirilen sadece okul okuyup hiçbir konuda fikir sahibi olmayan nesiller ile yola devam mı edelim. Türk Tabibler Birliğinin yönetimine özenmeyen doktorlar mı, her zaman memleket aleyhine açıklamalar yapan baroların yönetimine niyetlenmeyen avukatlar mı, bananeciler mi, neme lazımcılar mı? Vs vs yetiştirmeye devam mı edelim?
Eğer mağaralara çizilen resimler olmasa idi tarihi bilemezdik. Bir elin parmağını geçmeyen gerçek vatan sevdalısı sanatçılarımız için yüzünüzü Anadolu’ya dönün çok geç kalmadan. Emevilerin yaptığı hata benzeri yaklaşımlardan kaçıp kendinize ait olana sahip çıkın. Sanatta ve kültürel etkinliklerde milli ve manevi değerler arayın.
Anadolu’da çekilen devlet veya yerel yönetimler destekli yapımlarda neden İstanbullu ajanslar ve İstanbullu sanatçılar tercih edilir. Madem tercih edilecek neden sosyal hayatına bakılmaz. Hem oynayıp hem para kazanıp sonrasında en büyük pişmanlığım diyerek MİNYELİ ABDULLAH rolüne tiksinti gözü ile bakan Berhan ŞİMŞEK’i ne zaman unuttuk. Materyalist ve mandacı zihniyetin ata sporumuza öncülük eden Okçuluk Vakfını küçümseyerek hor görmelerine inat olimpiyat şampiyonu Mete GAZOZ’u görmezden gelenlerden mi olacağız? Kalkınma yerelden ise o şehrin ya da o memleketin gerçek değerlerine neden imkân sağlanmaz?
Zorlaştırmayı kolaylaştırmanın önünde gören uzayan kol bizden olmasın mantığı ile hareket edenler yüzünden uzun soluklu yapımlarda yer alamayan oyunculardan tutun da kişisel sergilere salon vermeyenlere yada uzmanlık alanında sunum ve ya brifing vereceklere nasıl engel olurum diye düşünen patronlar, işverenler, kolları siyah kolluklu beyaz gömlekli yakın okuma gözlüklü eski memur kafalı insan kaynakçılar. Mevzu vatansa gerisi teferruattır diye hareket eden yerel gazeteciler ya da güçlü olma yolunda varını yoğunu ortaya koyan internetten doğru haber verme çabasında olan dezenformasyonları manipülasyonları bertaraf etmek için çalışan vatan sevdalı haber siteleri neden desteklenmez.
Anlaşılan eskilerin dediği gibi MAL YERİNDE MUNDARDIR.
Gündem değiştirmede üstün başarılara sahip sanat, siyaset ve basına sahip olduğumuz bu coğrafyada, Konya’da katledilen ailenin katili ya da katilleri aynı Rus Büyükelçisi gibi bir organize ile bizleri karşı karşıya bırakmış olması araştırılırken, uçak nerde deyip PKK’yı görmezden gelmeye çalıştıranlar ile katliam ile de olayı başka boyutlara çekip gündemi değiştirenleri farklı değerlendirmemekte yarar var.
Saklambaç oyununda olduğu gibi ÖNÜM ARKAM SOBE SAKLANMAYAN EBE derken gerçekleri saklayıp sorunların üzerine gidenleri sobeleyen zihniyeti lanetliyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.