Bakan Soylu son rakamları verdi: 30 polis, 18 jandarma, 4 kaymakam, bir vali…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘Şu ana kadar emniyet teşkilatımızda 30, jandarma teşkilatımızda 18 ayrıca 4 kaymakamımız, bir valimiz ve yine diğer teşkilatlarımızda salgınla karşı karşıya kalan, bir bölümü semptom gösteren bir bölümü de pozitif çıkan mesai arkadaşlarımız var.’ dedi.
Bakan Soylu, Ülke TV canlı yayınına katılarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ve Sağlık Bakanlığı ile Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasına karşı her geçen gün yeni önlemler aldıklarını belirten Soylu, en başından beri virüsün Türkiye'ye gelme ihtimalini göz önünde bulundurarak gerekli adımları attıklarını anlattı.
Virüsün yayılmasını önlemek adına her türlü çalışmanın yapıldığını ifade eden Soylu, bu kapsamda İran başta olmak üzere yakın coğrafyada ilk vakaların ortaya çıkmasının ardından sınırlarda sahra hastaneleri kurduklarını, havaalanlarında ise termal kameralarla yolcuların kontrol edildiğini kaydetti.
Soylu, Bakanlık olarak virüse karşı tedbirler kapsamında bugüne kadar 49 genelge yayımladıklarını, bunların 17'sinin sınırlarla ilgili olduğunun bildirdi.
Virüse rağmen kolluk kuvvetinin görevi başında olduğunun, 24 saat boyunca göçle mücadele, sahil güvenlik, asayiş ve terörle mücadelenin aksatılmadan devam ettiğinin altını çizen Soylu, bu süreçte toplumla iç içe olan güvenlik güçleri ile mülki idare amirlerinden koronavirüse yakalananların bulunduğunu aktararak şöyle devam etti:
"Emniyet teşkilatımızda 30, jandarma teşkilatımızda 18, ayrıca 4 kaymakamımız, bir valimiz ve yine diğer teşkilatlarımızda salgınla karşı karşıya kalan, bir bölümü semptom gösteren bir bölümü de pozitif çıkan mesai arkadaşlarımız var. Bir bölümüyle konuştum, kritik yerlerde görev yapan arkadaşlarımız bunlar. Önemli sorumluluk aldılar, onlar da karantinadalar. Bir an önce şifa bulmalarını niyaz ediyorum."
"725 bin yaşlımızın evine gittik."
Virüse karşı önlemleri çok boyutlu ele aldıklarını ifade eden Soylu, kamu düzeni, sağlık sisteminin sürdürebilir olması, gıda ve hijyen tedarik zincirinin devamı ile sosyal izolasyonun sağlanmasının öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.
Virüsten korunmak için sosyal izolasyonun önemine işaret eden Soylu, bunun sağlanması için 211 bin 800 iş yerini kapattıklarını, sahillere, marketlere ve pazar alanlarına yeni düzen getirdiklerini belirtti.
Toplumsal hareketliliğe ilişkin her gün ilgili birimlerden bilgi aldığını bildiren Soylu, önlemler kapsamında sokağa çıkmaları sınırlandırılan 65 yaş ve kronik hastalığı olan vatandaşlardan kimsesiz olanları da yalnız bırakmadıklarını vurguladı.
Soylu, "İmamı, polisi, jandarması, Kızılayı, öğretmeni, devletin bütün birimleri, kaymakamı, valisiyle 725 bin yaşlı insanımızın evine gittik. 'Bana gelin' diyenin evine gittik, ne istedilerse de yerine getirdik. Odununu kırdık, tarlasını sürdük, hayvanına baktık. Devlet işte bunun için var ve bunun gereğini yerine getiriyoruz." diye konuştu.
"Provokasyon yapan hesaplar terör örgütleriyle ilintili"
Soru üzerine sosyal medya üzerinden dezenformasyon ve algı operasyonlarına da karşı mücadele verdiklerini anlatan Soylu, bu zor günlerde paylaşımlarıyla toplumun birliğini hedef alanlar olduğunu, bunların aynı zamanda terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan kaçınmadıklarını söyledi.
