Muhammed'in ailesi, istinaf başvurusunun reddi ile yıkıldı

Konya’da söküldükten sonra kaldırıma bırakılan reklam panosunun üzerine devrilmesi sonucu yaşamını yitiren Muhammed Emir Karabakan'ın (5) ölümüyle ilgili iş yeri sahibi Taha Süleyman B'ye (28) verilen 15 bin 200 lira para cezası, aylık 633 lira olmak üzere 24 taksite bölündü. Karara itiraz ederek İstinaf Mahkemesi'ne başvuran aile ikinci kararla bir kez daha yıkıldı. Konya Bölge Adliyesi 3. Ceza Dairesi verdiği kararında istinaf başvurularının esastan reddine karar verdi.


Muhammed'in ailesi, istinaf başvurusunun reddi ile yıkıldı

Olay, 30 Ocak 2018 tarihinde merkez Karatay ilçesi Büyük Sinan Mahallesi Gündüz Sokak'ta meydana geldi. İkiz kardeşi Ömer Faruk, ağabeyi İsmail (13), ablası Zeynep (11) ve annesi Sakine Karabakan (41) ile markete giden Muhammed Emir Karabakan'ın üzerine kaldırıma bırakılan reklam panosu devrildi. 500 kilo ağırlığındaki panonun altından ağır yaralı kurtarılan Muhammed Emir, tedaviye alındığı hastanede 16 gün sonra hayatını kaybetti.

15 BİN LİRA PARA CEZASI VERİLDİ

Konya 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 5 Eylül'de görülen karar duruşmasına tutuksuz sanıklar zabıta memurları Hüseyin Ö. (60), Abdullah F. (59) ve Mehmet Ö. (52) ile kazada hayatını kaybeden Muhammet Emir'in babası Cemalettin Karabakan ve avukatlar katıldı. Mahkeme, son savunmaların ardından tutuksuz sanık Taha Süleyman B.'yi 'taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı 15 bin 200 lira para cezasına çevirerek 24 eşit taksite böldü. Sanık zabıta memurlarını da 1'er yıl 8'er ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Bu cezalar da 12 bin 100'er lira para cezasına çevrildi. 

GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI

Mahkeme heyeti, gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda, hayatını kaybeden Muhammed Emir Karabakan'ın sökük ve açıkta bulunan tabelanın oluşturacağı tehlikeleri idrak edemeyecek yaşta olduğundan olayda kasıt ve kusuru bulunmadığı belirtildi. Mahkeme sanıklara verilen para cezasının gerekçesini ise şöyle özetledi:

"Savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporu ve yargılama sırasında alınan bilirkişi heyet raporlarının birbiri ile uyumlu olması ve aralarında çelişki bulunmaması nedeniyle, her iki raporun kanun ve yönetmelik hükümlerine dayanarak belirledikleri ve gerekçelendirdikleri kusur oranları, mahkememizce de olayın oluşuna uygun ve yeterli görülmüştür. Buna göre tüm sanıkların Muhammed Emir Karabakan'ın ölümüne taksirle neden olmak suçundan kusur oranlarının derecesi de gözetilerek cezalandırılmasına karar verilmiş, sanıkların işlediği suçun taksirle suçlardan olması, sanıkların geçmişi ve suçun işlenmesindeki özellikler göz önüne alınarak verilen hapis cezaları paraya çevrilmiştir" denildi.

İSTİNAF MAHKEMESİ BAŞVURUYU REDDETTİ

Karara itiraz eden Karabakan ailesi ise avukatları aracılığıyla kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Konya Bölge Adliyesi 3. Ceza Dairesi verdiği kararda istinaf başvurusunu reddetti. Kararda şu ifadeler yer aldı:

"Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip, tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının esastan reddine kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi" denildi.

İstinaf Mahkemesi'nin kararı ile umutlarının yıkıldığını belirten baba Cemalettin Karabakan, şunları söyledi:

"Mahkemede veriler karar, sanıklara verilen bir ceza değil, adeta bir ödüldü. Buna söyleyecek bir söz bulamıyorum. Hem iki sene ceza ver, onu da 15 bin lira para cezasına çevir. Bu da yetmiyor, bir de 24 ay taksite böl. Ödül verselerdi daha iyiydi. Evladımızı kaybettiğimize mi yanalım, çıkan karara mı yanalım. Ama bir umut bir şansımızı daha deneyip itiraz edip, istinafa gittik. Hem kamuoyu adına, hem bizim vicdanımıza, hem toplum adına güven sağlayacak bir karar çıkar diye düşündük. Bizi de vicdanen en azından bir nebzede olsa rahatlatır diye umut etmişken, istinaf mahkemesinin kararıyla bir kez daha yıkıldık. Net bir şekilde başvurumuz reddedildi."

“Bizim canımız yandı, başka anne-babaların canları yanmasın” diyen Cemalettin Karabakan, "Bu tür ihmal ve sorumsuzluklarla ne benim, ne başka bir anne babanın ciğeri yansın, ne de başka Muhammed Emir'ler hayata veda edip gitsinler" diye konuştu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.