Fatma Tunçer Öncü

Fatma Tunçer Öncü

MİKROBİYOLOJİ PROFESÖRÜ MEHMET ÖZDEMİR KORANAVİRÜSÜ ANLATTI

MİKROBİYOLOJİ PROFESÖRÜ MEHMET ÖZDEMİR KORANAVİRÜSÜ ANLATTI

Korana virüs sebebiyle hepimiz evdeyiz… Endişeliyiz ve merak içindeyiz. Bu endişe duygusu da özellikle kötü niyetli paylaşımlar yüzünden günden güne artıyor ve sorular soruları doğuruyor. Peki, en doğru bilgileri nereden alacağız? Ebetteki Sağlık Bakanlığından ve ilgili Bilim Kurulundan.  Bilim Kurulu ya da Sağlık Bakanı hepimizin sorularına tek tek cevap verebilecek durumda değil bunu biliyoruz. Ama nasıl isterdik değil mi işin uzmanı birini bulsak ve aklımızda ne varsa sorsak. Ben buldum! Aklımda ne varsa da sordum çok tatmin edici cevaplar aldım. Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji bilim Dalından Prof. Dr. Mehmet Özdemir.

Siz ülkemizdeki bilim adamlarını nasıl bilirsiniz bilmem ama ben böyle bilmezdim. Mehmet hoca korana virüsle ilgili yurtdışından çıkan çok sayıdaki makaleyi takip etmiş, Türkiye’deki çalışmalara hakim.  Toplumu aydınlatmak için böyle hocalara ihtiyaç var. Sağlık çalışanlarımız iyi ki varlar ve alkışın en büyüğünü hak ediyorlar.  Ben aklımdaki tüm soruları sordum, Mehmet Hoca cevapladı.

Hocam yıllardır var olduğu söylenen bu virüs bir anda nasıl dünyanın kâbusu oldu?

Koronavirüs ailesi uzun süre hayvanlarda normal olarak ve hastalık etkeni olarak bulundu ve enfeksiyon yaptı. İnsanlarla ilgisi yoktu ama Kovid-19 hayvanlardan genetik değişimle insanlara geçti. Yeni bir yapı kazandı. Daha da önemlisi insandan insana bulaşma özelliği kazandı. Tolum ve kişi bu virüse karşı bağışık olmadığı için dünya çapında salgına yani pandemiye neden oldu.

Yani bu virüs aslında hep vardı?

Evet, Virüs yaklaşık 100 yıldır mevcut ve 7 kez değişim geçirmiş durumda. Eski formları hep vardı. Yeni virüs ilk önce Çin’in Vuhan Eyaleti’nde, deniz ürünleri ve hayvan pazarında bulunanlarda tespit edildi. Daha sonra insandan insana bulaşma özelliği kazandı. Asıl tehlike de bundan sonra başladı aslında. Mesela kuş gribi sadece kuşlardan insanlara geçiyordu ama insandan insana bulaşan bir virüs değildi. Aynı aileden olan Domuz gribi ise önce hayvanlardan insanlara geçti ardından da insandan insana yayılmaya başladı.

Birçok insanın iddia ettiği bibi laboratuvar ürünü bir virüsle karşı karşıya değiliz o halde.

Kovid-19 ile ilgili ortak genom dizisi verileri ve benzeri virüslerin kapsamlı bir şekilde analiz edildi ve virüsün yapay olarak veya laboratuvar ortamında üretildiğine dair delil bulunamadı. 2015 yılında bazı bilim adamları virüs üzerinde deneyler yaparak insan bulaşı üzerinde çalışmışlar. Aşı geliştirmeye çalışmışlar. Fakat bu insan imalatı olduğuna işaret değildir. Zaten virüs salgın sırasında bile bir miktar kendini değiştiriyor.

Peki, neden bu kadar hızlı ilerledi süreç?

Virüs bulaşı çok hızlı ve bir hasata kişi 4 kişiye bu hastalığı bulaştırabiliyor. Bir de ulaşım dünya üzerinde fazla. İnsanlar uzak bölgelere kısa zamanda seyahat edebiliyorlar.

Biraz önce bahsettiğiniz gibi bu virüsle ilk kez karşılaştığımız için mi insanlık olarak bu kadar etkilendik?

Elbette bu virüs şu anda insan bağışıklık sistemi için tamamen yabancı.

Peki, bu virüse zamanla alışacak mıyız?