Türkiye'nin her alanda elde ettiği başarıyı hazmedemeyenlerin toplumsal birlikteliğe ihtiyaç duyulan günlerde ortaya çıkarak toplumu maniple etmeye çalıştığına dikkat çeken Soylu, şunları söyledi:
"Son 15 gün içerisinde sosyal medya üzerinden provokasyon yapan, toplumumuzun birliğine karşı düşmanca tutum takınan 2 bin 863 hesap tespit ettik. Bunların yüzde 70'i çeşitli zaman diliminde FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle ilintili paylaşım yapan hesaplar ve büyük kısmı yurt dışına ait. Topyekun bir merkezden aldıkları talimatla harekete geçiyorlar. Provokasyon ve dezenformasyonla milleti tehdit edenlere karşı hukuk içinde gerekeni yapıyoruz. Anayasa Mahkemesinin aldığı ama yayımlamadığı bir karar sebebiyle biraz işimiz zorlaşacak. Bu hesapları belirleyip suç duyurusunda bulunma hakkımız vardı. Ancak ilk belirleme hakkımız alındı. Provokasyon yapan hesaplara ilişkin süreci başlatmak için ilgili mahkemeye gideceğiz, 'Siz bununla ilgili sürece devam edin' denilirse, devam edeceğiz. Şu bilinsin ki bu alanda (siber) o kadar gelişmiş bir yapıya sahibiz ki devletimizin elde ettiği kapasite, milletimizin onur duyacağı kadar iyi bir noktada. Gerek siber gerek istihbarat olsun birçok ülkede önde olduğumuzu aktarmak istiyorum. Milli ve yerli programlar yazabildiğimizi, bu programların birçoğunun dünyada olmadığını da söyleyebilirim."
Eleştirilere cevap
Aldığı kararlar nedeniyle eleştirilere maruz kaldığının hatırlatılması üzerine Bakan Soylu, "Devletimiz hukuk devletidir. Bir suç unsuru bulunursa suç duyurusunda bulunuruz, değerlendirmesini ise savcılar yapar. Zor bir süreçten geçiyoruz. Birliğe ihtiyaç duyulan bir dönemde, devleti ve yöneticilerini hedef alan küfre varan noktaya giden hakaretlere karşı ne yapmamızı bekliyorlar? Bunu nasıl özgürlükle bağdaştıracaksınız? O zaman kanun olmasın, Meclis olmasın. O kanunlar niye çıkıyor? Devlet savaş, salgın, afet, kaos zamanlarında vardır ve kanunlar da bu dönemde şiddetin, terörün önüne geçilmesi için uygulanır. Bunu uyguladığımız için kötü olacaksak varsın kötü olalım." değerlendirmesini yaptı.
"Şehirler arası yolcu taşımacılığı yüzde 98,9 düştü"
Toplu taşıma araçlarının, koltuk sayısının yarısı kadar yolcu alacağını anımsatan Soylu, bu konuda maliyet hesabıyla seferlerin seyrekleştirilmemesi, hat sayılarının düşürülmemesi gerektiğini söyledi. Bakan Soylu, "Burada bir maliyet hesabı değil sağlık hesabı yapılması gerektiğini kendilerine talimatla gönderdik. Bunun aksi davranıyorlar. Elimizde bunun da yetkisi var. Biz gereğini yerine getiririz. Yarından itibaren de arkadaşlarıma bugün de söyledim. Bunun birtakım belediyelerde bunun nasıl işlediğini analiz edecekler, araştıracaklar. Eğer bizim söylediğimizim dışında herhangi bir tabloyla karşılaşırlarsa da çok doğal olarak gereğini de yerine getirecekler." diye konuştu.
Alınan kararların uygulanıp uygulanmamasıyla ilgili müfettiş görevlendirdiklerini ifade eden Soylu, yarından itibaren müfettişlerin sahada çalışmaya başlayacağını dile getirdi. Bakan Soylu, yolcu taşımacılığındaki verileri paylaşarak "Şehirler arası yolcu taşımacılığı yüzde 98,9 düştü. Aldığımız tedbirler burada bir sonuç oluşturmuş." dedi.
"Tüm tedbirleri en yüksek noktada almaya çalışıyoruz"
Bazı kentlerde karantina uygulaması yapıldığına dikkati çeken Soylu, "Şu anda 21 ilimizde 50 belde, köy ve mezrayı karantinaya aldık. Tüm tedbirleri en yüksek noktada almaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Süleyman Soylu, bazı kişilerin kendilerine alınan kararlarda "Toleranslı olun" dediğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Niye toleranslı olacağız. Bu ülkede biz, sağlık malzemesi ararken, n95 maske, cerrahi maske ve tulum ararken, bunları stoklayanlara toleranslı mı olacağız. O zaman onlara da toleranslı olalım. Fahiş fiyat uyguladığı değerlendirilen 243 satıcıya operasyon yapıldı. Ne olursa olsun gıda ürünleri de dahil olmak üzere milletimizin hakkını korumak için de elimizden geleni yapmaya çalıştığımızı bir kez daha burada ifade etmek istiyorum."
