Altın 5897.703
BIST 11311.31
Dolar 42.6861
Euro 50.1507
Sterlin 57.0609

15 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı

Son Dakika Haberi! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde "24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı"nda konuştu, ardından 15 bin öğretmenin görev yerleri belirlendi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Beştepe'de düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı'na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buradaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bu güzel mekanda misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Milletin kütüphanesine hepiniz hoş geldiniz şeref verdiniz. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün tüm eğitim camiasına hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Her birimiz üzerimizde hakkı olan öğretmenlerimizi yıllardır olduğu gibi bugün bir kez daha minnetle özlemle yad ediyoruz. 81 ilimizdeki bütün öğretmenlere teşekkür ediyorum. Bilhassa şehit öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yılmaz'a cenabı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Birazdan 15 bin öğretmen adayımızın atama heyecanını paylaşacağız. Genç öğretmenlerimiz, zorlu ve ulvi bir mesleğe adım atıyorlar. Atanacak öğretmenlere görevlerinin kendilerine ve öğrencilerine hayırlı olmasını diliyorum.

İlk atamadan emekliliğe kadar öğretmenlik, her aşamasında sabır isteyen saygın bir meslektir. Öğretmenlik mesleğini diğer kamu görevlerinden ayıran en önemli vasfı malzemesinin de meyvesinin de insan olmasıdır. Öğretmen öğrencisine sadece bilgi aktarmaz, aynı zamanda onun fikrini değiştirir, ufkunu geliştirir. Öğretmen, öğrencisini işleyen bir mücevher ustasıdır. Öğretmenlerimiz ilim ve ahlak meşalesini ellerinde taşıdıkça Türkiye'nin yolu da ufku da açıktır. Siz bu ruha sahip çıkarsanız önümüz inşallah aydınlık olacaktır. Teknolojinin hayatımızı çepeçevre kuşattığı, ülkelere, toplumlara ve bireylere istikamet çizdiği bir çağda yaşıyoruz. Teknoloji ve dijitalleşmenin hayatımıza getirdiği kolaylıkları kimse inkar edemez. Daha önce saatler, günler süren pek çok işi bugün elimizdeki telefona yüklediğimiz bir uygulama sayesinde saniyeler içinde yapabiliyoruz. Dünyanın en ücra köşesindeki hadiseleri anbean takip edebiliyor, fiziken bir araya gelmemizin mümkün olmadığı farklı kültürden insanlarla diyalog kurabiliyor, hatta dostluk, arkadaşlık, iş ortaklığı geliştirebiliyoruz. Son dönemde yapay zeka devrimiyle birlikte teknolojideki değişim artık baş döndürücü boyutlara ulaştı. Sonunu kimsenin öngöremediği bir belirsizliğe doğru insanlık olarak hızla yol alıyoruz.

Buna karşı direnmek, bunun dışında kalmak sizin de bildiğiniz gibi mümkün değil. Peki, ne yapabiliriz? Akıntıya karşı kürek çekemeyeceğimize göre bunu doğru yönetebiliriz. Ülkemiz ve milletimizin menfaatleri istikametinde doğru yönlendirebiliriz. Teknolojinin sağladığı imkanlardan azami derecede istifade ederken aynı zamanda zararlı yönlerini minimalize etmek bizim elimizdedir. Bunun yolu ise çocuklarımıza dijital okuryazarlık ve farkındalık eğitimi vermekten geçiyor. Sadece yasaklayarak bir netice alınamayacağını hepimiz biliyoruz.

Kabul edelim ki çocuklarımızın oyun alanı artık sadece parklar, bahçeler, sokaklar değil. Çocuklarımızın kurduğu iletişim sadece yüz yüze iletişimle de sınırlı değil. Bugün evlatlarımız dijital teknolojinin büyülü atmosferinde daha fazla vakit geçirecek sayısız imkana kolayca ulaşabiliyor. Bizlere çok sentetik ve yapay gelse de arkadaşlarıyla orada sosyalleşiyor, orada eğleniyor, orada kendine ayrı bir çevre ediniyor; tabiri caizse sanal evrende ayrı bir gezegen kuruyor. Çocuklarımızla sağlıklı bir iletişim kurmak ve onlara nitelikli bir eğitim sunabilmek için bu gerçeklerle barışmamız gerektiği kanaatindeyim.