Buna alışmak demeyelim bağışıklık sistemimiz bir miktar artış yapacak virüse karşı hazırlıklı olacağız ve direnç kazanacağız.

Birçok bilim adamı dünyanın yarısından çoğunun enfekte olacağını söylüyor. Bu tam olarak ne demek?

Öncelikle söylemem gerekirse enfekte olan herkes ağır hasta olmayacak. Bu hastalık kişinin immün sistem yanıtına bağlı olarak asemptomatik (bulgu vermeyen form), hafif, orta, ağır hastalık şeklinde geçirilebilir. Çoğumuz enfeksiyonu 18-24 ay içinde geçireceğiz.

Bu bizi rahatlatmalı mı?

Elbette hayır. Çünkü ne kadar az kişi tedavi için hastaneye gelirse virüsle mücadelemiz o kadar kolay olur?

Hastanelerimiz mi yoğun bakım ünitelerimiz mi yetersiz?

Hastaneler ve yoğun bakım üniteleri ilgili yetersizlikten bahsedersek yanlış olur. Ama kitlesel yığılmalar sağlık sistemini aksatır. Eğer zamana yayabilirsek en az can kaybıyla atlatabiliriz.

Sizce Türkiye’de alınan önlemler yeterli mi?

Bilim kurulu ocak ayından bu yana konuyla ilgili çalışmalar yapıyor ve ilk vakada okullar tatil edildi. Bence Devlet refleksi gayet hızlıydı. Ama en büyük görev millete düşüyor.

Amerika Başkanı Trump korana virüs için ilaç bulduklarını açıkladı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yeni bir ilaç bulunmuş değil ancak bazı ilaçlar tedavide kullanım için ruhsat aldı. Kesin çözüm olmasa da tedavide faydalı. Biz de zaten ülke olarak o ilaçları stoklamış durumdayız.

Demek ki bizim bilmediğimiz önlemler de alınıyor. Peki, hocam virüs tedavisi için hastanelerimizin donanımı yeterli mi?

Emin olabilirsiniz ki bu konuda birçok Avrupa ülkesinden avantajlıyız. Önce Allah’ın yardımıyla sonrada milletimizin bilinçli davranışlarıyla bu süreci en kısa sürede atlatacağız.

İnşallah Hocam, çoğumuz evdeyiz fakat zorunlu durumlarda dışarı çıktığımızda ne yapmalıyız?

Kişilere 1 metreden yakın mesafede olmamalıyız. Konuşurken alışverişte veya sıra beklerken. AVM gibi kapalı yerde hasta olabilecek insanlarla fazla sürede temas etmemeliyiz. Zaman zaman Kolonya ve dezenfektan kullanmak faydalı olur. Yüzde 60’tan 90’a kadar alkol derecesinin olması durumunda (İdeali %70), bu ‘zarflı’ bir virüs olduğu için bunu ortamdan uzaklaştırabiliriz, elimizi temizleyebiliriz. El hijyeni buradaki mücadelede en önemli unsurdur. Eve dönünce, işyerinde şüpheli bir temas durumunda, ellerin en az 20 saniye sabunla yıkanması gerekir. Maske kullanımını genellikle hastalara, yüksek riskli gruplara önermekteyiz. Ancak toplu taşıma kullanım zorunluluğu varsa maske takılabilir. Fakat maske takıldıktan sonra ellerin kesinlikle maskeyle temasının olmaması gerekir. Aksi takdirde kişi kendi kendine virüsü bulaştırır.  Eldiven takmaya ise gerek yoktur. Yanınızda küçük bir kolonya taşıyın, çevreye dokunduktan hemen sonra sık sık el hijyeninizi sağlayın. Eldiven kullanmayı doktorlara bırakın. Ayrıca eldiven takan kişi elini yıkamadığı için virüs bulaş riskini arttırır. Zorunlu olmadıkça sağlık tesislerinden uzak durulmalıdır.

Örneğin market alışverişi yaptığımızda virüs kapmış biri bizim aldığımız ürüne dokunmuşsa virüs bize bulaşır mı?

Kontakt durumunda bulaşma olabilir. Markette ürünlere, çevreye dokunmanız durumunda, bundan sonra el hijyenini sağlamanız gerekir. Buradaki en önemli unsur, cismin üstünde taşıdığı virüsten ziyade sizin elinizi ne sıklıkla yıkadığınızla ilişkilidir.

Virüs herhangi bir eşyaya bulaştığında ne kadar kalabiliyor?