Belediyelerin yardım toplama kampanyası
Soylu, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin yardım toplama kampanyasının durdurulmasına ilişkin bir soruya, bu konuda kendisine CHP'nin iki genel başkan yardımcısının "Bu işlerin içerisinde belediye başkanlarımız da olsun" dediğini ve kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi.
Vatandaşlara yardım için Vefa Sosyal Destek Gruplarının oluşturulduğunu hatırlatan Soylu, "22 Mart gecesi başladı. 667 bin talep bu sabah itibarıyla geldi, şu an 721 bini geçti, yarın sabah 740 bin civarında olur. Hep birlikte zor bir meseleyle karşı karşıyayız." bilgisini verdi.
Birtakım belediyeler, vakıflar ve derneklerin de yardım toplamaya başladığını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanlığı olarak bu görevi bize veren kanundur. Benim görevim kanuna uymak, kaos dönemlerinde kanunu ihlal etmeye çalışanlara da müsaade etmemektir. Bu kanun, dernekler, vakıflar, kamu kurum ve kuruluşları ancak yardım toplayacaklarsa, kampanya yapacaklarsa, eğer ilçesinde yapacaksa kaymakamdan, ilde yapacaksa validen izin alır. Eğer iller arası yapacaksa o ilden diğer valilere yazılır ve İçişleri Bakanlığı bu konuda bilgilendirilir. 2860 sayılı kanun 'Sadece yardım toplamakla bırakmayacaksın, onu da denetleyeceksin' diyor. Bu yetkiyi, istismar edilmemesi için bize veriyor. Bütün bunlarla beraber eğer vali izin vermişse yardım toplayabilirsin. Ama devlet, vali izin vermeden sen banka numaraları açıklarsan, 'Ben yardım topluyorum' dersen, siz başka bir devlet oluşturmak istiyorsunuz, bu kadar açık ve net."
"Ekrem İmamoğlu konuyla ilgili beni aradı"
Soylu, bugün kendisini arayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yanına gelen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'a bir belediyenin yardım toplamak için neden izin alması gerekliliğini kanunlarla ifade ettiğini söyledi.
Belediyelerin şartlı ve şartsız olmak üzere iki türlü bağış alabileceğini belirten Soylu, bunun yardım toplama olmadığını, yardım ile bağışı ayıran belediye kanunları bulunduğunu ifade etti. Devletin koyduğu kaideye herkesin uymak zorunda olduğunu vurgulayan Soylu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"'Korona ile karşı karşıyayız onun için istediğimiz kanunu yapabiliriz', böyle devlet olabilir mi? Nerede kaldı devlet geleneği? Bu kadar basit mi devleti idare etmek? O zaman HDP'li belediyeler çıksın istedikleri yardımı toplasın, PKK'ya istedikleri gibi göndersinler. Kanun koyucu bu kanunu koyarken devleti, milleti korumuş, belediyeye demiş ki 'Senin yardım toplama yeteneğin var ancak bunu devletten izin alırsın ama bağış alırsın şartlı bağışı böyle alırsın.'"
"Ne olursunuz, yalvarıyorum evde kalın"
Soylu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bugünkü şartlarda getirdiği avantajlar konusunda neler söyleyebilirsiniz?" sorusu üzerine, "Bu kadar kritik problemler karşısında, patlama imkanımız çok yüksekti, parlamenter sistemde. Eğer bugün bu kadar hızlı karar alınıyorsa Sayın Cumhurbaşkanımızın idaresinde, riyasetinde tüm bakanlarla, tüm bakanların birbirleri arasında bu kadar güçlü bir bağ varsa, karar alınabiliyorsa ve uygulanabiliyorsa, bu yeni sistemin ortaya koyduğu süreçtir, yeni sürecin ortaya koyduğu dinamizmdir." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin dinamizminden, karar alma yeteneğinden, meseleleri doğru şekilde algılayıp, doğru şekilde yönetme kabiliyetinden 50 yıl sonra da, 100 yıl sonra da istifade edeceğini söyleyen Soylu, mevcut sistemde, parlamenter sistemdeki aksaklıkların bulunmadığını ifade etti.
Bakan Soylu, programın sonunda millete bir mesajı olduğunu belirterek vatandaşlara "Ne olursunuz, yalvarıyorum evde kalın. Yalvarıyorum sosyal mesafeye ve sosyal izolasyona dikkat edin, şehirlerinizi terk etmeyin. Teyzelerimize, ablalarımıza, hanımefendilere, kadınlara sesleniyorum. Pazarlara gittiğinizde girmenizle çıkmanız bir olsun. Orada vakit kaybetmeyin. Bu dönem özel bir dönem. Ne olursunuz gittiğiniz yerde çok fazla durmayın." çağrısında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.