Şunun da altını önemle çizmek durumundayım, nesiller arasındaki kavrayış... arada öyle bir fark var ki büyürken çocuklarımıza ve gençlerimize bizim yaşadığımız dünyayı empoze ederek bir yere varamayız. Onları geçmişe çekmek, bizim zamanımıza sürüklemeye çalışmak yerine geleceğe hazırlamak mecburiyetindeyiz. Hazreti Ali efendimize atfedilen şu söz tam olarak buna işaret etmektedir: “Çocuk yetiştirenler; bakınız hangi tavsiyede bulunuyor, çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.” Bunun en doğru usul ve üslubunu ise merhum Nurettin Topçu üstadımız şöyle ifade ediyor: “Öğretimin üslubu, onun sade şekil ve kıyafeti değil, ruhunun kalıbıdır. İyi üslupla iyi öğretim, fena üslupla fena öğretim yapılır.

Güzel bir sözümüz var; evet, “Usul esasa mukaddemdir” ilkesiyle hem meseleye doğru açıdan bakacağız hem de çocuklarımızın eğitimine sağlıklı yöntemlerle yaklaşacağız. Değilse yavrularımızla doğru iletişim kurup onları doğru yönlendiremeyiz. Özellikle de sanal dünyanın dehlizlerinde evlatlarımızın ve gençlerimizin kaybolmalarına engel olamayız. Bu konuda ebeveynlerle birlikte siz öğretmenlerimize de önemli görevler düşüyor. Şu noktanın da üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor: Bir öğretmenin evladı olarak gördüğü öğrencisini sevgiyle saran emeği ne kadar mühimse, ne kadar değerliyse ailelerimizin öğretmene desteği de aynı derecede kıymetlidir, vazgeçilmezdir. Ailelerimizin çocuklarının eğitimleriyle yakından ilgilenmesi, öğrenme süreçlerinde özellikle de sanal dünyadan gelebilecek tehdit ve tehlikelerle mücadelede çok çok önemlidir. Hep beraber el ele verecek; dikkatli, sabırlı, şefkatli ve kararlı bir şekilde sanal alemden yayılan tehlikelere karşı mücadele edeceğiz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile eğitimde yaşanan paradigma değişiminin bizlere bu çabalarımızda da önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.

Toplumda ve her birimizin hayatında bu konuda özel bir konuma sahip olan öğretmenlerimize haklarını teslim etmek bizim asli vazifemizdir. Son 23 yılda hep böyle bir çabanın içinde olduk. Ülkemizin büyümesine, Türkiye ekonomisinin imkanlarının genişlemesine paralel olarak bunu en önce öğretmenlerimize, en önce eğitime yansıttık. Eğitimin niteliğini artırmak, eğitimi yaygınlaştırmak, eğitimin önündeki engelleri ve yasakları kaldırmak, öğrencilerimiz arasında fırsat eşitliğini sağlamak için ilk günden beri çalışıyoruz.

Burada bazı rakamları sizlerle paylaşmakta fayda görüyorum. 2002’de Milli Eğitim Bakanlığımız merkezi yönetim bütçesi içinde 4. sıradaydı. 2003’ten itibaren eğitime birinci sırayı tahsis ettik. 2026 bütçesinde de bu önceliği aynen koruduk. Milli Eğitim Bakanlığımıza 2026’da 1 trilyon 944 milyar lira kaynak ayırdık. Az önce dinledik: “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır.

Öyleyse bu öyle rastgele olmuyor; gerekli desteği en üst seviyede ilme, eğitim-öğretime ayırmak durumundayız. Ve bu dönemde derslik sayımız 343 bindi, bugün 616 bine yükseldi. Özel okullar dahil edildiğinde bu rakam 754 bine yaklaşıyor. Yani bizden evvel yapılan derslik sayısının iki katını biz sadece 23 senede ülkemize kazandırmanın kıvancını yaşadık. Okullarımızda görev yapan öğretmen sayısında da ciddi artışlar oldu. 2002’den bu yana 821 bin 360 öğretmenin atamasını yaptık. Şu an resmi eğitim kurumlarında çalışan öğretmen sayımız 1 milyon 34 bini aşmıştır. Aktif görevdeki her 10 öğretmenden 8’i bizim dönemimizde atandı. Öğretmen olmazsa öğrenciyi kim yetiştirecek? Buna gereken ehemmiyeti, önemi vermemiz gerekiyordu; işte bunu biz verdik."

15-bin-ogretmen-atamasi-sonuclari-aciklandi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sonrasında kura ile 15 bin öğretmenin görev yerleri belli oldu. Erdoğan, butona birlikte bastığı çocuklara harçlık dağıttı.

15-bin-ogretmen-atamasi-sonuclari-aciklandi

Son Dakika ve Güncel haberler WhatsApp aracılığıyla size anında ücretsiz olarak ulaştırılıyor...

WHATSAPP SON DAKİKA SİSTEMİNE KATILMAK İÇİN TIKLAYIN

DAHA ÇOK HABER İÇİN WHATSAPP KANALINA KATILIN

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.