Virüsün en uzun yaşayabildiği yüzeyler paslanmaz çelik ve plastik yüzeylerdir. Farklılık göstermekle birlikte ortalama yarı ömrü paslanmaz çelikte yaklaşık 5-6 saat, plastikte 6-8 saattir.

'Kovid-19’un özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde daha fazla hasara yol açacağı söyleniyor. “Bağışıklığı baskılanmış” ne demektir?

Bağışıklığı baskılanmış demek; İmmün sistemleri yani savunma sistemleri baskılanmış kişiler demektir. Bunlar arasında bağışıklık sistemini tutan hastalıklar, kanser için kemoterapi alan kişiler, değişik hastalıklarda steroid alan kişiler, hemodiyaliz hastaları, HIV hastaları sayılabilir.

Peki hastalığın ilerleme şekli nasıldır? Hangi durumlar bize virüs bulaştığını haber verir?

Klinik bulgu ve semptomların görülmesi uyarıcı olabilir. Bunlar 1-3 gün arası soğuk algınlığı ve gribe benzer semptomlar görülebilir. Ateş ve boğaz ağrısı olabilir veya olmayabilir. Bağışıklığı zayıf insanlarda mide bulantısı ve ishal görülebilir. 4.gün boğaz ağrısı artabilir. Ses boğuklaşır. Hastalarda iştahsızlık ve baş ağrısı başlayabilir. 5.gün durum kötüleşmeye başlar. Boğaz ağrısı şiddetlenir, kuru öksürük başlar. Tüm vücutta eklem ağrıları baş gösterir. İlerleyen günlerde hastalar nefes almakta güçlük çeker. Ateş artmaya başlar.

Virüs kapmamış bir insanın normal yaşantısı nasıl olmalıdır?

İnsanlar mecbur kalmadığı sürece evden çıkmamalıdır. Belli sebeplerden dolayı dışarı çıkması gereken insanların ise özellikle el hijyenine dikkat etmesi, diğer insanlarla yakın temasta bulunmamaya dikkat edilmeli, mesafemizi en az 1 metre olacak şekilde korumalıyız. Kapalı yerlerde uzun süre kalmamalıyız. Kalabalık yerlere gitmemeliyiz. Uzaktan selamlaşmalıyız.

Havalar ısınınca virüsün yayılmasıyla ilgili farklı bir durum gelişecek mi?  Havalar ısınınca virüsün yayılım hızında düşüş beklenmektedir. Güneş ışığı ve kuru sıcaklık virüsün yayılımını azaltacağını ümit ediyoruz. Ancak güney yarım kürede şu an yaz mevsimi yaşanmasına rağmen vaka görüldüğünü unutmamak lazım.

Virüsü kapan herkes hastanede tedavi olmak zorunda mı?

Hayır, her hastanın hastalığı geçirme şiddetine göre değişmektedir. Asemptomatik hastalar olabileceği gibi ağır formda hastalığı geçirerek cihazla solunum desteği alması gereken (%1-2) hastalarda olabilir. Bazıları da kliniklerde yatıp oksijen desteği alarak iyileşip taburcu olabilir.

Antiviral olarak bilinen evimizde ulaşabileceğimiz neler var? 

Antiviral ilaçlar Sağlık Bakanlığın belirlediği hasta gruplarına, hekim tarafından başlanır. Bunu dışında evde temizlik, hijyen önlemlerinin alınması, diğer sorularda bahsettiğimiz tedbirlere uyulması virüsün etkisini azaltır.

Çocuklarımızı virüsten korumak için nasıl önlemler almalıyız?

Çocuklarda dahil tüm insanların sosyal izolasyona dikkat etmesi, mümkün oldukça 20 saniye süreyle ellerin sabunla yıkanması, dışarıdan eve gelen kişinin ayakkabılarını dışarıda bırakıp, kıyafetlerini farklı bir odada bulundurması ve o odanın havalandırılması gerekmektedir. Bu şekilde evde bulunan kişilere, çocuklara bulaşın önüne geçilmiş olabilir.

Virüsün ölümcül etkisinin belli bir yaş üzerinde olmasının temel sebebi nedir? Bağışıklık sisteminin yaş ilerledikçe zayıflaması sonucunda ileri yaşta daha ölümcül olabilmektedir.

Size ve tüm sağlık çalışanlarımıza tüm kalbimizle teşekkür ederiz Hocam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tunçer Öncü Arşivi